Somut olayda; alacaklı tarafından borçlular aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, ilamsız takiplerde, itirazın İİK 62 maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 gün içinde icra dairesine yapılması gerektiği, mirasın reddedildiği hususunun da borca itiraz niteliğinde olup süreye tabi olduğu ve 7 gün içinde itiraz edilmesi gerekirken ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük süre geçtikten sonra itiraz edildiği anlaşıldığından, müdürlükçe 18/10/2019 tarihli kararla itirazın yasal süresi içinde olmadığı belirtilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesi ve mahkemece buna ilişkin şikayet konusunda şikayetin reddine karar verilmesi hukuken yerindedir. Tüm bu nedenlerle davacının istinaf talebinin HMK 353/1- b-1 maddesi uyarınca Esastan Reddine, dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 3....
Mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde borçlunun "mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına" ilişkin iddiası hukuki nitelik olarak borca itirazdır. Bu nedenle borca itirazın takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerekmektedir. Somut olayda, davacı borçlunun Yumurtalık Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/08/2016 tarihli 2016/185- 202 esas ve karar sayılı ilamı ile Bayram Ali Polat mirasını reddettiğinin tesciline karar verildiği, icra takibine ise 06/02/2017 tarihinde başlandığı ve davacı borçluya örnek 7 ödeme emrinin 24.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından davanın konusu borca itirazdır. Genel haciz yoluyla yapılan takiplerde borca itirazın icra dairesine yapılması gerekmektedir. İcra mahkemesine yapılan itiraz, hüküm ve sonuç doğurmaz....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borca itirazın süresinde olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, öncelikle açılan davanın süresinde açılmadığını, İİK gereğince ödeme emrinin tebellüğ edilmesinden itibaren davanın 5 gün içinde açılması gerektiğini, borca itirazı süresinde olmayan davacının davayı şikayet olarak ikame ettiğini, ancak icra memur muamelesi şikayetinin de süresinde olmadığını, icra dosyasında borca itiraz talebi gönderildikten sonra 11/04/2021 tarihinde davacının borca itiraz talebinin reddine ilişkin karar verildiğini, ayrıca davacı her ne kadar dosya borcunu 01/04/2022 tarihinde öğrendiğini bildirmiş ise de icra dosyasında 16/11/2017 tarihli haciz tutanağında davacı borçlunun adresine hacze gidildiği ve borçlunun yapılan hacizde hazirun olarak bulunduğunun görüleceğini belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 6....
DELİLLER: Afyonkarahisar İcra Müdürlüğünün 2022/4274 Esas sayılı dosyası, İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Senedin yasal unsurlarının yerinde olduğu, davacı şirket temsilcisinin kaşe dışındaki çift imzasından dolayı hem şahsını hem şirketi borçlandırdığını, borca itirazın da İİK'nun 169/a maddesi kapsamındaki belgeler ile ispat edemediğinden davacıların şikayet ve itirazlarının reddine karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili tarafından, dava dilekçesindeki nedenler tekrarlanarak ve senetler üzerindeki imzaların mahkemece incelenmediği, faize itirazla ilgili bilirkişiden rapor alınmadan karar verildiği belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, kambiyo senetlerine özgü takipte takip borçluları tarafından açılan takip hukukuna yönelik şikayet, borca ve imzaya itiraz davasına ilişkindir....
İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı ve şikayetçi borçlular istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. B. İstinaf Sebepleri Borçlular istinaf başvurusunda; itiraza uğrayan bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulamayacağını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, savunma hakkının ihlal edildiğini, kambiyo takibinde borca itiraz mümkün olmadığından, takibe itiraz edilmediğinden faiz oranının akdi faiz kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kambiyo takibinde akdi faiz olmayıp değişen oranlı avans faizi uygulanması gerektiğini, akdi faiz kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmişlerdir....
Temyiz Sebepleri A.1.Borçlular Gerçek irade ve talebin takibin iptaline ilişkin olduğunu, itiraz dilekçesinin konu kısmında da bu şekilde yazıldığını, Senetlerdeki eksiklik ve tahrifatın resen incelenmediğini, bilirkişi raporunun dikkate alınmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmişlerdir. B.1. Alacaklı Borca itirazın yasal süresi içinde itiraz dilekçesinde ileri sürülmediğini, senetlerin teminat senedi olduğuna ilişkin hiç bir somut delil bulunmadığını, dosyaya sunulan 19.12.2018 tarihli dilekçe de her ne kadar kredilerin teminatını teşkil etmek üzere ifadesi kullanılmış ise de, bu ifadenin senetleri teminat senedi olarak nitelemek için yeterli olmadığını, tahsilinde borca mahsup edilmek üzere alındığının kastedildiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senelerine mahsus haciz yolu ile takipte teminat iddiasına dayalı borca itiraz ve kambiyo vasfına yönelik şikayete ilişkindir. 2....
Dosyada bulunan tüm bilgi, belge ve beyanlar birlikte değerlendirildiğinde; somut olayda takibin kambiyo takibi olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayeti yanında borca itiraz ettiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte ödeme emri tebligatının usulsüz olması halinde borçlunun usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren 5 gün içinde (sadece usulsüz tebliğ düzeltilmesi talebi varsa 7 gün) şikayet yoluna başvurarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini istemesi ve borca itiraz etmesi gerektiği, davacı vekili dilekçesinde takipten 22/06/2019 tarihinde haberleri olduğunu belirtmiş olduğu, buna göre dava açma süresinin son gününün 27/06/2019 tarihi Çarşamba gününe denk geldiği, bu günün resmi tatil olmadığı, davanın ise 28/06/2019 tarihinde açıldığı, buna göre usulsüz tebligat şikayetinin yasal süre içinde yapılmadığı, borca itirazların da yine yasal 5 günlük süre içinde yapılmadığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazlarının süre yönünden reddine...
Davacının dava dilekçesinde birden fazla şikayet ve itirazı bulunmaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, İİK'nın 168/3- 4- 5. madde ve fıkraları gereğince, takibe konu senedin kambiyo vasfında olmadığına yönelik şikayet ile imzaya ve borca itirazın yasal beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir....
Şeklindeki düzenleme nazara alındığında, davacının dava dilekçesinde takibe konu senedin bir kısmını banka havalesiyle kalan kısmını da elden ödediği yönündeki kabulü sonrası borcun İİK'nun 170/a-3 maddesi gereğince kabul edildiği, bu haliyle kambiyo vasfı şikayetinin dinlenemeyeceği anlaşıldığı, imzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz deneceği, ödeme itirazı, sıfat itirazı, senedin teminat senedi olduğu itirazı vs. borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu, hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayandığı, dava dilekçesi incelendiğinde dava, İİK 169/a maddesi kapsamında kambiyo senetlerine ilişkin takipte borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a maddesi uyarınca; borca itiraz halinde, borcun olmadığının...
Yine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulamasına ve öğretide baskın olan görüşe göre; "İmzaya itiraz dışındaki diğer bütün itirazlara borca itiraz denir. Mesela ödeme, ...sıfat itirazı gibi.... Borçlunun borcu olmadığına ilişkin itirazı, takip konusu senedin karşılıksız olduğu (veya kaldığı), hatır senedi olduğu, teminat senedi olduğu, anlaşmaya aykırı doldurulduğu, kambiyo senedinde tahrifat yapıldığı, borçlunun senedin düzenlendiği tarihte temyiz kudretine sahip olmadığı, mirası reddetmiş olduğu veya mirasın hükmen reddedilmiş olduğu gibi sebeplere dayanır." (Prof. Dr. Baki Kuru; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, s. 197, Kasım 2004- İstanbul) Somut olayda; davacı borçlunun itirazı icra dairesine yapılması gereken bir borca itirazdır. Söz konusu itirazın, icra dairesi yerine icra mahkemesine yapılması doğru değildir. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine mahkememize bildirmiş olması fuzuli bir işlem (Yargıtay 12.H.D.'...