a intikal edecek hisse kaydına konulan haczin kaldırılması istemi, çocukları tarafından istenebilecektir. Dolayısıyla takip borçlusuna intikal edecek hisse kaydına konulan haczin kaldırılması isteminde bulunan şikayetçinin muris ... mirasçısı sıfatı ile taşınmazda hissedar olsa da, hisse kaydına haciz konulan ...'ın mirası reddi sebebiyle TMK 611. madde gereğince mirasın intikal edeceği kişilerden değildir. O halde mahkemece şikayetçinin işbu şikayette aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup mahkeme kararının bozulması gerekmiştir. VI. KARAR Yukarıda açıklanan sebeplerle; ... Bölge Adliye Mahkemesi 8....
İcra Müdürlüğünün 2016/5050 Esas sayılı dosyasında yapılan takiple ilgili olarak haczedilen taşınmazı 29/07/2021 tarihinde satın aldığını, İİK 106- 110 maddesi gereğince haczin fekki gerektiğini söyleyerek şikayette bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kararından sonra şikayete konu taşınmazın satıldığı, 26/09/2022 tarihi itibariyle haczin kaldırılması istenen taşınmazın malikinin davacı 3.kişi olmadığı, dava dışı Nevzat Yıldırım'a satıldığı, ayrıca takip alacaklısı vekilinin de davaya konu taşınmazla ilgili 03/10/2022 tarihinde haczin kaldırılması için talepte bulunduğu anlaşılmakla HMK 353 (1) - b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusu kalmayan şikayet hakkında karar verilmesine yer olmadığına, şikayetin niteliği ve sebebiyet ilkesi gereğince yapılan yargılama giderlerinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına, aynı sebeple vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İİK'nin 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmesi halinde icra müdürlüğünce talep aranmaksızın haczin kaldırılması gerektiği gözetildiğinde, alacaklı vekilinin icra müdürlüğünden düşen haczin kaldırılmasını talep etmesi, alacağın haricen tahsil edildiğine karine teşkil etmeyeceği, buna göre şikayetin kabulü ile icra müdürlüğü kararının iptali gerektiği görüşünde olduğumdan çoğunluk görüşüne katılmam mümkün olmamıştır. Fatih KÖSEKAYA Üye 105281...
Mahkemece; birden fazla taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması talebinin haricen tahsile karine teşkil ettiğine dair müdürlük kararında bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklılar vekilince temyiz edilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 28/b maddesine göre, tahsil harcı, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilir. Somut olayda, taşınmazlar üzerindeki haczin tümden kaldırılması istenmemiştir. Bu durumda alacaklının ... İli, .... 2886 ada 4 parsel sayılı taşınmaza ilişkin haczin kaldırılması talebinin alacağın haricen tahsil edildiği anlamına gelmediği anılan nedenle de alacaklıdan tahsil harcı istenemeyeceğinin kabulü gerekir . Bu durumda Mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi doğru değildir....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Yargıtay ve AYM kararlarına göre aile konutunun haczi halinde hacizden doğrudan etkilenen borçlunun eşinin de şikayet hakkı bulunduğunu, müvekkiline herhangi bir tebligat yapılmadığından öğrenme tarihine göre şikayetlerinin süresinde olduğunu, eşin açık rızası olmadan taşınmaza ipotek konulamayacağını ve haline münasip aile konutuna konulan taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması gerektiğini ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C....
Değerlendirme İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise, şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir....
DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Şikayet istemine ilişkin olarak açılan davada Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Ordu İcra Hukuk Mahkemesi tarafından ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosyanın yapılan incelemesi sonunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özet ile, Ordu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/01/1989 tarih 1989/13 Değişik İş sayılı kararı ile verilen ihtiyati haciz kararı ile murisinden kendisine kalan taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz konulduğunu, borcun ödendiğini belirterek Ordu İcra Dairesi'nin 1989/53 Esas sayılı icra takip dosyasında konulan ihtiyati haczin kaldırılması için icra müdüründen talepte bulunduğunu ancak icra müdürünün talebini hukuka aykırı olarak reddedettiğini belirterek söz konusu ihtiyati haczin kaldırılması isteminde bulunmuştur. Ordu 2....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 10.09.2014 tarih ve 2014/480 Esas-387 Karar sayılı kararının temyiz incelemesine geçildi: Şikayetçi üçüncü kişi vekilinin, icra mahkemesine başvurusunda; icra dosyasından 18.09.2007 tarihinde haczedilen taşınmazın 26.09.2007 tarihinde müvekkiline satıldığı ve İİK'nun 106-110. maddeleri uyarınca taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü iddiasıyla hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetçinin takip dosyasında taraf olmadığı gerekçesiyle şikayetin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Şikayetçi üçüncü kişi, şikayet tarihi itibarıyla taşınmaz maliki olduğundan, taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebilir. Bu nedenle şikayetçinin aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, haczin kaldırılması şikayeti yanında, sair itiraz ve şikayetlerini de ileri sürerek icra takibinin iptalini istediği, mahkemece; yalnız haczin kaldırılması talebi yönünden değerlendirme yapılarak 14.03.2016 tarihli hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır....
Kez işlemden kaldırılması kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosya tekemmül etmiş ve araştırılacak başka bir husus almamış iken dosyanın esası hakkında yahut karşı tarafın ikrarı doğrultusunda davanın konusuz kaldığı yönünde karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, şikayet tarihinde müvekkilinin taşınmazında haciz bulunduğundan davacının korunmaya değer hukuki yararının olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, HMK 331. Maddesi gereğince lehe yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerektiğini beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :Dava, İİK'nın 82/1- 12. Maddesi gereğince meskeniyet ve İİK 85. Maddesi gereğince haczin aşkın olduğu iddialarına dayalı haczin kaldırılması istemidir. Borçlunun icra mahkemesine anılan iddialar ile başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, HMK anlamında bir dava değildir....