Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan açılan kamu davasında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davaya katılma hakkı bulunan ancak davadan da haberdar edilmeyen Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 14/07/2010 tarihli savunması olmakla, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş olup sanığın ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi...

    Davalı vekili, zaman aşımı def'inde bulunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 15/03/2009 tarihinde gerçekleşen hasara ilişkin ihbarı 16/03/2009 tarihinde yaptığı, 2 yıllık zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davanın 04/04/2011 tarihinde açıldığı, zaman aşımı süresinin 16/03/2011 tarihinde dolmuş olduğu, davalı ... şirketinin zaman aşımı def'inin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6762 sayılı TTK'nın 1299. maddesine göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

      İTİRAZ Şikayetçi mirasçı borçlular, alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibinde, ödeme emri tebliğ edilmeden önce dosyanın 3 yıldan fazla işlemsiz bırakılması nedeniyle alacağın zaman aşımına uğradığını, murisleri hakkında da düzenlenmiş bir ödeme emri bulunmadığını belirterek zaman aşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; davacılar tarafından ileri sürülen zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; muris borçlu ...'...

        Bu nedenle davalının savunmasında zaman aşımı itirazında bulunması yeterli olup, zaman aşımı maddesinin yanlış gösterilmesi, olaya uygun olamayan hukuki nitelendirmede bulunması sonuca etkili değildir. Mahkemece verilen ilk kararın istinaf edilmesi üzerine, dairemizin 08/07/2021 tarih 2020/1670 E., 2021/1380 K. sayılı kararı ile davalının zaman aşımı definin değerlendirilmemesi gerekçesi ile kaldırılmış olup, mahkemece kaldırma kararımız sonrasında zaman aşımı defi değerlendirilerek istinaf konu karar verilmiştir. Gerek sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 126/4 ve gerekse 6098 sayılı TBK'nın 147/6. maddesine göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama HÜKÜM : Sanık hakkında TCK'nin 86/1, 86/3-e, 87/3 maddeleri gereğince açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle CMK'nin 223/8 maddesi gereğince düşürülmesine dair karar....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Irza geçme HÜKÜM : Mahkumiyet İlk derece mahkemesince bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinde on beş-on sekiz yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyup 765 sayılı TCK'nın 414/2. maddesinde düzenlenen ırza geçme suçunun zaman aşımı yönünden lehine sayılıp 5237 sayılı TCK'nın 103/2, 4, 6. maddelerindeki karşılığı olan çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu için öngörülen cezanın üst sınırı itibarıyla eylemin aynı Kanunun 66/1-c, 66/2. maddeleri gereğince 13 yıl 4 aylık asli dava zaman aşımı süresine tabi bulunduğu ve suça sürüklenen çocuğun mahkeme sorgu tarihi olan 20.06.2001 ile bozma sonrası yapılan yargılamada mahkumiyet hükmünün verildiği 23.12.2014 tarihi arasında dava zaman aşımı süresini kesen başka bir sebep olmaksızın bu sürenin geçtiği gözetilerek kamu davasının düşmesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması, Kanuna...

              Davalı vekili, zaman aşımı definde bulunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı sigortacı tarafından davalı sigortalıya sigorta bedelinin 15/10/2004 tarihinde ödendiği, TTK 1268 madde gereğince sebepsiz yere ödenmiş bulunan sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta sözleşmesinden doğan tüm alacakların 2 yılda zaman aşımına uğrayacağı, davalı tarafın bu nedenle zaman aşımı definin yerinde olduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı ... şirketi tarafından davalı sigortalıya ödenen sigorta tazminatı bedelinin istirdadı istemine ilişkindir....

                İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında takibe konduğunu, lehtar tarafından yapılan icra takibi, zaman aşımı itirazları üzerinde icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin, teminat olarak kullanacağını düşünerek bonoyu oğlu için düzenlediğini, oğlunun bonoyu açık olarak alacaklıya vereceğini düşünemediğini, hataya düştüğünü, bononun müvekkilinin bilgisi dışında doldurulduğunu, müvekkilinin bu bono nedeniyle borçlu olmadığını, tarafların edimleri arasında büyük oransızlık olduğunu, bonolarda zaman aşımı TTK'nun 749.maddesinde düzenlendiğini, zaman aşımı kesilme sebeplerinin TTK'nun 750.maddesinde düzenlendiğini, 2002 yılında açılan taklibin kesinleşmesi ile zaman aşımı süresinin başladığını, icra takiplerinde, zaman aşımını icra takip işlemlerinin kestiğini, alacaklı vekilinin dosyaya açtığı her talebin icra takip işlemi olmadığını, zaman aşımını da kesmediğini, alacaklının icra dosyasında dönem dönem yasa ve Yargıtay'ın İcra Takip İşleminde...

                  Buna göre; bonoyu düzenleyene karşı yapılacak takiplerde zaman aşımı süresi, vadeden itibaren 3 yıldır. Ancak bu süre hesaplanırken vade günü hesaba katılmayacaktır. Yapılan açıklamalar ve mevzuat hükümleri çerçevesinde, icra takip dosyasının ve takibe dayanak bononun incelenmesinde; bononun vade tarihinin 30/10/2012 günü olduğu, zaman aşımı süresi hesap edilirken vade günü sayılmayacağına göre, zaman aşımı süresinin 31/10/2012’de başladığı, 3 yıllık sürenin son gününün 31/10/2015 tarihi olduğu, 31/10/2015 günü Cumartesi’ye denk gelmekle bonoyu düzenleyen (keşideci) açısından zaman aşımının 02/11/2015 tarihinde dolacağı, 02/11/2015 günü alacaklı tarafından takip başlatılmakla zaman aşımının kesildiği ve yasada öngörülen (3) yıllık zaman aşımı süresinin bonoyu düzenleyen borçlu ... yönünden dolmadığı anlaşılmıştır....

                    Bu kapsamda dava konusu olayda idari para cezası düzenlendiğinde idari para cezası için öngörülen soruşturma zaman aşımı dolmuştur. Her ne kadar haksız filler için ayrıca TBK 72. madde ile zaman aşımı öngörülmüş ,bu madde ile zarar ve tazminat yükümlüsünün öğrenilmesinden itibaren 2 yıl ve her halde fiilden itibaren 10 yıllık zaman aşımı öngörülmüş ise de ; bu haksız eylem özel bir kanunda ayrıca düzenlenmekle özel yasa devreye gireceğinden özel yasa ile belirtilen idari para cezası düzenlemek için idareye öngörülen soruşturma zaman aşımı dolmuştur. Bu sebeple haksız fiille için öngörülen genel zaman aşımı değil özel yasada öngörülen zaman aşımının uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda idarece usulüne uygun düzenlenen bir yaptırım bulunmadığı kanaati ile davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1- Davanın REDDİNE " şeklinde karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu