"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun, takip dosyasında haczedilen taşınmazın, İİK'nun 82/1-12. maddesi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar....
İİK'nun 170/a maddesi gereğince; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Bir diğer anlatımla, borçlunun, İİK'nun 168. maddesinde belirtilen yasal beş günlük sürede, borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığının veya alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin İİK'nun 170/a maddesi uyarınca re'sen takibin iptaline karar verilmesi gerekir....
Şikayet, genel haciz yoluyla ilamsız takipte borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı TK'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebine ilişkindir. İlk derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere usulsüz tebliğ şikayeti İİK'nın 16. maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 7 günlük süre içerisinde şikayet yoluyla icra mahkemesine yapılması gerekir. Davacı, ödeme emrine yönelik usulsüz tebliğ iddiasında bulunmuş ise de şikayetinde 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilmediği iddiasını ileri sürmemiştir. Bu durumda Mahkemece 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi doğru değil ise de, 103 davetiyesine yönelik şikayet bulunmadığından borçlunun en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 14.11.2019 tarihine göre 01.02.2021 tarihinde yaptığı şikayet başvurusunun yasal süresinde olmaması nedeniyle şikayetin süre yönünden reddine karar vermesi isabetlidir....
Haczedilmezlik şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takibin tarafı olmayan 3. kişi İstanbul Ulaşım Hizmetleri ve Araç Kiralama Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin bu konuda şikayet hakkı bulunmamakta ise de; şikayet konusu haciz müzekkeresinde “ ileride hisse senedi veya ilmühaber çıkarılması halinde borçlunun çıplak payına düşen hisse senetlerinin ya da ilmühaberlerin borçluya verilmeyip, icra dairesine teslim edilmesine, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatların bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınmasına” denilmekte olup bu kısım bakımından icra müdürünün şirket ortağı yerine geçtiği ve 3. kişinin hukuki yararı olduğu görülmekle bu husus yönünden değerlendirme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi...” denilmiş ve haczi müzekkeresi içeriği bakımından şikayetçi 3. kişinin hukuki yararının...
Taraflar arasındaki şikayet nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen dava dosyaları yönünden şikayet taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Kararın asıl ve birleştirilen dava dosyalarının şikayetçi borçluları tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleştirilen dava dosyalarının asıl ve birleştirilen dava dosyalarının şikayetçi borçlular tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÖLBAŞI (ANKARA) İCRA MAHKEMESİ Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticarî işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememesi suçundan sanık ...’nın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Müşteki vekilinin 15.12.2005 tarihli şikayet dilekçesinde sanığın İİK’nun 333/a maddesinin yanında aynı yasanın 331.maddesi gereğince de cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiş olup, 2004 sayılı İİK’nun 331.maddesinin 6.fıkrasında "bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur” hükmü ile anılan Kanun’un 349.maddesindeki "... şikayetin dilekçe ile veya şifahi beyanla icra mahkemesine yapılacağı", şeklindeki düzenleme ve...
İflas yolu ile takipte, itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK'nun 172. maddesi uyarınca, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu durumda, takibin şekline göre uygulanması gerekli olan İİK'nun 172. maddesi uyarınca, borçlunun zamanaşımı şikayetini icra dairesine bildirmesi gerekmekle icra mahkemesine yapılan başvuru fuzuli bir işlem olup hukuki sonuç doğurmaz. Bu durumda mahkemece İİK'nun 172. maddesi gereğince talebin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde şikayetin kabulüne ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce maddi hataya dayalı olarak onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilleri istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, İİK'nın 16. maddesinde şikayet süresinin yedi gün olduğu, yapılan işlemin yasanın emredici hükmünü ortadan kaldırması veya kişinin hakkını kullanmasını engellediği takdirde her zaman şikayet yoluna başvurulacağının belirtildiğini, İİK'nın 94. maddesinde taksim edilmemiş miras hissesi ve iştirak halinde bir mal hissesi haciz edildiğinde ilgililere icra müdürünün keyfiyeti haber vereceğinin düzenlendiğini, takip dosyasında bu yönde yapılmış ihbar bulunmadığını, satışın ne şekilde yapılacağının icra mahkemesinden sorulduğunu, ancak İİK 121/2 maddeye göre ilgililerin davet edilip dinlenilmediğini, icra mahkemesince bu işlemin yapılmamasının davacıları mağdur edip şikayet hakkının süresiz olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir....
Diğer bir anlatımla, takip öncesi zamanaşımı itirazı hakkında İİK'nın 168/5 ve 169/a. maddeleri koşullarında inceleme ve değerlendirme yapılması zorunludur. Borçlunun bu yöndeki başvurusu, İİK'nın 168/5. maddesi kapsamında takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin zamanaşımı itirazı olup, takibin şekline göre anılan itirazın İİK'nın 168/5. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya gönderilen ödeme emrinin 01/03/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreyi geçirdikten sonra 17/10/2022 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. O halde, mahkemece, takip öncesi zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi isabetli olup davacının bu yödeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi K A R A R Asıl ve birleşen dosyada şikayetçi vekilleri, şikayet olunanın takibinin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olmasına karşın takibe dayanak tutulan senette tanzim yeri bulunmadığını ve bu itibarla senedin bono niteliğine haiz olmadığını ileri sürerek şikayet konusu sıra cetvelindeki şikayet olunanın 1. sıradaki yerinin iptali ile şikayet olunana ayrılan payın alacağı oranında müvekkillerine ödenmesini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur....