Takip borçlusu T1 ile tebligat yapılan kişi Hansa Atama'nın aynı konutta ikamet etmediği/yengesi olmadığı tespit edilmesi neticesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği görülmüştür. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre; “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, Şanlıurfa 2. İcra Müdürlüğünün 2020/6553 Esas sayılı takip dosyasında T1 07/09/2021 ödeme emri tebliği tarihinin şikayet dilekçesinde belirtilen 26/09/2022 olarak düzeltilmesine ve usulsüz tebligat davasının mahiyeti gereğince davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair karar verildiği, işbu karara karşı davalı tarafça istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür....
İİK.nun 16. maddesinde “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere ... ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı ... mahkemesine şikayet olunabilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, davacı ... 4.... Müdürlüğü'nce yürütülen takipte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilerek takibin kesinleştiğini belirterek, ... Müdürlüğü'nce yapılan ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle iptali talep edilmekle, iptali istenen işlem, ... müdürlüğünce yapıldığından, uyuşmazlığın ... Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 3.... Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Gerekçe ve Sonuç Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ile mersis kayıtlarındaki adreslerinin birebir örtüşmediği, bu durumda mersis kayıtları esas alınarak borçluya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı, tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile borçlu şirkete usulsüz tebliğ edilen ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin usulsüz tebligata ıttıla tarihi olarak bildirilen 01.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Somut olayda, borçlu şirkete çıkartılan şikayete konu ödeme emrinin; "İş yerinde tebligatı alacak yetkili bulunmadığından tebligat mahalle muhtarına tebliğ edildi. 2 nolu haber kağıdı çalışan ...'na verildi, çalışan ...'na haber verildi." şerhiyle tebliğ edildiği, anılan tebligatın şirketin yetkili temsilcileri olmaması durumunda çalışanına yapılması (yani teslimi) gerekirken, mahalle muhtarına verildiği, şirket çalışanına ise haber verildiği, tebligatın bu haliyle TK'nun 12 ve 13. maddelerine aykırı olarak yapıldığı ve dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, TK'nun 32. maddesi uyarınca, borçlu şirketin usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin tespit edilerek, öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise, öğrenme tarihi itibariyle tebligat tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkile yapılan ve bila iade dönen ilk tebligatın usulsüz olduğunu, bu kapsamda iade dönen tebligat sonrası müvekkile TK 21/2 uyarınca yapılan tebligatın da usulsüz tebligata dayanılarak yapıldığı için doğal olarak usulsüz olacağını, adreste bulunmama durumunun tespit edilmesiyle beraber en yakın komşuya haber verilmediğini, tebligat parçası üzerine kayıt düşülmediğini, bu tebligat parçasında da yönetici ve kapıcıya bildirim yapıldığına dair bir açıklama görülmediğini, bu durum tebligat parçasını açıkça usulsüz hale getirdiğini, müvekkile TK 21/2 uyarınca tebligat yapılması için öncesinde bilinen adresine usulüne uygun bir şekilde yapılmış tebligatın bulunması gerektiğini, somut olayda müvekkiline yapılan ilk tebligatta müvekkilin tanınmadığını beyan eden komşunun kim olduğunun belirtilmemesi yapılan tebligatın usulsüz olduğunu gösterdiğini, bu sebepten ötürü TK 21/2'ye göre yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu...
Bu haliyle meşruhattaki ''gittiği'' ifadesi ile muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilerek tebellüğe ehil olduğu belirtilmek suretiyle davacının annesine yapılan ödeme emri tebliğ işlemi Tebligat Kanunu'nun 16. maddesi ile Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 25. maddesine uygun olduğu anlaşıldığından tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine karar verilmiştir. Ödeme emrine yönelik şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Ödeme emrinin davacı/borçluya 07/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebi de yerinde görülmediğinden şikayetin yasal yedi günlük süre geçtikten sonra yapıldığı anlaşıldığından bu yöndeki şikayetin süre aşımından reddine karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayetin reddine, Ödeme emrine yönelik şikayetin süre aşım nedeniyle reddine karar verilmiştir....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/03/2021 tarihinde yurt dışında olduğunu, tebligatın mavi zarf ile yapılması gerektiğini, tebligatın usulsüz olduğundan bahisle öğrenme tarihinin 06/02/2022 olarak düzeltilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Şikayetçi vekili ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 06.02.2022 olarak düzeltilmesini talep etmiştir. Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince; tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğden haberdar olmuş ise muteber sayılır....
Bu durumda, ıttıla tarihinin, itiraz dilekçesinde yer alan 13.10.2014 tarihinden sonraya ait bir tarih olduğu düşünülemeyeceğine göre borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin şikayet dilekçesinin sonuç bölümünde beyan edilen 10.10.2014 tarihi olduğu kabul edilmelidir. O halde, mahkemece 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebligat tarihinin 10.10.2014 olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken 14.10.2014 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi isabetsiz ve kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de; yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklıların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile.......
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; usulsüz bir tebligatın, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğuracağı, anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkının ise, tebligatın muhatabına ait olduğu, tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebileceği, şikayetin usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde, takip dosyasından ve haciz ihbarnamelerinden 18/11/2019 tarihinde haberdar olduğunu, bu kapsamda itiraz dilekçesi sunulduğunu belirttiği, davacının usulsüz tebliğ edildiğini belirttiği haciz ihbarnamelerine ilişkin şikayet konusu işlemi 18/11/2019 tarihinde öğrenmesine rağmen yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra şikayette bulunduğu gerekçesiyle süresinde yapılmayan usulsüz...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1099 KARAR NO : 2020/1078 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : AKÇAABAT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/07/2020 NUMARASI : 2020/26 ESAS-2020/51 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....