Maddesine göre tebligat yapılmasının yok hükmünde olduğunu, müvekkili şirketin borcunun olmadığını, bu nedenle olmayan borçtan dolayı faiz hesaplamasını da kabul etmediklerini, takip öncesi ve sonrası faize itiraz ettiklerini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulü ile davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava , İİK nun 168/1- 5. ve 169/a maddeleri kapsamında kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraza, İİK'nın 170. Maddesi gereğince imzaya itiraza ve İİK nun 16. Maddesi kapsamında şikayete ilişkindir. İzmir 9....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK'nun 168. maddesinin 4 ve 5. fıkrasında; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emri tebliği üzerine şikayetin ve borca itiarzın beş gün içinde icra mahkemesi nezdinde yapılması gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda, muteriz borçluya ödeme emri 24.08.2010 tarihinde 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nunda belirtilen prosedüre uygun olarak yapıldığı halde, yasal beş günlük itiraz ve şikayet süresi geçirilerek 01.09.2010 tarihinde şikayet ve borca itiraz olunmuştur....
, takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 16/2. maddesinde; bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabileceği hükmü yer almaktadır. Somut olayda, borçluların icra mahkemesine başvurusu; genel mahkemece verilen itirazın iptaline ilişkin kararın, icra müdürlüğünce yanlış uygulandığına ilişkin şikayete yöneliktir. Bir başka anlatımla borçluların başvurusu; borca itiraz niteliğinde olmayıp ilamın yanlış uygulandığına ilişkin İİK'nun 16/2. maddesi kapsamında süresiz şikayet niteliğindedir. O halde mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, başvurunun borca itiraz olarak nitelendirilip yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 58., 61. maddeleri uyarınca takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmemesi nedeniyle ödeme emrinin iptali, ilamsız icra takibinde yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. HMK'nın 297/1- c maddesinde, hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği, aynı maddenin 2. fıkrasında ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. T.C....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2020 NUMARASI : 2019/526 ESAS- 2020/265 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ : Davacı/borçlu Dava Dilekçesinde Özetle; Ödeme emrinin tebliğ tarihinde tatilde bulunduğunu, şehir dışında bulunması nedeniyle itirazın Marmara Adası İcra müdürlüğüne yaptığı halde itiraz süresinin bir gün geçtiğini ve takibe devam edildiğini, takibin mesnetsiz olduğundan yetkiye, borca, işlemiş faiz ve ferilerine itiraz ettiğini, takibin durdurulması ve iptalini talep etmiştir. Davalı/alacaklı Vekili Cevap Delikçesinde Özetle; Davacı borçlunun dava dilekçesinde HMK 119....
Mahkemenin 31/12/2013 tarih ve 2013/231 E. - 785 K. sayılı ilamının temyiz incelemesinde, Dairemiz 18.11.2014 tarih ve 2014/23296 E. - 27441 K. sayılı ilamında, “borçlu şirket yönünden... Müdürlüğü yetkili olduğundan bahisle mahkemece yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına hükmetmiştir. Mahkeme, bozma ilamına uymasına rağmen 10/02/2014 tarihinde icra takip dosya borcu ödendiğinden bahisle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Her dava ve şikayet açıldığı tarihteki hukuki durum gözetilerek hükme bağlanır (28.11.1956 tarih, 15/15 sayılı İ.B.K. ve HGK'nun 17.03.1954 tarih, 3/40-49 sayılı kararları). İtiraz ve şikayet tarihinden sonra borcun ödenmiş olması, itiraz ve şikayetten açıkça vazgeçilmediği sürece, icra mahkemesinin borçlunun başvurusunu incelemesine engel teşkil etmez....
Şu kadar ki, davanın görüldüğü mahkemeye göre hükmolunacak avukatlık ücreti, ikinci kısmın ikinci bölümünde yazılı miktarları geçemez." hükmü gereği tarafımıza karşı vekalet ücreti hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle istinaf talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda; Davanın, kambiyo senetlerine özgü takipte , takibe şikayet, borca ve yetkiye itiraza dair olduğu; taraflarca takip edilmesi gereken davanın, borca itiraza dair olup, şikayet hakkında taraflar gelmezse de bir karar verileceği, yine İİK'nun 169/a maddesi gereğince, yetkiye itiraz olmakla taraflar gelmezse de bir karar verilmesi gerekmekle, her davanın niteliğine göre değerlendirme yapılıp şikayet ve borca itiraz hakkında takip edilip edilmediğine göre ayrı ayrı değerlendirme yapılarak HMK'nun 297. Maddesi gereğince her talep hakkında hüküm kurulması gerekirken, tüm dava hakkında takip edilmediğinden açılmamış sayılma kararı hatalı olmakla aşağıdaki hüküm kuruldu....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Her ne kadar davacı vekili 01/04/2022 tarihli dilekçesi ile istinaftan ve davadan feragat ettiğini beyan etmiş ise de dosyada bulunan vekaletnamede davadan ve istinaftan feragat yetkisinin bulunmadığı anlaşılmakla dairemizce esas yönünden inceleme yapılmıştır. Tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine İstanbul 36. İcra Müdürlüğünün 2021/20938 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibine gidildiği, davacı tarafın yetkiye ve borca itiraz ettiği, alacaklı tarafın 03/11/2021 tarihli talebi doğrultusunda dosyanın yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, her ne kadar şikayetçi taraf İstanbul 36....
Somut olayda; davacı borçlunun 26/03/2019 tarih, 9795 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde belirtilen adresine gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin bila tebliğ iade edilmesi üzerine, bu adrese yeniden gönderilen örnek no:10 ödeme emrinin davacı borçluya TK'nın 35/4. maddesi uyarınca 16/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ yapılan adresin davacı borçlunun tebliğ tarihindeki ticaret sicil adresi olduğu ve tebliğin usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda borçlunun usulsüz tebliğ şikayetinin reddine dair ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygundur. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takiplerinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz etmek isteyen, senedin kambiyo vasfına ilişkin şikayette bulunmak isteyen borçlunun itiraz ve şikayetlerini ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük yasal süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekir. Aksi takdirde itiraz ve şikayetler süre aşımından reddedilir....