WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 13.12.2016 tarih ve 2016/325 E. - 2016/973 K. sayılı kararının 4. paragrafında yer alan "Gecikmiş itirazların kabulü ile süresinde yapılan itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulmasına" cümlesinin karar metninden tamamen çıkarılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/05/2021 NUMARASI : 2021/269 ESAS 2021/501 KARAR (EK KARAR) DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde istinaf yolu ile tetkiki davacı borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesi'nin 2021/20666 Esas sa yılı dosyası ile T3 tarafından müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, örnek 7'nin ilamsız takiple de TK 21/2 maddesi uyarınca muhtara teslim usulü ile tebliğ edilmiş ise de, İİK 65 maddesi uyarınca borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edilebilir hükmünün yer aldığını, müvekkilinin yaşlı olmasından...

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2423 KARAR NO : 2022/2609 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : FETHİYE İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2022 NUMARASI : 2022/212 ESAS - 2022/290 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/23215 esas sayılı takip konusu dosyasından gönderilen birinci haciz ihbarnamesi'nin ilk kez 09.03.2021 tarihinde iade olduğunu, daha sonrasında 28.06.2021 tarihinde tekrar çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesi'nin dosyaya eklendiğini, tebligatların yapılması esnasında müvekkilinin Tekirdağ/Çerkezköy'de eczanede çalıştığını, 28.06.2021 tarihinde tebligatta belirtilen adreslerde bulunmadığını, 89/2 haciz ihbarnamesinin ilk olarak 19.08.2021 tarihinde...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İcra takibine gecikmiş itiraz KARAR Temyiz incelenmesine esas olmak üzere; ... İcra Müdürlüğü'nün 2012/782 Esas sayılı dosya aslının incelenmek ve iade edilmek üzere mahallinden temin edilerek, dosya arasına alınmasına, ondan sonra temyiz incelemesi yapılması için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. İİK'nun 65. Maddesi gereğince gecikmiş itirazda bulunabilmek için; tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle itiraz edememesi gerekir....

      Borçlu vekili, icra mahkemesine başvurusunda ödeme emri, kıymet takdiri ve satış ilanına dair tebligatların usulsüzlüğünün ileri sürmüş, şikayeti yerinde görülmez ise gecikmiş itiraz beyanlarının dikkate alınmasını talep etmiştir. O halde, mahkemece şikayetin esası incelenerek olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebligat şikayeti değerlendirilmeden hacizli malın dava tarihinde satıldığı gerekçesi ile eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Kaldı ki, ihale için belirlenen tarih 28/03/2016 günü saat 15:00 olduğu halde, dava tarihinin aynı gün saat 11:22 olduğu gibi; ihalenin aynı gün yapılmış olması usulsüz tebligat şikayetinin esasının incelenmesine engel teşkil etmemektedir....

        A.Ş. adresine gönderildiğini ve icra dosyasında da yer alan ticaret odası kayıtları ile resmi kayıtlardan anlaşılacağı üzere, kendisine ait iş yerine yapılan bu tebligat, iş yerinde daimi çalışan personel tarafından 10/12/2019 tarihinde tebliğ alındığını, işbu dava gecikmiş itiraz mahiyetinde olduğundan, 10/12/2019 tarihinde iş yerinde daimi çalışana yapılan tebligat usul ve esas bakımından yerinde olup, borçlunun gecikmiş itirazda bulunmasının yasal dayanağı bulunmadığını, borçlu tarafın yurt dışında olduğu iddiasında ise de İİK m. 65 gereğince kusursuz olmadığını, kusursuz olsaydı dahi, maninin kalktığı günden itibaren 3 iş günü içinde mazeretini gösterir delilleri sunmadığını, ilgili yasal düzenlemeni emredici olup, davacı borçlunun delilden yoksun, soyut, gecikmiş itirazının usulden reddi gerektiğini beyanla davanın reddine ile lehlerine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir....

        İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir." hükmü yer almaktadır. Anılan hükmün uygulanabilmesi için borçluya tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Usulüne uygun tebligat bulunmaması halinde HMK'nun 33. maddesi gereği, hukuki tavsif hakime ait olacağından borçlunun dilekçesinde gecikmiş itiraz isteminde bulunması ile bağlı kalınmaksızın tebligatın usulsüzlüğü ve Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereği, tebliğ tarihinin belirlenmesi yoluna gidilmelidir (HGK 5.6.1991 tarih ve 1991/12- 258E.-1991/344 K.)....

        İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2021 NUMARASI : 2021/16 ESAS 2021/31 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz) KARAR : Yukarıdaki esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya içeriğindeki tüm bilgi ve belgeler okunup, tetkik edilip heyetçe yapılan müzakerede, 6100  sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı incelenerek  aynı kanunun 353. maddesi gereğince  duruşma yapılmaksızın yapılan inceleme sonunda gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket aleyhine Sakarya 2....

        İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir....

          UYAP Entegrasyonu