WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK 82/12 maddesi kapsamında açılan haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetidir. Bu dava İİK 16/1 maddesi anlamında şikayet niteliğindedir ve ileri sürme süresi öğrenme tarihinden itibaren 7 gündür. Somut olayda davacıya hacze ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ tarihi 21/12/2017 tarihidir. Davacının dava dilekçesinde yapılan tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiası da bulunmadığına göre meskeniyet şikayeti için başvuru süresi 103 davetiyesinin tebliği ile başlamış durumdadır. Dava tarihi ise 18/02/2020 tarihidir. O halde dava tarihi itibarı ile meskeniyet şikayeti bakımından dava açma süresi dolmuş olup açılan dava süresinden sonradır. Nitekim mahkemece de aynı gerekçeler ile davanın süre yönünden reddine karar verilmiştir. Yukarıdaki açıklama çerçevesinde istinaf istemine konu kararın yerinde olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Aydın 1....

Bu nedenle borçlunun yeniden konulan hacze karşı süresinde haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunan hakkı vardır. Hal böyle olunca, 13.02.2015 tarihli haciz nedeniyle borçluya icra dosyasından gönderilen bir 103 davetiyesi bulunmadığı ve şikayetçinin icra dairesince yapılan kıymet takdirine ilişkin keşif sırasında hacizden haberdar olduğunu bildirdiği nazara alındığında, keşif tarihi olan 27.01.2016'dan itibaren 7 günlük yasal süre içerisinde 01.02.2016 tarihinde icra mahkemesine yapılan meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, 13.02.2015 tarihinde konulan haciz yönünden, işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, şikayetin süreden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

    Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, takip dosyasında haczedilen taşınmazın, haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, borçlunun, taşınmazı, kooperatife üye olması sebebiyle edindiği, hacze konu taşınmazın varlığından ve bedelinden kaynaklanan bir borç ilişkisinden söz edilebileceği, bu durumda İİK'nun 82. maddesinin .... fıkrasının .... bendi uyarınca meskeniyet şikayetinin dinlenemeyeceği gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....

        Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller ise de, haciz tarihi itibariyle ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunulabilir. Somut olayda, Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Nalbantoğlu Mahallesi 5528 Ada 3 Parselde kayıtlı 4 numaralı bağımsız bölüm üzerinde borçlunun murisinden intikal eden hissesine 12.5.2010 tarihinde haciz konulduğu, ancak taşınmazda haciz tarihinden önce... Finansal Kiralama A.Ş. lehine tesis edilmiş 22.11.2005 tarihli ipoteğin mevcut olduğu görülmektedir....

          Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde şikayetin konusu kalmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir.Somut olayda, 1451 ve 5205 parsel sayılı taşınmazlara, ilk haczin 27.10.2008 tarihinde konulduğu, daha sonra alacaklının 11.11.2010 tarihinde haciz talep etmesi üzerine icra müdürlüğünce aynı gün ilgili tapu müdürlüğüne haciz müzekkeresinin yazıldığı, buna göre haciz tarihi olan 11.11.2010 tarihinden itibaren, şikayet tarihi olan 20.12.2012 gününe kadar İİK.nun 106-110 maddeleri gereğince, iki yıllık süre içerisinde satış istenmediğinden haczin düştüğünün kabulü gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 09/03/2015 tarih, 2014/31178-2015/5170 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun şikayet yoluyla icra mahkemesine yaptığı başvuruda, örnek 7 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ayrıca meskeniyet şikayetinde bulunarak haczin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, ödeme emri tebligatının usule uygun olduğu, meskeniyet şikayetinin de süresinde olmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır...

              Şu hale göre, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından son hacze yönelik meskeniyet şikayeti İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürede olup mahkemece esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımı nedeniyle reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dolayısıyla, haczin kaldırılması ile meskeniyet şikayeti ile elde edilmek istenen gaye fiilen gerçekleşmiştir. Bu durumda mahkemece, şikayet tarihinden sonra davaya konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak "şikayet konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nin 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

                  Somut olayda, meskeniyet iddiası ileri sürülen ... ili, ... parsel C/zemin-1 numaralı taşınmazın şikayet tarihinde borçlu ... adına kayıtlı olduğu, ilk derece mahkemesinde devam eden yargılama sırasında, borçlu tarafından şikayete konu taşınmazın tapunun 16797 yevmiye numarası ile 14.12.2020 tarihinde satış sureti ile üçüncü kişi ...’a devredildiği, dolayısıyla bu durumda şikayetin konusunun kalmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece borçlunun şikayete konu taşınmazın maliki olmaması ve şikayetin konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesinin 1.fıkrası uyarınca şikayet tarihindeki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK'nin 373/1. maddesi uyarınca, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....

                    UYAP Entegrasyonu