WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine özgü icra takibine başlanılmış, ödeme emri davacıya 17.05.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafça süresinde borca itiraz edilmiştir. Takibe dayanak senedin 30.06.2019 keşide, 30.06.2019 vade tarihli, keşidecisi davacı borçlu, lehtarı davalı alacaklı bono vasfında kambiyo senedi olduğu görülmüştür. Davacının senetteki imzaya itirazı bulunmamaktadır. Senedin sonradan doldurulduğu ve tehditle alındığı yönündeki iddiası borca itiraz niteliğindedir. Takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 778. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 680. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesi mümkündür....

Davacının, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Öğrenme tarihinin aksi ise ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. (Yargıtay HGK'nın 12/02/1969 tarih ve 1967/172- 107 Esas, Karar sayılı kararı) İnceleme konusu olayda, davacı vekilinin 31/10/2019 tarihinde yaptığı borca itiraz ve 2019/151 Esas sayılı dosyasına aynı tarihte açtığı dava ile usulsüz tebligattan haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin bu tarihten itibaren 7 günlük yasal süreden sonra yapıldığı anlaşılmakla, kararda isabetsizlik bulunmamaktadır. Her nekadar davacı borçlu vekili İzmir 12....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklının; borçlu hakkında genel haciz yoluyla başlattığı ilamsız icra takibinde, borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ve ayrıca borca itiraz ettiği, mahkemece, gecikmiş itirazın şartları oluşmadığı ve tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiğinden bahisle reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur....

    Somut olayda; davacı usulsüz tebliğden 08/07/2019 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ve bu tarihte icra dosyasına borca itiraz dilekçe sunduğu halde, usulsüz tebliğ şikayetini 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 15/08/2019 tarihinde ileri sürmüştür. Bu nedenle mahkemece şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Açıklanan nedenlerle; istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden resen yapılan inceleme neticesinde, davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-2. maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin süre aşımından reddine karar vermek gerekmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; I-Davalının istinaf isteminin KABULÜNE, İstanbul 4....

    Davalı borçlu vekili ödeme emri tebliğ tarihine göre süresinde olmayan ....04.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili adına çıkarılan örnek ... ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olarak muhtara teslim edildiğini, bu şekilde takip kesinleştirilerek müvekkili aleyhine hacze girişildiğini, müvekkilinin iş bu icra takibinden haberdar olması ile iş bu itiraz dilekçesini verdiğini bildirerek borcun tamamına, faiz oranına, faiz miktarına ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. İcra Müdürlüğünce süresinde yapılmayan itirazın reddine karar verilmiştir. Bunun üzerine davalı borçlu tarafından ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemi ile dava açılmış ve mahkemece ....05.2015 tarihli kararı ile, ödeme emrinin tebliğ tarihinin 03.04.2015 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresinde itiraz edildiğinin mahkeme kararı ile kabulü üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur....

      Usule aykırı tebliğin hükmü ise; Tebligat Kanunu'nun 32. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 53. maddelerinde düzenlenmiş olup, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatap tebliğe muttali olmuş ise geçerli sayılıp, hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair bir delil bulunmaması halinde muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu gözetilerek, borçlunun usule aykırı tebliği öğrenme tarihi olarak beyan ettiği 11.06.2015 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar verilerek, imzaya ve borca itiraz yönünden işin esasının incelenmesi gerekirken davanın süreden reddi isabetsizdir....

        K. 32 maddesinde yer alan emredici hüküm dikkate alındığında Adana 7.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/32 esas sayılı dosyasında tebliğ tarihinin belirtilmemiş olması davacıya hak düşürücü süre yönünden yeni bir hak bahşetmeyeceğinden şikayete konu takip dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin 15/01/2020 olarak kabulü ve işbu tebliğ tarihine göre 10/02/2020 tarihinde açılan imzaya ve zamanaşımına itiraza ilişkin davanın yasal süresinden sonra olduğu anlaşılmakla yerel mahkemenin kararı isabetli olup davacının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/01/2019 NUMARASI : 2018/621 ESAS 2019/14 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Mersin 1....

        İcra Mahkemesi'nin 27/05/2021 tarih 2021/721 Esas 2021/1003 karar sayılı kararı ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespiti ile tebliğ tarihinin 19/04/2021 olarak düzeltilmesine ve borca yönelik itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu karara göre icra dosyasına itiraz dilekçesi sunulduğunu icra dairesi tarafından talebin reddi ile takibin devamına karar verildiğini, yaptıkları başvurunun gecikmiş itiraz talebi olduğunu, tebliğatın usulsüz olduğu 27/05/2021 tarihinde tespit edilmişken 7 günlük itiraz süresinin 19/04/2021 tarihinden başlatılmasının şirketin hak kaybına uğramasına sebep olduğunu, 19/04/2021 tarihinde tebliğatın usulsüz olduğunun taraflarınca bilinmediğini, bu hususun mahkeme kararı ile tespit edildiğini ancak lehlerine olması gerekirken aleyhlerine bir durum doğmasına sebep olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması ile gecikmiş itiraz talebinin kabulüne, ilamsız icra takibinin...

        Maddesi gereğince tebliğ edildiği, ancak icra müdürlüğünce alacaklı talebi olmadığı halde, davacıya çıkartılan 04 barkod numaralı 2.tebligatın 08.10.2020 tarihinde bizzat muhatabın kendisine tebliğ edildiği, 2.tebligatın tebliğ mazbatasının icra müdürlüğünce 22.10.2020 tarihinde sisteme tarandığı, dava tarihinin de 22.10.2020 olduğu, dava tarihi itibariyle tebligat parçası sisteme tarandığı halde, dava dilekçesinde tebliğ mazbatasındaki imzaya itiraz itiraz edilmediği, 05.11.2020 tarihli cevap dilekçesinde davacıya ikinci kez çıkartılan tebligatın bizzat tebliğ edildiğinden söz edilmesine ve davacı bu hususa vakıf olmasına rağmen, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 11.11.2020 tarihli beyan dilekçesinde tebligattaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı hususunun belirtilmediği, dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen bir hususun daha sonra istinaf dilekçesinde ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, mahkemece şikayetin süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik...

        UYAP Entegrasyonu