Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

da gözetilerek şikayete konu takip dosyalarından davacı/borçluya tebliğ edilen 103 davetiyesi var ise; tebligat mazbatalarının titizlikle araştırılarak temini, tebligat mazbatalarının bulunamaması halinde ilgili PTT müdürlüğünden tebligat teslim belgelerinin getirtilmesi, tebligat mazbatalarının kayıp olduğunun ve tebligat teslim belgelerinden de sonuca ulaşılmasının mümkün olmaması halinde ise tebligatın usulüne uygun yapıldığını ispat yükünün tebligatın yapılmasını isteyen tarafta olduğu gözetilerek öncelikle davacının 103 davetiyesi tebliğinin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin değerlendirilmesi gerekirken bu yönde olumlu veya olumsuz bir değerlendirme yapılıp karar verilmeden ödeme emri tebliğine yönelik şikayetin incelenmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- a-6. maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir....

Tebligat, herhangi bir hukuki işlem veya olaydan haberdar olmak için muhataba yapılan bir tebliğ (bildirim) işlemi olup, doğrudan doğruya tebligatın muhatabı tebliğ yapılan şahıs olduğundan tebligatın yapılmadığı veya usulsüzlüğü bizzat muhatap tarafından ileri sürülmediği sürece diğer ilgililerin bu tebligata ilişkin itiraz ve şikayet hakları yoktur. Bu kurallar ışığında, ihalenin feshini isteyen borçlunun, diğer borçlulara veya alacaklılara satış ilanı tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshini isteme hakkının bulunmadığının kabulü gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır. Bir başka anlatımla, diğer borçlu veya alacaklıya kıymet takdir raporunun veya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması, kendisine usulüne uygun tebligat yapılan borçluya değil, tebligat yapılmayan ilgilisine şikayet hakkı verir. Bu nedenle mahkemece tapu kaydında görülen diğer takip alacaklılarına satış ilanının tebliğ edilmediğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmesi isabetsizdir....

    Bu süre 103 tebliğiyle veya haczi öğrenme tarihinden başlar.Somut olayda, haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmaz üzerine 19.09.2013 tarihinde haciz konulduğu, 06.12.2013 tarihinde 103 davetiyesinin düzenlenerek borçluya tebliğe çıkartıldığı, takip dosyası içerisinde 103 davetiyesinin tebliğine dair tebligat mazbatası bulunmasa da, ... PTT ... Müdürlüğü'nün 10.04.2014 tarih ve 78383032-010-679 sayılı yazısına göre, borçlu adına çıkartılan 103 davetiyesinin 24.12.2013 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre tebliğ edildiği ve tebliğ mazbatasının 25.12.2013 tarihli liste ile gönderildiği belirtilmektedir. Borçlu icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kendisine 103 davetiyesinin tebliğ edilmediğini ileri sürmüş ise de, ... PTT ......

      DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesine dayalı usulsüz tebligat şikayeti ve İİK'nın 169. maddesine dayalı borca itiraza ilişkindir. Borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren yedi gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde, ödeme emrinin tebliği işleminin usulsüzlüğü ile birlikte 103 davetiyesi tebliği işleminin usulsüzlüğünü de ileri sürmüş olup, dava dilekçesinde bildirilen öğrenme tarihi 17/02/2020 itibariyle şikayet başvurusu yasal süresi içinde yapılmıştır....

      İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar ( Yargıtay 12. HD'nin 15.02.2021 tarihli, 2020/5792 E, 2021/1541K. sayılı içtihadı). Dosya içerisinde mevcut 103 davet kağıdına ilişkin tebligat parçalarına göre, 103 davetiyesinin önce davacının bilinen adresi olan "Çampınar Mah. Çampınar Mrk. Sok....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/920 KARAR NO : 2020/919 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YOZGAT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2020/118 ESAS 2020/194 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri İcra Müdürlüğünün 2019/21828 sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ve Yozgat İcra Müdürlüğünün 2015/219 Talimat sayılı dosyasında müvekkile ait araziler üzerinde kıymet takdiri yapıldığını, alacaklı vekilinin kıymet takdirine itirazı üzerine müvekkiline yapılan tebligat ile muttali olunduğunu, vekille takip edilen işlerde vekile tebligat zorunluluğu olduğunu, müvekkilin çiftçi olduğunu...

      İcra Müdürlüğü'nün 2014/1255 Esas sayılı dosyası ile takip başlattıkları, akabinde 08/07/2014 tarihli haciz talebinde bulunulması üzerine şikayet eden ...’a ait ... İli ... İlçesi Cumhuriyet Mah. 1035 Ada 15 Parselde kayıtlı 15 numaralı bağımsız bölüme 15/07/2014 tarihinde haciz konulduğu, haczedilmezlik şikayet tarihi ise 04.07.2014 olup, haciz tarihinden önce şikayet yoluna başvurulduğu görülmektedir. O halde mahkemece, meskeniyete ilişkin haczedilmezlik şikayet tarihi itibarıyla sözkonusu taşınmaz üzerinde haciz mevcut olmadığı gözetilerek borçlunun icra mahkemesine başvurmasında hukuki yararı bulunmadığından bahisle istemin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekirken Dairemizce maddi hataya müsteniden onandığı anlaşılmakla, alacaklıların karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....

        İİK.nun 82/4. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nun 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce, yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Şikayete konu traktör üzerine haczin konulduğu tarih nazara alındığında, İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmüne göre; alacaklının, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesine göre ise; yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı öngörülmüştür....

          Somut olayda, alacaklının takibin kesinleşmesinden sonra 05.05.2014 tarihinde haciz talep ettiği, borçluya ait taşınmazlar üzerine 08.05.2014 tarihinde haciz tatbik edildiği ve borçlunun 26.05.2014 tarihinde şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurarak haczedilmezlik şikayetin kabul olunduğu anlaşılmaktadır. Borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine başvuru tarihi ve temyize konu olan karar tarihi itibariyle, şikayete konu taşınmaz hacizleri yönünden İİK'nun 106/1. maddesinde öngörülen 1 yıllık satış talep etme süresi dolmamıştır ve dolayısıyla aynı Yasanın 110. maddesi uyarınca haczin kalkması söz konusu değildir. O halde, mahkemece, taşınmaz hacizleri yönünden haczedilmezlik şikayetinin esası yönünden inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Teliğat usulsüzlüğü ve haczedilmezlik şikayeti Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Yargıtay ilamında belirtilen bozma sebepleri çerçevesinde işlem yapılarak karar verilmiş, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümleri elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre yerinde olmayan temyiz sebeplerinin reddiyle bozma gereğine ve usule uygun Mahkeme kararının İİK'nun 366. ve HUMK'nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....

              UYAP Entegrasyonu