Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 Esas ve 1991/344 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulu'nun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Öte yandan, muhatap tarafından şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Somut olayda Mahkemece tebligatlar usulsüz kabul edildiğine göre, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesine göre tebliğ tarihlerinin düzeltilmesi gerekirken usulsüz tebligat şikayeti hususunda hüküm kurulmaması isabetsiz olup kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....

    İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki haczedilmezlik şikayeti uyuşmazlığından dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararın şikayet edilen alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edilen alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 4 ve 12. bentleri uyarınca meskeniyet ve maişet iddialarına dayalı haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. Sarıgöl İcra Müdürlüğünün 2018/415 E. sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı davalı tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında başlatılan kambiyo takibi olduğu, ödeme emrinin davacıya 04/05/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacıya ait taşınmazlara 16/09/2019 tarihinde haciz konulduğu, 103 davetiyesinin de 26/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nın 82. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Buna göre süre, şikayete konu hacze ilişkin olarak borçluya tebligat yapılmışsa, tebliğ tarihinden, aksi halde haczi öğrenme tarihinden başlayacaktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İİK’nun 82/1-12 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nun 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzili yapıldığı kabul edilmelidir....

        Borçlunun dilekçesinde; gecikmiş itirazdan söz etmesi HMK'nun 33. maddesi gereğince, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili olmayıp, başvuru bu haliyle 7201 sayılı Kanunun 32.maddesine dayalı tebligat usulsüzlüğü şikayetidir (HGK. 5.6.1991-1991/12-258 E-344 K.). Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiası İİK'nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda borçlu vekilinin 25.06.2015 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile borca itiraz etmesi karşısında en geç bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 09.07.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet İİK'nun 16/1.maddede öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır....

          Somut olayda; 04.11.2015 tarihli haciz sırasında borçlunun hazır olduğu, beyanı alınarak imzasının haciz tutanağına alındığı, dolayısıyla anılan tarih itibariyle borçlunun takibe muttali olduğu ancak şikayet tarihi 03.02.2016 olmasına rağmen, Dairemizce maddi hataya müsteniden, yedi günlük şikayet süresinin geçirildiği dolayısıyla borçlunun şikayetinin reddine kararı verilmesi gerektiğinin dikkate alınmadığı anlaşılmıştır. O halde mahkemece; yukarıda açıklanan nedenlerle öğrenme tarihine göre şikayetin süresinde yapılmadığı dikkate alınarak tebligat usulsüzlüğü şikayetinin ve takibin iptaline yönelik istemin süreden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından, alacaklının temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması cihetine gidilmiştir....

            Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak tebligat gönderilmeli, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartılmalıdır. Borçluya yapılan tebligatın bilinen en son adresi esas alınarak yapıldığı, tebligatın iade edilmiş olduğu,adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh verilerek 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkartıldığı anlaşıldığından usulüne uygun tebliğ olduğundan haczedilmezlik şikayetinin süresinde olmadığı" gerekçesiyle; yasal süresi içerisinde yapılmayan şikayetin reddine karar verilmiş; karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; İİK'nın 103. maddesine ilişkin davetiye tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti ile İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı meskeniyet şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 82/1-12., 103 maddeleri, Tebligat Kanunu 21/1, Tebligat Yönetmeliğin 30. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklının temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....

              İlk derece Mahkemesi; şikayet edene gönderilen ödeme emrinin "Kocatepe Mah....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2019/351 Esas sayılı dosyasının 26.06.2019 tarihli ara kararıyla tedbir kararı verilmesine rağmen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiğinden bahisle haciz müzekkeresi işleminin iptali için şikayet davası açmıştır. Davacı borçlu şirketin, hakkındaki icra takibinden en geç bu davanın açıldığı tarih olan 23/12/2019 tarihinde haberdar olduğunun kabulü zorunludur. Bu durumda tebligat usulsüzlüğü şikayetinin yasal süresinden sonra 14/12/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince tebligat usulsüzlüğü şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, ödeme emri tebligatının usul ve yasaya uygun tebliğ edildiğinden bahisle şikayetin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir. Davacının hacizlerin kaldırılması şikayetinin incelenmesinde; Davacı borçlu şirket hakkında Van 1....

              UYAP Entegrasyonu