Kaldı ki, davalının takipte vekille temsil edilmesi nedeniyle ödeme emrinin davalı vekiline tebliğ edilmesi gerekir ise de, takibin öğrenilmesi üzerine davalı vekilinin borca itiraz etmesi karşısında, davalı vekiline ödeme emrinin tebliğinin istenilmesinde hukuki yarar yoktur. Takibin durdurulmasına ilişkin icra memur işleminin davacı tarafça şikayet konusu yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalının yasal süresi içinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşıldığından, şikayete konu icra memur işleminde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir....
gelerek 15/10/2018 tarihinde yeniden bir dilekçe yazarak borca itiraz ettiğini, ancak icra müdürlüğünce süresi içinde itiraz edilmediğinden bahisle takibin devamına karar verildiğini ve alacaklının talebi doğrultusunda müvekkilinin taşınmazlarına haciz koyulduğunu, borca itirazın süresi içinde yapıldığını, takibin devamına dair icra muamelesinin hatalı olduğunu belirterek, işlemin iptaline, icra takibinin durdurulmasına, yapılan haciz ve işlemlerin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/1600 KARAR NO : 2023/2002 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/03/2023 NUMARASI : 2023/45 ESAS, 2023/219 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET, YETKİYE VE BORCA İTİRAZ, İMZAYA İTİRAZ KARAR : İzmir 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/45 Esas, 2023/219 Karar sayılı dosyasında verilen şikayetin ve yetki itirazının kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı tarafından İzmir 5....
Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde itiraz dilekçesi verildiği, itiraz dilekçesinde usulsüz tebliğin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. Davanın 07/08/2019 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. İİK'nun 16. Maddesinde, "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, şikayetçi vekili Av. Mehmet Karakoç tarafından 14/05/2019 tarihinde verilen itiraz dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin 10/05/2019 tarihinde öğrenildiği belirtilmiştir. Usulsüz tebligat şikayetinin, İİK'nun 16. Maddesi gereğince 7 günlük yasal sürede yapılması gerektiğinden mahkemece, 07/08/2019 tarihinde yapılan şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....
Vergi Dairesinin itiraz ettiğini, kararın kesinleştiğini, dolayısıyla sıra cetvelinin vergi dairesi açısından da kesinleştiğini, rehin alacaklısı bankanın da itiraz etmediğini ve rehin alacaklısı yönünden de sıra cetvelinin kesinleştiğini, müvekkilinin alacağının ödenmesine ilişkin taleplerini ... dairesine 01.02.2016 tarihinde ilettiklerini, ... müdürlüğünce bu taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek ... müdürlüğünün red kararı hakkında şikayetlerinin kabulü ile ihale bedelinden arta kalan ve dosyada bulunan bedelin tamamının müvekkilinin dosya alacağına mahsuben taraflarına ödenmesine kara verilmesini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri şikayetin redddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göe, İİK'nın 138 ve devamı maddeleri uyarınca kesinleşen sıra cetveli uyarınca satış sonucu elde edilep paranın alacaklısına ödenmesi gerektiği, bu itibarla ... .... ......
Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu yetki ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 15/07/2015 tarihinden yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 21/07/2015 tarihinde yapılmış olup, itirazın incelenmesi sırasında ödeme emrinin iptal edilmiş olması süresinde olmayan itirazı süresinde yapılmış hale getirmez. O halde geçerli bir ödeme emri kalmadığına göre itirazın reddi gerekirdi. Borçlunun ancak yeni bir ödeme emrinin tebliğinden sonra yeniden imza ve borca itiraz etme hakkı saklıdır. Mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması yerine onanması yönündeki Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...
ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; tebligat gönderilen adresin borçlunun mernis adresi olmaması nedeniyle ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takipten 15.10.2021 tarihinde haberdar olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olmadığını ve borca da itirazı bulunduğunu ileri sürerek, takibin iptali ile takip konusu alacak üzerinden en az % 20 oranında tazminata hükmedilmesini ve uygulanan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğ işleminin usulüne uygun ve takibin kesinleşmesi üzerine uygulanan hacizlerin de yerinde olduğunu, takip konusu senetlerdeki imzaların borçluya ait olduğunu ileri sürerek şikayet ve itirazların reddi ile borçlu aleyhine en az % 20 oranında tazminata ve % 10 oranında para cezasına hükmedilmesini istemiştir. III....
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kendisinin borçtan yeni haberdar olması nedeni ile borca ve yetkiye itiraz ederek takibin durdurulmasını istediğini ve 01/10/2019 tarihli dilekçe ile dava açmış ise de davanın yasal dayanağının bulunmadığını, örnek 7 ödeme emri davacının Çavuşçu Gölü Ilgın adresine tebliğe çıkarılmış olup ödeme emri 05/09/2019 tarihinde borçlu davacının bizzat imzasına tebliğ edildiğini, takibin kesinleşmesi ile haciz talep edilmiş bu aşamada davacı 18/09/2019 tarihli dilekçesi ile borca itiraz etmiş ancak itirazın süresinde olmadığı gerekçesi ile talebinin reddedildiğini, örnek 7 ödeme emrine itiraz tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde yapılması gerektiğinden bizzat aldığı ödeme emrine 18/09/2019 tarihinde yaptığı itiraz ile haberdar olmuş olduğu kabul edilse bile 7 günlük süre içinde icra müdürlüğüne yapılmayan itiraz kapsamında talebin süre yönünden reddi gerektiğini belirterek açılan davanın esas ve süre yönünden reddine, yargılama giderleri...
Maddesine göre 12.04.2012 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacının Samsun icra dairesi aracılığıyla 16.08.2018 tarihli dilekçesini Samsun icra dairesinin 16.08.2018 tarih ve 2018/5445 Muh sayılı yazı ile göndererek borca itiraz ettiği, 103 davetiyesinin bizzat davacıya 14.08.2018 tarihinde tebliğ edildiği, kıymet takdiri raporunun da 10.04.2019 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, görülmüştür. Bu tespitlere göre; Davacının dava tarihinden çok önce Samsun icra müdürlüğü aracılığıyla gönderdiği dilekçesi ve sonrasındaki tebligatlar nedeni ile hakkındaki takibi dava tarihinden çok önce öğrenmiş olduğundan tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayeti süresinde olmadığından yerinde görülmemiştir. Borca itirazına gelince takip türü genel haciz yolu ile ilamsız takip olup borçlunun itirazını süresinde icra dairesine yapması gerekir. Mahkememize yapılan itiraz sonuç doğurmaz....
İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde, borca itirazın, yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlu, takipten itibaren işleyecek faiz oranına itiraz ederek borca itirazda bulunmuş olup, ödeme emrinin 20/06/2008 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal beş günlük itiraz süresinden sonra 15/03/2016 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu ve tebligat usulsüzlüğü yönünde bir şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca borca itirazın süre yönünden reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....