İİK'nın 82/1. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayeti, İİK'nın 16/1 maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre, öğrenme tarihinden itibaren işlemeye başlar. Davaya konu taşınmazın haczine ilişkin 103 davetiyesi davacı vekiline 13/07/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 09/02/2021 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Meskeniyet iddiasına ilişkin yargılamanın devamı sırasında icra müdürlüğünün 2404/2021 tarihli kararı ile dosya infazen kapatıldığından, haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleştiğinden ve şikayet tarihinden sonra davaya konu haciz kaldırıldığından, yargılama aşamasında davanın konusuz kaldığı açıktır. Davanın açıldığı tarih itibarı ile haciz ayakta olduğundan, HMK'nın 114. maddesi kapsamında davacının bu davayı açmakta hukuki yararının olduğu tartışmasızdır....
Somut olayda şikayetçiye 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri de tebliğ edilmiş ve bunlara yönelik olarak herhangi bir usulsüz tebligat şikayeti ileri sürülmemiştir. Şikayetçi vekili her ne kadar takipten 28.10.2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 03.11.2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde "...birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 31.3.2015 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 03.11.2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur....
Haciz konusu bir malın satış tutarı kural olarak, haciz tarihindeki alacakla bu alacağa satışa kadar işleyen faiz miktarının toplamını karşılar. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Somut olayda şikayet, şikayet olunanın alacağının esas ve miktarına yönelik olmayıp, takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığına, yani sıraya ilişkin olduğundan, mahkemece şikayetin esası incelenip, satış tarihi itibariyle şikayet olunanın alacağı bilirkişiye hesaplatılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Bozma öncesi mahkemece verilen kararda şikayetin ... müdürlüğünün hesap hatasına ilişkin olduğu sonucuna varılmış, bozma ilamında da şikayetin esasına girilmesi, delillerin toplanması gerektiğine işaret edilmiştir....
İlk derece mahkemesince, davacı tarafın itiraz ve şikayet sebeplerinin ihtiyati haciz kararının hükümsüz kaldığı nedenine dayandığı, TTK.nun 1364. maddesine göre 3 iş günü içinde ihtiyati haciz kararının infazının istenmesi gerektiği yoksa ihtiyati haczin kendiliğinden kalkacağı, ancak bu hususu inceleme yetkisinin ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye ait olduğu, deniz alacaklarına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin davacı iddialarını inceleme görevinin ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye ait olduğu belirtilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine , yine 3 iş günü içinde infaz istenmemiş ise de haciz kesin hacze dönüşmediğinden takibin iptali sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bunun üzerine davacı-3. Kişi vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
İcra Müdürlüğü'nce davacılara ait gayrimenkullerin kaydına haciz konulmuş, davacıların şikayeti üzerine ... İcra Hukuk Hakimliği'nce gayrimenkuller ... İlçesinde bulunduğundan yetkisizlik kararı verilmiş, Koçarlı İcra Hukuk Hakimliği'nce de, gayrimenkuller Koçarlı İlçesinde olmakla birlikte ... İcra Müdürlüğünce Tapu Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere ile tapu kayıtlarına şerh verilmek suretiyle haciz işlemi yapıldığı belirtilerek yetkisizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, şikeyet konusu işlemin ... İcra Müdürlüğü'nce yapıldığı anlaşılmaktadır. ... İcra Müdürlüğünün işlemi şikayet edildiğine göre İ.İ.K.'nun 16 ve 79/2. maddeleri gereğince şikayetin ... İcra Hukuk Hakimliği'nce incelenip sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/03/2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, alacaklının talebi üzerine, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 26.11.2015 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, bu haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen kıymet takdir raporu ve 103 davetiyesinin bulunmadığı, borçlunun 15.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır....
Başka bir anlatımla, 3.kişi nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak yoktur. Ancak haciz konusu paranın varlığı halinde 3.kişi para üzerine haciz koymakla yetinmelidir. Bu hacze ilişkin şikayet hakkı ise (haczedilmezlik şikayeti) borçluya aittir. Somut olayda, 3. Kişi Milli Savunma Bakanlığı Hukuk Müşavirliğine, İİK. nun 78. maddesine göre haciz yazısı gönderilmiş olup nezdinde kesinleşen haciz konusu bir alacak mevcut olmadığından 3.kişi Bakanlığın şikayette hukuki yararı bulunmamaktadır. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine, haciz yazısının İİK. nun 89/1.maddesi kapsamında haciz ihbarı kabul edilerek iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.12.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacının talebi haciz kararına itiraz niteliğinde olmayıp aradan geçen süre nedeniyle hacizlerin kaldırılmasına yönelik şikayet niteliğindedir. Davacının hacizlerin düştüğü iddiasına dayalı haczin kaldırılması istemi İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, anılan madde uyarınca inceleyecek mercii icra mahkemesidir. Yine, İİK'nun 4. maddesi uyarınca icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesine aittir. Haciz de bir icra memurluğu işlemi olduğuna göre haczin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi, şikayete konu haczi koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine aittir. Anılan maddede düzenlenen yetki ve görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup kesin niteliktedir....
İcra müdürlüğünce, borçluların şikayetçi 3. kişi anonim şirketlerde bulunan hisselerinin haczinin istenmesi ile neticeden icra müdürlüğüne bilgi verilmesi yönündeki 3. kişiye gönderilen 15.10.2019 tarihli yazı, İİK'nun 78. maddesi kapsamında haciz müzekkeresi olup, borçlu olmayan şikayetçi 3. kişi şirketin haciz müzekkeresinin iptalini istemesinde hukuki yararının bulunmadığı gibi, 15.10.2019 tarihli yazının 21.10.2019 tarihinde 3. kişiye tebliğ edilmesi, uyuşmazlığın süresiz şikayet hallerinden olmaması nedeniyle şikayet tarihi itibariyle 7 günlük süreden sonra açıldığı, şirketin 17.10.2019 tarihli hisse hacizlerinin usulsüz yapıldığına yönelik şikayeti bakımından ise, haciz mahallinde borçluların ve 3. kişinin ortak vekilinin bulunduğu ve haciz tarih itibariyle şikayete konu işlemi öğrendikleri, bu haliyle söz konusu uyuşmazlığın süresiz şikayet hallerinden olmaması nedeniyle şikayet tarihi itibariyle 7 günlük süreden sonra açıldığı, davacı 3. kişinin süresinde haciz tutanağına itiraz...
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, takip alacaklısının, 18.03.2016 tarihinde, İİK.nun 43/2. maddesi uyarınca takibin şeklini “haciz yoluyla takip” olarak değiştirmek istediği ve talebin icra müdürlüğünce 18.03.2016 tarihinde kabul edildiği, bu durumda takip yolunun “iflas yoluyla takip”ten “haciz yoluyla takibe” çevrilmesi nedeniyle, takibe yönelik işlemlerin, baştan itibaren “kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe” uygun olarak yeniden yapılması gerektiğinden şikayetin konusunun kalmadığı anlaşılmış ise de, 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K.'...