Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı/borçlu her ne kadar dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanarak başvuru yapmış ise de, ilk derece mahkemesi kararında da isabetli olarak açıklandığı üzere, gecikmiş itirazdan bahsedilebilmesi için öncelikle usulüne uygun bir tebligatın varlığı gerekmekte olup, başvurunun usulsüz tebliğ şikayeti olarak nitelendirilerek tebliğ işlemi usulsüz olduğundan şikayetin kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Davacının gecikmiş itiraz talebinin incelenmesinde ise, İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde, gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Anılan hükmün uygulanabilmesi için, borçluya, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır....

Davacı vekili, gecikmiş itirazda bulunmuş ise de usulsüz tebliğ şikayeti kabul edildiğinden bu yöndeki talep ayrıca tetkik edilmemiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davanın kabulüne, İstanbul 22 icra dairesinin 2021/31762 numaralı dosyasında davacıya ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinin tespiti ile ıttıla tarihinin 05/01/2022 olarak düzeltilmesine, Gecikmiş itiraz yönünden ayrıca tetkike yer olmadığına," karar verildiği görülmüştür....

İcra Dairesi 2021/5371 sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takip dosyasından kiracıya ödeme emri gönderildiği ve kiracı söz konusu ödeme emrine kanuni süresi içinde icra emrine itiraz etmediğini ve bu davayu gecikmiş itiraz başvurusunda bulunduğunu, İİK gereği gecikmiş itiraz şartlarının oluşmadığını, davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacı şirket tarafından işletilen işletme İstanbul'un en büyük kongre ve sergi sarayı (Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı) olup işletmenin kapalı olduğu ve posta memurunun usulsüz tebliğ yaptığı iddiasının mahkemeyi yönlendirmeye yönelik olduğunu, aynı anda hem tebligatın usulsüz olduğu hem de gecikmiş itiraz başvurusu yapılamayacağını, ödeme emrinin usulüne uygun borçlu vekiline tebliğ edildiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir....

İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlunun kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir. Ancak borçlu maninin kalktığı günden itibaren üç gün içinde, mazeretini gösterir delilerle birlikte itiraz ve sebeplerinin ve müstenidatını bildirmeye ve müteakip fıkra için yapılacak duruşmaya taalluk eden harç ve masrafları ödemeye mecburdur." hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, gecikmiş itiraz başvurusunda bulunabilmek için her şeyden önce usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş bir tebligat evrakının bulunması gerekir....

    İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....

      belli olduğu, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunun değerlendirildiğini, her ne kadar davalı vekili cevap dilekçesinde gecikmiş itiraz şikayeti olduğunu ve 3 günlük sürenin kaçtığını iddia etmişse de, dava konusunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilemeyeceğini, zira gecikmiş itiraz için usule uygun tebligata rağmen muhatabın bir engel nedeniyle itiraz süresini kaçırmış olması gerektiğini, fakat itiraz edilen tebligatların açıklandığı üzere usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile, Konya 7....

      İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/502 Esas sayılı dosyasından usulsüz tebligat şikayetinde bulunduğunu, bu dava dosyasındaki talep ve hakları saklı kalmak üzere, gecikmiş itiraz istemiyle söz konusu davayı açtığını belirtmiştir. İİK'nın 65. maddesinde, “borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir” hükmü yer almaktadır. İİK'nın 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler....

      İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir....

      Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/221 esas sayılı tahliye davasının tetkiki ve beklenmesi gerektiğini, süresi içerisinde borca itiraz ettiklerini gecikmiş itirazlarının haklı olduğunu, tebligatın başka bir adrese gönderilmesinin usulsüz olduğunu, delillerin toplanmadığını, pandemi sebebiyle kapalı bir restorana, faal olmayan bir yere giden tebligatın geçersiz olduğunu, İstanbuldaki kapalı bir şubeye tebligat yapıldığını, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriği incelendiğinde, davacı dilekçesinde iddiasını gecikmiş itiraz olarak nitelendirmiş ise de; içeriğinde, tebligatın şirketin merkez adresi yerine başka bir adrese yapıldığını belirterek tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürmüş, takibe muttali olduğu tarihi bildirmiş, ayrıca herhangi bir gecikmiş itiraz nedeni göstermemiş olduğundan başvuru bu hali ile usulsüz tebliğ şikayeti ve borca itiraz isteminden ibarettir....

      UYAP Entegrasyonu