Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin meskeniyet şikayeti ile ilgili 2017/654 Esas sayılı dava dosyasında verilen kararın 28/03/2019 tarihinde istinaf edildiği görülmüş ise de; meskeniyet şikayetine konu olan ihalenin feshi istenen taşınmaz tapu kaydının incelenmesinde ve dava dilekçesi ile bilirkişi raporuna göre taşınmazın dükkan olarak tapuda kayıtlı olduğu, mesken niteliğinde olmayan dükkan vasfında olan taşınmaz ile ilgili açılan meskeniyet şikayetine yönelik kararın istinaf edildiğinden bahisle İİK 364/3 maddesi gereğince satışın yapılamayacağı iddiası ile ihalenin feshinin istenemeyeceği, taşınmazın kesinleşen kıymet takdir raporundaki değeri üzerinden satıldığı, davacı tarafın zarar unsuru gerçekleşmediğinden özel yasalarda ihalenin feshini isteyenin çıkarının zarar görmesi İİK 134/8 maddesi uyarınca dava şartı olup, bu koşul kanıtlanmadığından İİK 134/2 maddesinde ihalenin feshi istemlerinin reddi durumunda istemde bulunanın feshi istenilen ihale bedelinin %10 u oranında para cezasına mahkum...

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, meskeniyet iddiası nedeniyle haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile; Ödemiş İcra Müdürlüğünün 2017/9341 esas sayılı dosyası üzerinden İzmir ili, Beydağ ilçesi, Çiftlik Mah. 103 ada 4 parsel kayıtlı taşınmaz üzerine davacıya ait hisse yönünden konulan haczin kaldırılmasına karar verilmiştir....

İcra Hukuk Mahkemesinin 13/12/2018 tarih 2015/402 Esas 2018/1314 Karar sayılı dosyasında borçlunun meskeniyet şikayeti sonucunda taşınmazın satış bedelinden 200.000,00.TL’lik kısmının öncelikli olarak takip borçlusuna ödenmesine karar verilmiş olmasına, satış yapılan dosya farklı bir dosya olsa da satılanın meskeniyet şikayetine konu taşınmaz olduğu ve meskeniyet şikayetinde bulunulan takip dosyasına taşınmaz satış bedelinin artan kısmının gönderilmiş olmasına, dosyaya gelen para miktarının da 200.000,00.TL.nin altında 134.069,25.TL olmasına göre sözkonusu paranın meskeniyet şikayetine ilişkin Bakırköy 7....

İcra Hukuk Mahkemesi'ne verilen 12.09.2011 tarihli ve ilgili mahkemenin 2011/928 esasına kaydedilen şikayet dilekçesinde, takip dosyasının incelendiğinin belirtildiği,dolayısı ile hacizden ilgili dilekçe tarihi olan 12.09.2011 tarihi itibari ile haberdar olunduğu, meskeniyet şikayetinin ise İİK nun 16. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içinde yapılmadığı belirtilerek talep süre yönünden reddedilmiştir....

    Borçlunun, şikayet dilekçesinde taşınmazına konulan haczin bildirimine dair tebligatların usulüne uygun olmadığını belirttiğinden, mahkemece öncelikle tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun araştırılması, tebligatın usulsüz olduğuna kanaat getirildiği takdirde tebligatı öğrenme tarihine göre şikayet süresinde ise işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Öte yandan, borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır....

      Mahkeme; İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının yalnızca tapu maliki borçluya ait olduğu, şikayet eden T1 tapu kayıt maliki borçlu olmadığı, lehine aile konutu şerhi verilen kişi olduğu, meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikayet dilekçesinde yazılı iddia ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte ilk derece Mahkemesi kararının Anayasa Mahkemesi'nin 2016/10454 Esas sayılı kararına aykırı olduğunu, anılan kararda eşe dava hakkı tanınması gerektiğinin belirtildiğini, diğer taraftan bilirkişi raporunda belirlenen haline münasip mesken değerinin yeterli olmadığını, belirlenen değer üzerinden borçlunun haline münasip mesken edinemeyeceğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2018/24509 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde müvekkil bankanın dosyanın tarafı olmadığını, davacı tarafından daha önce meskeniyet iddiası ile müvekkil banka aleyhinde aynı konuda, aynı taşınmazla ilgili olarak İstanbul 25. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/745 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını, bu davada karar verildiğini, kararın istinaf edildiğini, İstanbul Bam 21. Hukuk Dairesinin 2020/312 Esas 2020/2030 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkil banka ilgi ilgili olarak aynı konuda kesin hüküm bulunması nedeniyle müvekkil banka yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava dilekçesinin tetkikinde; davalının dokuz adet icra dosyası göstererek sekiz adet alacaklıya karşı meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir....

      duraksama yaratmayacak açıklıktaki hükmü uyarınca haline münasip tek evi olduğundan haczinin kabil olmadığını, işlenen haciz şerhinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, Meskeniyet iddialarını kabulü ile şikayet konusu mesken üzerindeki haczin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      NO:86 İÇ KAPI NO:3 İSTANBUL BEŞİKTAŞ olduğu, haczedilmezlik (meskeniyet) iddia edilen taşınmazın Bodrum ilçesinde olduğu, dava dilekçesinden davacının meskeniyet iddia edilen evde sürekli olarak ikamet etmediği, zaman zaman gittiğinin anlaşıldığı, Nüfus müdürlüğü kayıtları ile dava dilekçesinden şikayetçinin meskeniyet şikayeti ileri sürülen adreste oturmadığının sabit olduğu, görülmekle şikayetin reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, Şikayetin reddine karar verilmiştir....

      İstinaf Sebepleri Şikayetçi 3. kişi istinaf dilekçesinde; şikayet dilekçesinde belirttiği hususları tekrar etmekle birlikte, takip borçlusu olan eşi tarafından meskeniyet şikayeti hakkının kullanılmamasının şikayetçinin mahkemeye başvurma hakkını kısıtlamaması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi kararlarının tüm yargı organlarını bağladığını, henüz işbu şikayet sonuçlanmamış olmakla hak ihlali oluşmadığından şikayetçi tarafından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının kullanılmadığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....

        UYAP Entegrasyonu