WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı, bu nedenle usulsüz tebliğ şikayetinin reddi gerektiği, ödeme emrinin 20/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise yasal süre sonrasında 12/06/2017 tarihinde açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebliğ şikayetinin reddine, borca, imzaya ve yetkiye itirazın süre aşımından reddine karar vermiştir....

Şikayetçiler vekili istinaf başvurusunda özetle; murise yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü hususunda çekişme bulunmadığını, mirasçıların öğrenme tarihinden itibaren usulsüz tebligata ilişkin şikayet hakkının bulunduğunu, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile yetkiye, borca ve zamanaşımına dair itirazların çerçevesinde takibin iptaline karar verilmesini, aksi halde murisinin ağır hastalığının bulunması, takibe itiraz imkanı olmaması nedeniyle geçikmiş itirazın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

GEREKÇE: Bir adet unsurları tam bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte , tanzim eden borçlu tarafından usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin 24.05.2018 olarak düzeltilmesi talep edilmiş ayrıca yetkiye, imzaya, borca ve tüm ferilerine itiraz edilmiş olup ilk derece mahkemesince davacının imzaya itiraz etmediği belirtilerek, DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ,Hatay İcra Müdürlüğünün 2018/11883 Esas sayılı dosyasında davacı borçluya yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emrinin borçluya tebliğ tarihinin 24/05/2018 olarak düzeltilmesine, Davacının yetki itirazının reddine,Davacının borca itirazının reddine,karar verilmesi üzerine davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; imzaya itirazlarına ilişkin herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı, imzaya itirazları sebebiyle dosyanın adli tıp kurumuna gönderilmesi gerektiği ileri sürülmüştür....

Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Diğer taraftan ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası, TK'nın 32. ve İİK'nın 16. maddesi uyarınca takipten haberdar olunduğu tarihten itibaren 7 gün, ödeme emrine yönelik itirazların da İİK'nın 16. maddesi uyarınca aynı süre içerisinde İcra Mahkemesinde ileri sürülmesi gerekir. Borca itiraz ve sair şikayetlerle birlikte borçlu, usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise, usulsüz tebliğ iddiasının kabulü veya reddine göre sair şikayet ve itirazların yasal süresinde olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmelidir. Somut olayda, ödeme emrinin borçluya 07.04.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 13.04.2021 tarihinde açıldığı görülmüştür....

Somut olayda; davacı borca itirazda bulunmuş olup, dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir itirazda bulunmamış, ödeme emrinin tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiasını ilk olarak istinaf aşamasında ileri sürmüştür. HMK'nın 357/1. maddesi uyarınca , ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Bu nedenle davacının dava dilekçesinde yer almayan ve istinaf aşamasında öne sürdüğü ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki iddiası incelenmemiştir. O halde, davacıya ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun ödeme emrine yönelik usulüne uygun şekilde ileri sürülmüş bir usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, davacı borçlunun yasal beş günlük süreden sonra 01/06/2018 tarihinde açtığı davada mahkemece davanın süre yönünden reddine dair karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Erzincan İcra Müdürlüğü'nün 2020/3265 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde davacı borçlu T1 ödeme emri ve borç senetlerinin bizzat kendisine 24/8/2020 tarihinde tebliğ edildiği, imzaya ve borca itiraz şikayetinin ise icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapıldığı, kambiyo senetlerine özgü ilamsız icra takibinde borca ve imzaya itiraz şikayetinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süresi içerisinde yapılması gerektiği, ayrıca icra müdürlüklerinin işlemlerinin adli tatilde de devam ettiği, dolayısı ile bu sebepten sürenin uzamayacağı 24/08/2020 tarihinde ödeme emri kendisine tebliğ edilen borçlunun borca ve imzaya itirazının icra mahkemesine 15/09/2020 tarihinde yapmış olması sebebiyle, 5 günlük hak düşürücü sürenin geçmiş bulunduğu bu sebeple ilk derece mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı borçlu vekilinin istinaf dilekçesinde belirtmiş olduğu tebligat usulsüzlüğünün...

Mersin 5.İcra Müdürlüğünün 2016/4846 Esas sayılı dosyasının incelemesinde; alacaklı T4 vekili tarafından, borçlular Ahmet Altun ve T1 aleyhine 92.254,28 TL. asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla, kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı, örnek 10 ödeme emrinin 11/04/2016 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, davacı tarafından 06/06/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu iddiası ile ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve borca itiraz istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (Benzer yönde Yargıtay 12....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/01/2019 NUMARASI : 2018/741 ESAS - 2019/77 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine kambiyo senedine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmediğini, tebligatı 12/10/2018 tarihinde öğrendiğini, tebligatın açıklama kısmında "Muhataba İmzasız Tebliğ Edildi" şeklinde yazılı bulunduğunu, tebliğ işleminin usulsüz olduğunu, takibe konu bonoda müvekkilinin adres kısmında "Eruh/Siirt" yazılı bulunduğunu, bu nedenle Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, takibe konu bonodaki imza ve borcun müvekkiline ait olmadığını belirterek, ödeme emrinin tebliği tarihinin muttali oldukları 12/10/2018 tarihi olarak kabul edilmesini, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile icra...

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin davacı-borçluya 17/09/2020 tarihinde usulune uygun şekilde tebliğ edildiğini, itiraz süresinin geçtiğini, tebliğ memurunun, mazbatanın üzerine tarih düşerken tebliğ alan kişinin bilgileri doğrultusunda mazbataya isim- soyisim ve çalışan bilgilerini girdiğini, tebligatın, borçlu tarafın tebliğ adresine yapıldığını, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, çekin karşılıksız çıkması durumunda icra ve ceza sorumluluğunun çekin verildiği tarihteki şirket yetkilisinde olduğunu belirterek, borca ve imzaya itirazın reddine, itiraz edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; davacının davasının süre nedeniyle reddine, davalının icra inkar tazminatı ve para cezası taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....

İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı tarafından başlatılan takipte ödeme emrinin davacıya 10.01.2020 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun 17.01.2020 tarihinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ederek eldeki davayı açtığı, mahkemece beş günlük sürenin geçmesi sebebiyle şikayetin süre aşımından reddine karar verildiği, karara karşı davacının istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca, imzaya ve yetkiyi itirazlar İİK'nın 169. ve 170. maddelerindeki atıf ve 168/1- 4,5 bentleri gereğince beş gün içinde yapılmak zorundadır. Bu süre ödeme emrinin tebliği ile başlar....

UYAP Entegrasyonu