Esas sayılı icra dosyası kapsamında düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihalesi şikayetçi bankaya yapılan borçluya ait tabloda şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihinin 06.01.2011 olduğunu, müvekkilinin kesin haczinin ise 11.01.2011 tarihli olduğunu, yani şikayet olunanın ihtiyati haczi kesinleşmeden evvel müvekkili tarafından kesin haciz işlemi yapıldığını, şikayet olunan ......'nin müvekkilinin kesin haczine iştiraki için İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelere dayanması gerektiği halde borçlu hakkında adi belgeye dayalı genel haciz yoluna başvurduğunu, müvekkilinin takibinin ise ilama dayalı olduğunu, müvekkilinin takip tarihinin de şikayet olunanın takibinden önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Bankası Genel Müdürlüğü'nde bulunan doğmuş ve doğacak hak ediş alacakları üzerine haciz koymak amacıyla göndermek istedikleri 89/1. haciz ihbarnamelerinin İcra Müdürlüğü'nce doğacak alacaklara haciz konamayacağı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, sadece doğmuş alacaklara haciz konulması talebiyle dört ayrı tarihte haciz ihbarnamesi gönderdiklerini, alacak doğduktan sonra gönderdikleri 06.01.2009 tarihli haciz ihbarnameleri dikkate alınarak sıra cetvelinin üç ve dördüncü sırasında yer aldıklarını, oysa sıra cetvelinin ilk iki sırasında yer alan şikayet olunanların dosyasından, henüz alacak doğmadan, doğacak alacaklara haciz konması talebini içeren 89/1. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, 89/1. haciz ihbarnamesi ile henüz doğmamış alacaklara haciz konulamayacağını, bu sebeple şikayet olunanların hacizlerinin geçersiz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesine menfi tespit davası açtıklarını mahkemece davanın kabul edildiğini, takibin durduğunu, Yargıtayın bu kararı bozduğunu ancak karar düzeltme talebinde bulunduklarını, davalı yanın dava dosyası Yargıtayda olduğu süre içerisinde, müvekkilinin aracına haciz koyduklarını, bu haciz işlemine karşı şikayet yoluna gittiklerini, dosyada alacaklının alacağını karışlamaya fazlasıyla yeten gayri menkul haczi olduğunu, bu nedenle haczin aşkın bir haciz olduğunu, Yargıtayın karar düzeltme taleplerini henüz kesinleştirmediğini, mahkeme kararının kesinleşmediğini, yeni ek hacizlerin yapılmasının doğru olmadığını, yerel mahkemenin de şikayetin reddi kararının doğru olmadığını, belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile şikayet olunanlar dosyasında konulan haczin tarihinin tapu kaydında 02.05.2017 olarak gözüktüğü, yine icra müdürlüğünce satışı yapılan taşınmaza ilişkin haciz konulmasına dair yazılan müzekkere tarihinin de 28.04.2017 tarihi olduğu, her ne kadar icra müdürlüğünce haciz koyma tarihinin 26.09.2016 tarihi olarak düzeltilmesine ilişkin 06.11.2019 tarihli karar verilmiş ise de; icra müdürlüğünce bu karara ilişkin olarak tapu müdürlüğüne müzekkere yazılmadığı, kaldı ki icra müdürlüğünün re'sen haciz tarihinin düzeltilmesine ilişkin kendiliğinden karar veremeyeceği, bu hususun ancak şikayet yolu ile düzeltilebileceği, bu durumda şikayetçinin haciz tarihinin şikayet olunanların haciz tarihinden önce olduğu, ancak şikayet olunanlar dosyasında borca tiraz edildiği, bu itiraz üzerine şikayet olunanlar tarafından itirazın iptaline ilişkin dava açıldığı, itirazın iptali davasının açıldığı tarih, ilk haczi...
Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, taşkın haciz şikayetine ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır....
. - K A R A R - Şikayet eden vekili, müvekkilinin haciz tarihinin daha önce olmasına rağmen, şikayet edilenin haciz müzekkeresindeki tahrifat nedeniyle müvekkilinin önüne geçerek sıra cetvelinin 2.sırasına kaydedildiğini belirterek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayet edenin haciz müzekkeresinde havale tarihi olmadığından haciz tarihinin belli olmadığı gibi geçerli bir haczinin de bulunmadığını, müvekkilinin haciz tarihinin havale tarihinden açıkça anlaşıldığını belirterek şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece, şikayet edilenin alacaklı olduğu ... 1.İcra Müdürlüğü’nün 2001/5481 Esas sayılı dosyasından gönderilen haciz müzekkeresinin son satırındaki (9) rakamının (3) olarak tahrif edildiğinin Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporuyla anlaşıldığı, bu nedenle şikayet edenin 08.07.2008 tarihli haczinin şikayet edilenin haczinden önce olduğu belirtilerek şikayetin kabulüne karar verilmiş, hüküm şikayet edilen vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunanın, süresinde satış talebinde bulunmayıp, iki yıllık satış süresini uzatabilmek amacıyla takibi yenilediği, şikayetçinin haczinin, şikayet olunanın ilk haczinden sonra fakat yenileme talebinden önce olduğu, haczin yenilemesinin, ilk haczinden feragat edip yeni bir haciz talebi olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. Somut olayda, şikayet olunan ...'...
- K A R A R - Şikayet eden vekili 11.08.2000 tarihinde yapılan ilamsız icra takibine istinaden açılan tasarrufun iptali davasında 23.08.2000 tarihinde kooperatif hissesi hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, söz konusu hissenin ferdileşmesinden sonra tapu kaydına 22.03.2004 tarihinde ihtiyati haciz konulduğunu belirterek şikayet edilen 05.02.2003 tarihli kesin hacze garameten iştirak ettirilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili, takip tarihinin ve kesin haciz tarihinin şikayet edeninkinden önce olması nedeniyle şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece şikayet edenin 23.08.2000 tarihinde koydurduğu ihtiyati haciz (tedbir) kesinleşmeden şikayet edenin kesin haciz koydurması nedeniyle satış bedelinin her iki taraf arasında garameten paylaştırılmasına karar verilmiştir. Şikayet edilen vekili kararı temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesinin 11.10.2018 tarih ve 2331 E., 2093 K. sayılı ilamıyla, şikayet olunan 50.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı aldırmış ise de 400.812,05 TL üzerinden takibe geçtiği, ihtiyati haciz miktarının ipotek gibi bir üst sınır belirlemediği, şikayet olunan tarafından asıl alacak, faiz ve masraflar için ilk sırada haciz uygulandığı, tarafların takip dosyaları aynı tarihte kesinleşmiş ise de şikayet olunanın ihtiyati haczinin daha önceki tarihli olduğu, bu nedenle sıra cetvelinde şikayet olunana ilk sırada pay ayrılmasının yerinde olduğu, icra mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekilince temyiz edilmiştir. Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. İİK'nın 260/2. maddesi uyarınca, ihtiyati haciz kararında haczin ne gibi belgelere müsteniden ve ne miktar alacak için konulduğu yazılır....
Diğer yandan, İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü takip yolunda ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresi 10 gün olup, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz (İİK m.78/1) konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczi 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264. maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hüküm ve sonuçlarını doğuracaktır. Borçluya ait mala birden fazla ihtiyati haciz uygulanmışsa, bunlardan ilk olarak kesin hacze dönüşen ihtiyati haciz ilk haciz olarak kabul edilir ve bu hacze iştirak edebilecek olan alacaklılar belirlenir. Somut olayda, şikayet olunan ....'...