Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğünün 2020/4122 E. sayılı dosyasında konulan hacizlerle ilgili borçlu belediye tarafından açılmış bir haczedilmezlik davası bulunmadığı haczedilmezlik davasının borçlu tarafından açılması ve ispatlanması gerektiği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, 23.05.2021 tarihli icra memur işleminin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı borçlu istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

    İstinafa konu uyuşmazlığın satışın durdurulması ve taşkın hacze ilişkin şikayet olması nedeni ile istinaf yoluna başvurulamayacak, dolayısı ile kesin kararlardan olduğundan taşkın hacze yönelik istinaf talebinin usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili fiili haciz ve İİK'nın 82.maddesi uyarınca haczedilmezlik şikayeti yönünden derdestlik nedeniyle verilen red kararına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; Gaziosmanpaşa 1.İcra Hukuk Mahkemesi'nin 27/06/2019 tarihli, 2017/839 Esas, 2019/411 Karar sayılı dosyası, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21....

    İİK'nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şart olduğu gibi, haczin yargılama süresince de ayakta kalması gerekir. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşüp, düşmediğinin belirlenmesi gerekir. Öte yandan, taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesi zorunlu değildir. Konuya ilişkin tasarruf yetkisi kısıtlamalarının tapu kütüğüne şerh verilebileceğini hükme bağlayan TMK’nın 1010. maddesi emredici nitelikte olmayıp, aynı maddenin son fıkrası uyarınca haciz şerhi verilmekle, taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir. Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır....

      Haczedilmezlik şikayeti İİK'nun 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği günden itibaren 7 günlük süreye tabidir. Somut olayda borçlu vekilinin icra dosyasında ki hacizleri en geç 15.04.2013 tarihinde hacizlerin kaldırılması talebi ile İcra Müdürlüğü'ne başvurduğu tarihte öğrendiğinin kabulü gerekir. Şikayet ise; 7 günlük süreden sonra 25.04.2013 tarihinde yapılmıştır. Bu durumda anılan başvurunun süre aşımından reddi gerekirken işin esası incelenerek haczedilmezlik şikayetinin kabulüne karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ:Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme hükmünün yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, taraflarca HUMK'nun 388/4....

        ün icra mahkemesine başvurusu; şikayet dilekçesi bir bütün olarak değerlendirildiğinde; ... 12. İcra Müdürlüğünün 2013/10828 E. sayılı dosyasındaki haciz kararının şikayete konu edilmediği ve bu dosyaya yönelik haczedilmezlik şikayeti niteliğinde olmadığı, şikayetin, ... 1. İcra Müdürlüğünün 2014/35655 E. sayılı dosyasındaki müdürlük kararı ile ilgili olup, haciz kararı gereğince alacaklı olduğu dosyadan haczin konulduğu dosyaya para gönderilmemesi ve gönderilen paranın iadesinin istenilmesi yönündeki talebinin icra müdürlüğünce reddi işlemine yönelik olduğu ve bu işleme karşı da alacaklının süresi içinde icra mahkemesine şikayette bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece şikayet dilekçesi kapsamında işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Taşınmazlar üzerindeki ilk haciz kaydının 05/07/2012 tarihli olduğu, alacaklı vekilinin 11/07/2014 tarihinde; "borçlunun adına kayıtlı ve tespit edilecek başkaca taşınmazlarına kayden haciz konulması" talebinde bulunduğu, bu talep doğrultusunda şikayet konusu taşınmazlar üzerine 14/07/2014 tarihinde yeniden haciz şerhi işlendiği, alacaklının talep içeriği nazara alındığında, geçerli bir haciz talebinin olduğu, bu talep doğrultusunda taşınmazlara yeniden haciz konulmasında usulsüzlük olmadığı görülmüştür. İİK'nun 82. maddesinin 4 ve 12. bentlerinde yer alan haczedilmezlik şikayetleri, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır....

            İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendine dayalı olarak meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılması istemi İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; şikayete konu taşınmazın 26/06/2014 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 04/08/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yedi günlük yasal süreden sonra 08/09/2014 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu, 103 davetiyesi tebliğinin usulsüz olduğuna ilişkin bir iddiada bulunmadığı görülmüştür. O halde mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendine dayalı olarak meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılması istemi İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet olup, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda; şikayete konu taşınmazın 14/02/2014 tarihinde haczedildiği, haczin borçluya 103 davetiyesi ile 21/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise 7 günlük yasal süreden sonra 11/02/2015 tarihinde haczedilmezlik şikayeti ile icra mahkemesine başvurduğu görülmüştür. O halde mahkemece haczedilmezlik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

                İİK'nun 82/1-12. maddesinde yer alan borçlunun haline uygun meskeninin haczedilemeyeceğine ilişkin şikayet, haciz yoluyla yapılan takipler hakkında uygulanır. İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde haciz safhası olmadığından, bir diğer anlatımla haciz bulunmadığından haczedilmezlik (meskeniyet) şikayetinde bulunma olanağı da yoktur. Bu durumda, mahkemece; haczedilmezlik şikayetinin konusunun bulunmaması nedeniyle istemin reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi isabetsiz ise de, sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının reddi ile sonucu doğru mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'...

                  Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki meskeniyet şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince meskeniyet ve haczedilmezlik şikayetinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararın şikayet eden-3.kişi vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet eden-3. kişi vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; icra dosyasından borçlu...'in adına kayıtlı olan ... İli, ... İlçesi, ... Ulvi ......

                    UYAP Entegrasyonu