Ömer Eyyüpoğlu'na tebliğ edilen kıymet takdir raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, kıymet takdirine itiraz ve meskeniyete dayalı haczedilmezlik şikayetinin 7 günlük süreye tabii olduğu, kıymet takdir raporunun 05/09/2018 tarihinde tebliğ edilmesiyle kıymet takdiri ve haczedilmezliğe yönelik şikayetin 12/09/2018 tarihine kadar yapılması gerekeceği, iş bu şikayetin ise 05/10/2018 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla kıymet takdirine itiraz ve haczedilmezlik iddiasına yönelik şikayetin süre yönünden reddine karar verildiği görülmüştür. İstinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinin tekrarı ile usul ve yasaya aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olup, pay ayrılan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Ancak hukuki yararının olması kaydıyla borçlu da sıra cetveline şikayet yoluna başvurabilir. ''Yargıtay'ın aksine kararları olmasına rağmen, kanaatimize göre şikayet yoluna hukuki yararının bulunması kaydıyla borçlu da başvurabilir. Borçlunun da sıra cetveli yapılırken takip hukuk kurallarına aykırılık iddiasının kendi hukuki durumunu ilgilendirdiği her durumda, borçlunun şikayet yoluna başvurabileceği kabul edilmelidir. Borçlunun hukuki yararının bulunabilmesi için yapılan işlemin borçlunun haklarını doğrudan etkilemesi ve güncel olması gerekir....
Somut olayda; şikayet dilekçesinde davacı açıkça taşınmaza takdir edilen kıymetin düşük olduğunu beyan etmemiş, yani kıymet takdirine itiraz etmemiş, yalnızca pandemi ve ekonomik kriz koşullarında taşınmazın rayiç değerinin altında satıldığını iddia etmiştir, bu iddia kıymet takdirine itiraz olarak nitelendirilemez, kaldı ki davacı süresinde kıymet takdirine itiraz etmiş, kıymet takdirine itiraz şikayetinin incelendiği dosyada Mahkemece davacıya kesin süre içerisinde keşif giderlerini yatırması için usulüne uygun olarak süre verilmiş, ancak davacı kesin süre içerisinde keşif giderlerini yatırmadığından kıymet takdirine itirazının İİK'nın 128/a maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Kıymet takdirine itirazın reddine ilişkin karar isabetli olduğundan, artık bu iddiasını ihalenin feshinde ileri sürmesi mümkün değildir....
Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının 1,5 yıl önce belirlenen değere göre satış yapıldığı ve taşınmazın değerinin düşük kaldığı iddiasında haksız olduğunu, Torbalı İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/73 Esas sayılı kıymet takdirine itiraz davasının 16/03/2020 tarihinde davacı T1 tarafından açılarak davanın 07/10/2020 tarihinde sonuçlandığını, kıymet takdirine itiraz davasında davacı eksik gider avansını yatırmadığı için red kararı verildiğini, davacının bu karara karşı da istinaf kanun yoluna başvurduğunu ve istinaf başvurusunun reddedildiğini, kanunen kıymet takdir raporunun geçerlilik süresinin 2 yıl olarak belirlendiğini ve yeniden kıymet takdiri istenebilecek hallerin kanunda sayılmış olduğunu, davacının iddia ettiği pandemi, deprem ve kur artışı iddialarının Torbalı'da bulunan taşınmazın değerini önemli ölçüde etkileyebilecek haller olmadığı gibi davacı tarafından aksini gösteren herhangi bir delil belge de ibraz...
Yapılan yargılamada davacı yan bu iddialar ile ilgili satış ilanı tebliği üzerine yasal sürede şikayet davası açıldığını iddia ve ispat etmemiştir. Bu durumda artık bu iddiaların ihalenin feshi davasında dinlenilmesi olanaklı değildir. İİK'nın 128/a maddesi, "kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer, raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler..." hükmünü içermektedir. Aynı maddenin son fıkrasına göre, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesindir. Kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Mahkeme, bu halde ihale konusu taşınmazın kıymetini yaptıracağı keşif ve bilirkişi incelemesi ile tespit ettirdikten sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verir....
kesin olduğu, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenilmesi sırasında incelenmesi mümkün olduğunun HGK'nın 17.03.1999 tarih 1999/12- 161 Esas,148 Karar sayılı ilamında belirtildiği, mahkememizce yapılan inceleme neticesinde ihalenin feshine konu edilen taşınmazın kıymet takdirine itiraz edilmediği anlaşılmakla birlikte, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16/03/2012 tarih ve 2012/12- 45 E.-170 K.sayılı ilamı dikkate alınarak, genel mahkemelerde İİK’nın 72.maddesi anlamında menfi tespit davası açılmış olması icra mahkemesinde görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele yapılmasını gerektirmeyeceği, davacı vekilinin Ağrı 2....
sırasına daha önce itiraz etmeyip isabet eden payını kesinleştiren anılan şikayet olunanların esasen işbu şikayetin kabulü halinde hükmün gerekçesi dikkate alınarak ve bu sıra cetvelinde şikayet öncesinde isabet eden ve şikayetçinin işbu şikayetinin kapsamı dışında kalan, kesinleşmiş mevcut paylar itibariyle oluşan kazanılmış haklar dikkate alınarak düzenlenmesi gereken yeni sıra cetvelinde, daha az pay ayrılması halinde her iki şikayet olunanın şikayet hakkını kullanma haklarının mevcut bulunmasına göre, adı geçen şikayet olunanların temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. ......
Davacının ileri sürdüğü fesih nedenleri yönünden yapılan incelemede; ihaleye konu Çorum İli Merkez İlçesi, Gülabibey Mahallesi, 2928 Ada, 2 Parsel de kayıtlı zemin kat 13 ve 14 nolu bağımsız bölümler ile 2. kat 2 ve 4 nolu bağımsız bölümler için kıymet takdirinin yapıldığı, düzenlenen kıymet takdirine ilişkin rapora karşı Çorum İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/170 Esas - 2019/395 Karar sayılı dosyası ile 20.03.2019 tarihinde davacı T1 vekili tarafından Kıymet Takdirine İtiraz davası açıldığı, mahkemenin 16.07.2019 tarihli kararıyla davanın Kısmen Kabul, Kısmen Reddine ilişkin kesin olmak üzere karar verildiği, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde müvekkili T1 ve kendisine gönderilen kıymet takdirine ilişkin raporun ve müvekkili T1’e gönderilen İİK. md. 103 davet kağıdının usule aykırı şekilde tebliğ edildiği iddiasında bulunmuş ise de vekilin kıymet takdirine ilişkin rapordan haberdar olarak bu rapora karşı az yukarıda bahsi geçen kıymet takdirine itiraz davasını açarak yasal itiraz...
Aynı maddenin son fıkrasına göre de, kıymet takdirine karşı yapılan şikayet hakkındaki icra mahkemesi kararı kesin olup temyiz edilemez. Öte yandan; kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde icra mahkemesi kararının, ihalenin feshinin istenmesi sırasında incelenmesi mümkündür. Ancak, kıymet taktirine süresinde itiraz etmeyerek yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, kıymet takdirine ilişkin hususları ihalenin feshi sebebi olarak ileri süremezler. Somut olayda, Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2004/649 E. sayılı takip dosyasında icra müdürlüğünce keşfin yapıldığı 13.11.2016 tarihi itibariyle şikayete konu taşınmazların toplam değerinin 237.385.862,00 TL olarak tespit edildiği, şikayetçi borçlunun bu rapora süresinde itirazı üzerine Ankara 15....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, 21.01.2016 tarihli sıra cetvelinde müvekkilinin alacağının üçüncü sırada, şikayet olunanın alacağının birinci ve ikinci sırada yer aldığını, bedeli paylaşıma konu menkul mallar üzerine, şikayet olunanın tarafından 19.09.2014 tarihinde haciz konulduğunu, 19.03.2015 tarihinde malların satışının istendiğini, satış talebinin reddedildiğini, bu kararın kesinleştiğini ve böylece şikayet olunanın haczinin düştüğünü, ayrıca şikayet olunanın takibinin çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip olduğunu, çekle ilgili işlemlerde 6 aylık zamanaşımı süresi bulunduğunu, icra dosyasında 6 aydır işlem yapılmaması nedeniyle şikayet olunanın alacağın da ortadan kalktığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan, şikayete cevap vermemiştir....