DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, İİK 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliği şikayeti ve haciz ihbarnamelerindeki alacak kalemlerine itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, usulsüz tebliğ şikayeti istemiyle birlikte haciz ihbarnamelerinde alacak kalemlerinin birbirinden farklı olarak düzenlendiği bu sebeple de haciz ihbarnamelerinin geçersiz olduğu da iddia edildiği halde mahkemece, her bir talep ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Mahkemece, tek gerekçe ve hüküm ile davanın reddine karar verilmiştir. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....
Sayılı emsal içtihadında belirtildiği üzere; Şikayetçi, iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları şikayet dilekçesinde göstermek zorundadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 25. maddesi hükmüne göre de, hakim, şikayet dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, ileri sürülmeyen maddi olayları kendiliğinden gözetemez. Yine Y.12. HD.nin 27.09.2010 T., 8528/21169 EK. Sayılı ve 2009/23590 E. 2010/5162 K. sayılı emsal içtihatlarından da anlaşıldığı üzere; İnceleme icra mahkemesine sunulan şikayet dilekçesinde ileri sürülen şikayet sebepleri ile sınırlı olarak yapılır. Usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nun 16/1. maddesi gereğince yedi günlük hak düşürücü süreye tabidir ve bu süre mahkeme tarafından re'sen göz önüne alınması gerekir. Somut olayda; Adana 4. İcra Müdürlüğünün 2019/8491 E. sayılı dosyası incelendiğinde, 09.08.2019 tarihinde davacıya ödeme emrinin tebliğ edildiği, takip dosyasında başka tebliğ edilen belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Takip dosyası incelenirken Adana 4....
Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda; şikayet konusu ödeme emrinin tebliğ tarihinin 18.07.2012 olduğu, takip dosyasında yer alan 18.06.2012 tarihli borçlunun mernis adres araştırmasında ‘... Mah. ... Cad. Kapı no: 3B/15 .../...’ adresi tespit edilmiş ise de, yine borçlunun dava dosyasına sunduğu 01.01.2007-25.02.2016 beyan tarihi aralığı ile alındığı anlaşılan nüfus kayıt sistemine ait belgede borçlunun 26.10.2011 tarihinden 15.09.2015 tarihine kadar olan sürede Mernis Adresinin ‘ Alkent 2000 Mah. Dr. ...Cad. ... Sitesi 130. Blok B Giriş No:3U İç Kapı No: 15 .../...’ olduğu görülmektedir....
DAVA Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde; takip dosyasındaki ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, icra dosyasından 24.09.2021 tarihinde haberdar olunduğunu, şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesini, icra dosyasına sundukları itirazlarının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usulüne uygun olduğunu, aksi yönde karar verilse bile davacı borçlunun 07.09.2021 tarihinde şirket çalışanına Whatsap üzerinden tebligatın gönderildiğini, usulsüz tebligat şikayetinin süresinde olmadığını belirterek şikayet ve davanın reddini savunarak davacı borçlu aleyhine alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. III....
not düşüldüğünü, nitekim posta memurunun hiçbir araştırma yapmadan tebliğ mazbatasına mevzuata uygun açıklayıcı hiçbir ifade yazmadan yapılan tebliğlerin usulsüz olduğunu, ödeme emri tebliğ edilip dosya kesinleşmeden yapılan hacizlerin ve tüm işlemlerin hukuka aykırı olduğunu belirterek şikayetinin kabulü ile Sakarya 4....
Buna göre süre, şikayete konu hacze ilişkin olarak borçluya tebligat yapılmışsa, tebliğ tarihinden, aksi halde haczi öğrenme tarihinden başlayacaktır. Davacı borçlu, kendisine 103 davetiyesi tebliği yapılmadığını, hacizlerden 06/08/2020 tarihinde haberdar olduğunu iddia etmiş, ancak tebligatın usulsüz olduğunu belirtmemiştir. Davacının dava dilekçesinde ileri sürmediği tebligat usulsüzlüğüne ilişkin istinaf sebebinin HMK'nın 357. maddesi uyarınca istinaf incelemesi sırasında dikkate alınması mümkün değildir. Somut olayda, davacıya şikayete konu hacze ilişkin 103 davetiyesinin 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, bu tebligatın usulsüz olduğunun şikayet sebebi yapılmadığı, böylece davacının hacizden 26/06/2020 tarihi itibariyle haberdar olduğu, şikayetin 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla mahkemece, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davacı borçlu vekili katılma yoluyla istinaf başvurusunda özetle; taleplerinin usulsüz tebligat şikayeti olup, icra dairesine yaptıkları 10/09/2018 tarihli itirazları hakkında durdurma kararı verilmediğinden bunu vurgulamak için yetki ve borca itirazı dile getirdiklerini, ön inceleme duruşmasında alınan beyanında da talebin usulsüz tebligat şikayeti olduğunun belirtildiğini, mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, davanın kısmen reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Başvuru; genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde tebligat usulsüzlüğüne yönelik şikayet ve takibe itiraza ilişkindir. Takip dosyasının incelenmesinde; davacı borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçluya gönderilen ödeme emrinin TK.'nun 21/2 maddesi gereğince "Reşat Nuri Sokak 52/B Kat:13 D:57 Y.Ayrancı/Ankara" adresinde, 28/08/2018 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. T.K.'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/03/2021 NUMARASI : 2020/469 ESAS 2021/173 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Usulsüz Tebligat ve Haczin Kaldırılması) KARAR : Adana 2....
Somut olayda borçluya örnek (10) ödeme emrinin 22.04.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise (5) günlük yasal şikayet ve itiraz süresini geçirerek 27.10.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu, ayrıca usulsüz tebliğ şikayetinin de bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK.nun 71 ve bu maddede atıf yapılan aynı kanunun 33/a maddelerindeki zamanaşımı şikayeti, takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin olup olayda anılan maddelerin uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek zamanaşımı itirazının kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ZA...
Anılan hükümler çerçevesinde, davacıya yapılan 3. haciz ihbarnamesi tebliğ işleminde herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. 3. haciz ihbarnamesi tebliği usule uygun olduğundan davacının 2. haciz ihbarnamesinden de bu tarih itibarıyla haberdar olduğunun kabulü gerekir ki buna göre de 2. haciz ihbarnamesine yönelik şikayet süresinde değildir. O halde davacı tarafın ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayeti yerinde değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davacının istinaf başvuru nedenlerinin yerinde olmadığı, kararda kamu düzenine aykırı bir yön de bulunmadığı anlaşılmakla, HMK'nın 353/1- b/1 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İzmir 12....