Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhalenin feshini isteyen borçlunun, takip dosyasında yer alan satış ilanının tebliğ edildiği adrese yönelik olarak yurt dışında olduğunu ileri sürerek şikayette bulunduğu ve takip dosyasında kendisi tarafından kabul edilen bir adresinin de olmadığı anlaşılmış olup, bu durumda, yasanın aradığı anlamda ihalenin feshini isteyen borçludan yurt içinde adres bildirme şartı aranmalıdır. İhalenin feshi istemine ilişkin şikayet dilekçesinde, borçlunun yurt içi adresi bulunmamaktadır. Şikayet dilekçesi ekindeki vekaletnamede de borçlunun yurt dışı adresi belirtildiğine göre, mahkemece, İİK.nun 134/2. maddesindeki koşulu taşımayan şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin esasının incelenerek, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden karar sonucu itibari ile doğrudur....

    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyalarında bir yıllık satış istemi süresi dolmadan şikayetçi alacaklı vekilinin 13.04.2016 tarihinde satış talebinde bulunduğu, İİK'nın 110/1 maddesine göre icra dairesi tarafından satış giderini depo etmesi için alacak veya 15 günlük süre verilmesi gerekirken bu imkanın tanınmadığını, satış giderinin depo edilmesi için gerekli 1 yıllık süre dolduktan sonra icra dairesince 09.05.2016 tarihinde haczin düştüğünden bahisle satış talebinin reddine karar verildiği, alacaklı vekilinin karara karşı şikayet yoluna başvurduğu, icra mahkemesince şikayetin reddine karar verildiği, kararın istinaf denetiminden geçerek kesinleştiği, bu karar doğrultusunda düzenlenen sıra cetvelinin de usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı şikayetçi vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5....

      Davacılar vekili, satış ilanında taşınmazın niteliklerinde hata yapıldığını ileri sürmüş ise de yukarıda belirtildiği üzere davacının bu iddialarına yönelik vakıaları şikayet dilekçesinde somut olarak bildirmesi gerekmekte olup, bu iddialarının soyut nitelikte olduğu, davacı tarafından taşınmazın hangi vasıflarında hata yapıldığına dair somut bir iddia ileri sürülmediği gibi satış ilanı usulüne uygun tebliğ edilen davacıların tebliğden itibaren yasal süre içinde de satış ilanına yönelik bir şikayette bulunulmadığından davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. İİK'nun 150/e maddesi hükmü gereğince; "Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren nihayet bir sene içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren nihayet iki sene içinde isteyebilir....

      CEVAP Şikayet edilen alacaklı cevap dilekçesinde; tasarrufun iptali davasının kabulü kararı ile ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştüğünü ve yasal süresi içerisinde satış talebinde bulunularak satış avansının da yatırıldığını, ayrıca başka taşınmazlara ilişkin olarak İstanbul 10. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/563 E. sayılı dosyasında görülen sıra cetvelinin iptali konulu şikayette, ihtiyati haciz tarihinin 25.4.2004 olduğunun ve ihtiyati hacizlerin 30.11.2006 tarihinde kesin hacze dönüştüğünün belirlendiğini, bu tespite göre de satış talebinin süresinde olduğunu ileri sürerek şikayetin reddini istemiştir. III....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/576 E. sayılı dosyasında satışın durdurulması talebi ile şikayet yoluna başvurulması ve söz konusu şikayetin istinaf aşamasında olması nedeniyle İİK'nun 363/4. maddesi gereğince şikayetin sonucu beklenmeden yapılan ihalenin usulsüz olduğunu ileri sürerek, tapunun 14 parselinde kayıtlı B blok 33 bağımsız bölüm, 34 bağımsız bölüm ve 36 bağımsız bölüm numaralı taşınmazlara ilişkin ihalelerin feshini talep etmiştir. II. CEVAP Şikayet edilen alacaklı banka cevap dilekçesinde; İİK'nın 295. maddesi gereğince mühlet kararının ipotekli takipleri etkilemeyeceğini, kıymet takdir raporuna itiraz etmeyen borçlunun kıymete ilişkin itirazlarını ihalenin feshi nedeni olarak ileri süremeyeceğini, Ankara 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/576 E. sayılı dosyasında şikayetçi borçlunun satışın durdurulması talebinin reddedildiğini ileri sürerek şikayetin reddi ile şikayetçi borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir....

          Tüm bu nedenlerle, İİK'nın 134/2 maddesinde ihalenin feshi talebinin esastan reddedilmesi halinde icra mahkemesinin şikayet edeni (borçluyu) feshi istenilen ihale bedelinin % 10'u oranında para cezasına mahkûm edeceği belirtilerek, somut olayda şikayet edenin şikayeti esasa girilerek reddedildiğinden, şikayet edeni feshi istenilen ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkûm edilmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Sonuç olarak dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          Alacaklının icra mahkemesine başvurusu, İİK’nın 106- 110. maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile icra müdürlüğünün satış talebinin reddine ilişkin kararına karşı şikayet olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesindir (Yargıtay 12. HD'nin 2017/6381- 2018/12023 E-K sayılı ilamı da bu yöndedir). Bu nedenle, davacının istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 03.07.2012 gün 2012/3361 Esas 2012/4565 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi temsilcisi tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi temsilcisi, temsilcisi olduğu şirket hakkında şikayet olunan tarafından ... .... ... Müdürlüğü'nün 2001/13870 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe geçilip, şikayetçi şirketinin taşınmazına haciz konulduğunu, iki yıllık süre içerisinde satış talep edilmeyip, satış giderlerinin de yatırılmaması nedeni ile haczin düştüğünü, kıymet takdiri talebinin süreyi kesmediğini, İİK'nın 106 ve 110. maddelerinde öngörülen sürelerin kamu düzenine ilişkin olduğunu ileri sürerek, ... müdürlüğünün haczin devam ettiği yönündeki kararının iptali ile sıra cetveli düzenlenmeyeceğine karar verilmesini talep etmiştir....

            Görüldüğü üzere satış isteme süresi haczin uygulandığı tarihten itibaren başlamaktadır. İlk derece mahkemesinin benimsediği üzere satış isteme süresi haciz talep etme tarihinden itibaren başlamaz. Somut olayda şikayet konusu taşınmaz üzerine haczin 09/12/2020 tarihinde işlendiği, satış isteme süresinin bu tarihten itibaren başladığı, dosya kapsamında davalı alacaklının 09/11/2021 tarihli satış talebinin bulunduğu, eldeki şikayet tarihinin ise 16/11/2021 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda şikayet tarihi itibariyle satış isteme süresi dolmamıştır. İlk derece mahkemesince şikayet tarihi itibariyle satış isteme süresinin dolmadığı dikkate alınarak uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılması, haczedilen taşınmazın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığının (Yargıtay 12.HD 2018/4938 E, 2019/228K sayılı içtihatta belirtilen ilkeler ışığında) değerlendirilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            -K A R A R- Şikayetçi temsilcisi, temsilcisi olduğu şirket hakkında şikayet olunan tarafından ... 1.İcra Müdürlüğü'nün 2001/13870 sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, 26.12.2001 tarihinde müvekkiline ait taşınmazlara haciz konulduğunu, iki yıllık hak düşürücü süre içinde satış talep edilmediği ve satış giderleri yatırılmadığından haczin düştüğünü, kıymet takdiri talebinin iki yıllık süreyi kesmediğini, İİK'nun 106 ve 110.maddesinde öngörülen sürelerin kamu düzenine ilişkin olduğunu ileri sürerek, icra müdürlüğünün haczin devam ettiği yönündeki kararının iptali ile sıra cetveli düzenleyemeyeceğine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu