-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın iki yıl içinde satış istememiş olması sebebiyle borçlunun taşınmazı üzerine koydurmuş olduğu haczin düştüğünü, şikayet olunanın haczin yenilenmesi talebinde bulunduğunu, oysa hukukumuzda haczin yenilenmesi diye bir kavram bulunmadığından bu talebinin hukuken geçerli olmadığını, şikayet olunanın geçerli bir haczi olmadığını, tek geçerli haczin kendilerine ait olduğunu ve birinci sırada olmaları gerektiğini ileri sürerek, düzenlenen sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2005/2291 sayılı icra dosyasında haczin kesinleşmesinden sonra süresi içinde satış istenmediği gibi satış talebinin reddine ilişkin icra Müdürlüğü işlemine karşı şikayet yoluna gidilmediğinden haczin düştüğü, diğer 2005/2488 sayılı icra dosyasında haczin fekkinden sonra konulan haczin yeni bir haciz olacağı ve süresinde satış istenmediğinden haczin düştüğü ayrıca eksik hesaplandığı belirtilen alacağın satış masrafı olduğu, satışın bu dosyadan yapılmaması nedeniyle tüm alacaklıları ilgilendiren masraflardan olmadığı ve pay ayrılmaması gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Karar, şikâyet olunan vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetvelindeki sıraya şikayet sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 05.07.2012 gün ve 2012/2078 Esas, 2012/4656 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayet olunan vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu ... dosyasında haciz tarihinden itibaren iki yıllık süre içinde, avansı da yatırılmak suretiyle satış talebinde bulunulduğunu, bu nedenle ........2004 tarihli haczin düşmediğini fakat borçlulara ait taşınmazların satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde bu haczin dikkate alınmadığını, bunun yerine sonraki tarihli haczin dikkate alındığını, öyle olsa bile ilk sıradaki alacaklının haczinin düşmüş olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir....
Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olmakla borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. İlk verilen Ödemiş İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/227 Esas 2018/254 Karar sayılı kararın 29/05/2014 tarihli hacze yönelik olduğu bu kararın gerekçesinde açıkça kabul edilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. İnceleme konusu dosyadaki şikayet 16/11/2017 tarihli hacze yönelik olduğundan, derdestlik veya kesin hüküm oluşturmaz....
İcra Mahkemesi’nce, iddia, savunma, ve toplanan delillere göre, ilk fiili haczin şikayetçiye ait olduğu, diğer hacizlerin daha sonra konulduğu gerekçesiyle ihale bedelinin şikeyetçi ile şikayet olunan SGK arasında garameten paylaştırılmasına, diğer şikayet olunana ödeme yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı , şikayet olunan Vergi Dairesi vekili temyiz etmiştir. Önceki tarihli ihtiyati haczin, sonraki tarihli kesin hacze ne şekilde iştirak edeceği İcra ve İflâs Kanunu'nun 268 inci maddesinde düzenlenmiştir. Bunun için ihtiyati haczin infazından sonra fakat kesinleşmesinden önce konulmuş bir kesin haczin bulunması ve ihtiyati haciz sahibi alacaklının aynı yasanın 100 üncü maddesinde gösterilen şartları taşıması gereklidir....
. - KARAR - Şikayetçi vekili, şikayet olunanın iki yıl içinde satış istememiş olması sebebiyle borçlunun taşınmazı üzerine koydurmuş olduğu haczin düştüğünü, şikayet olunanın haczin yenilenmesi talebinde bulunduğunu, oysa hukukumuzda haczin yenilenmesi diye bir kavram bulunmadığından bu talebinin hukuken geçerli olmadığını, şikayet olunanın geçerli bir haczi olmayıp, tek geçerli haczin kendilerine ait olduğunu ve birinci sırada olmaları gerektiğini ileri sürerek, düzenlenen sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Mahkemece borçlu şirket adına kayıtlı ... plakalı araç üzerine 24.9.2004 tarihinde haciz konulduğu, şikayet eden 3. şahıs vekilinin araç üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği 3. kişinin dosyada taraf olmadığı, aracın sahibi veya alacaklı olmadığı gerekçesi ile İcra Müdürlüğü'nce reddedildiği, şikayet ile ilgili iddiaların icra mahkemesinde tartışılamayacağı müdürlük kararının yerinde olduğu belirtilerek şikayet reddedilmiş, hüküm şikayet eden vekilince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Şikâyetçi vekili borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasından konulan 14.11.2006 tarihli haczin düştüğünü, 2.11.2007 tarihli haczin esas alınması gerektiğini, ilama bağlı alacağın garameye dâhil edilmediğini iddia ederek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet olunan vekili yasal süre içinde satış istediklerini ve haczin düşmediğini, haciz tarihinin de şikayetçinin dosyasından konulan hacizden önce olduğunu ileri sürerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur....
Şikayet tarihinden önce, yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Şikayete konu traktör üzerine haczin konulduğu tarih nazara alındığında, İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmüne göre; alacaklının, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebileceği, 110. maddesine göre ise; yasal süresi içinde malın satılması istenmez veya talep geri alınıp da bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haczin kalkacağı öngörülmüştür. Somut olayda, şikayete konu traktöre 07.12.2012 tarihinde haciz konulduğu, şikayet tarihi olan 20.05.2015 tarihine kadar da satış talebinde bulunulmadığı, şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olduğu, bu durumda borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Bu açıklamalar ışığında, İİK’nın 106-110. maddeleri uyarınca haczin düşüp düşmediği belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, Sivas 3.İcra Müdürlüğünün 2009/4478 Esas sayılı takip dosyasında şikayet konusu taşınmaz üzerine 08.12.2020 tarihinde şikayet konusu haczin konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 02.08.2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak yargılama sırasında alacaklının, bir yıllık sürede dava konusu taşınmaza ilişkin satış talep etmediği, bu nedenle bu dosyadan taşınmaza tatbik edilen haczin İİK'nın 110/1. maddesi uyarınca düştüğü anlaşılmıştır....