Davacı tarafça sair fesih sebeplerinin yanında satış ilanının vekil yerine asile tebliği nedeniyle, satış ilanı tebliğinin usulsüzlüğü de fesih sebebi olarak ileri sürülmüştür. Dosyanın tetkikinde, davacı borçlu vekili Av. T2 davacı ve diğer borçlular adına haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu Dörtyol İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/186 E 2019/132 K sayılı kararı ile şikayetin reddine karar verildiği, bu kararda adı geçen vekilin davacı borçlu vekili olarak yazılı olduğu, bu kararın 10/05/2019 tarihinde icra dosyasına sunulduğu, bu aşamadan sonra 23/06/2020 tarihinde satış kararı verildiği, satış ilanının davacı borçlu asile gönderildiği ve 25/06/2020 tarihinde davacı borçlu asile bizzat tebliğ edildiği, vekile ise tebliğ yapılmadığı anlaşılmıştır....
Bu nedenle, haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi sırasında şikayetçi borçlunun ölümü halinde mirasçılarının yargılamayı sürdürmeleri mümkün değildir. Öte yandan, borçlunun ölümü ile İİK'nun 53. maddesi uyarınca; alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1. maddesinde ön görülen yasal yedi günlük sürede İİK'nun 82/1-12. maddesi uyarınca kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunabileceklerdir. Somut olayda, borçlu ...’in haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan ve söz konusu şikayet incelenip karara bağlanmadan önce 13.7.2019 tarihinde öldüğü UYAP’ta mevcut nüfus kayıt örneğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda, henüz kendisine takip yöneltilmemiş mirasçının kendisi ve ailesinin ihtiyacı nedeniyle bu yargılamaya devam etmesi olanaklı değildir....
Dairemizin 09.03.2015 tarih v 2014/31178-2015/5170 sayılı kararı ile TK. 21/2. maddesinde düzenlenen mernis şerhinin tebliğ çıkaran mercii tarafından tebligat üzerine şerh edilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu gerekçesi ile mahkeme kararı bozulmuştur. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebligatın usulsüz olması halinde, muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun şikayeti, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayet niteliğinde olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince bu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas-1991/344 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, seçilen takip şekline göre, borçlunun, icra dairesine itiraz etmesinden ayrı olarak yedi günlük şikayet süresi içinde tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurması zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek ödeme emri tebligatının iptaline karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda; tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğu, mahkemece tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek ödeme emri tebligatının iptaline karar verildiği görülmektedir. 7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi addolunur" düzenlemesine yer verilmiştir....
İlk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine; bu adres ticaret sicilinde kayıtlı değilse bu adrese 35/4 maddesine göre tebligat yapılması imkanı olmadığı gibi; ticaret sicili adresi olması durumunda da adres yetersizliğinden iade üzerine doğrudan ticaret sicili adresine Tebligat Kanunu'nun 35/4. maddesi gereğince tebligat çıkarılması anılan madde hükmüne aykırı olup, yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur.Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun tebligat usulsüzlüğü şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz.O halde mahkemece, şikayetin açıklanan nedenle reddi gerekirken, işin esasının incelenerek reddi doğru değil ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onanması gerekmiştir.SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'...
Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, yargılama sürecinde davacı tarafça kesinti yapılmayan aylara ilişkin ödeme yapılmış olduğundan davanın konusuz kaldığını, konusuz kalan davada usulsüz tebligat yapıldığından bahisle şikayetin kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dava dışı dosya borçlusu Recep Çetinkaya'nın aldığı maaş üzerine haciz konulması talebini içerir maaş haczi müzekkeresinin 20/10/2020 tarihinde davacı şirketin daimi çalışanı Nuri Kalkan'a tebliğ edildiğini, mahkemece SGK kayıtlarının celp edilmesi halinde Nuri Kalkan'ın davacının daimi çalışanı olduğunun anlaşılacağını ve şirkete yapılan tebligatın hukuka uygun olduğunu, bu nedenle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına ve şikayetin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlığın; tebligat usulsüzlüğü şikayetine ilişkin olduğu görüldü....
Somut olayda İcra Mahkemesi'nce borçlu belediyenin haczedilmezlik şikayeti üzerine yukarıda belirtildiği üzere duruşma açılıp alacaklıya da tebligat yapılmak suretiyle tarafların delil ve iddiaları sorularak, haczedilmezlik şikayetine konu edilen banka hesap ekstreleri getirtilerek yukarıda ilkeler doğrultusunda gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak yatan paraların mahiyetleri araştırılmalı havuz hesabı teşkil edip etmediği belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan, 05.07.2019 tarihli mazbata ile davalıya tebliğ için tebliğe çıkartılan bilirkişi raporunun da tebliğ edilmeksizin iade edildiğinin anlaşılmasına göre, T4 A.Ş'ye (varsa vekiline) usulüne uygun tebligat yapılmadan yargılamanın sonuçlandırılması isabetsizdir....
Maddesi uyarınca meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkin olup, şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihinden itibaren başlar. Şikayete konu icra dosyasında davacı borçlunun vekil ile temsil edildiği, vekili bulunmasına rağmen 103 davetiyesinin bizzat davacı borçluya tebliğe çıkarıldığı ve 09/08/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu, emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen tebligatın yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla Tebligat Kanunun 32.maddesinin uygulanmasına da olanak bulunmadığı anlaşılmış, 19/08/2021 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu kabul edilmiştir....