Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş. aleyhine yapılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte şikâyetçi üçüncü kişinin, borçlu anonim şirketin ortağı olduğu nedenle kendisine İİK'nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilemeyeceğini ve takip borçlusu haline getirilemeyeceğini ileri sürerek haciz ihbarnamelerinin iptalini talep ettiği, mahkemece, şikayetin kabulü ile haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyizi neticesinde Dairemizce bozulduğu, mahkemece bozma kararına direnilmesi ve bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/04/2019 tarih ve 2017/12-725 Esas - 2019/470 sayılı kararıyla; şikâyetçiye İİK'nın 89. maddesinin 1. ve 2. fıkraları gereğince çıkarılan haciz ihbarnamelerinin "borçlunun nezdinizdeki ortaklık ilişkisinden kaynaklanan alacaklar dışındaki hak ve alacaklarının haczine" şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği, bu şekilde düzeltilen haciz ihbarnamelerinin borçlu şirketin üçüncü kişi...

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında İİK 89 1,2 ve 3 haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiği iddiasıyla açılan davada mahkemece, davacıya çıkarılan haciz ihbarnamelerinin şirket temsilcisi bulunmayan adreste doğrudan farklı daimi işçi imzalarına tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile öğrenme tarihinin 12/02/2018 olarak tespitine karar verilmiş, karar istinaf incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede; Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi kararı ile İİK 89. maddesi kapsamında gönderilen haciz ihbarnamelerinin usulüne uygun tebliğ edilmemesi nedeniyle davacının öğrenme tarihine göre süresinde haciz ihbarnamelerine itiraz etmiş olması nedeniyle kesinleşmeyen borç yönünden dava açmasında hukuki yarar bulunmadığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine..." şeklinde karar verilmiştir....

      Esas sayılı şikayet dosyasını da açmış iken işbu davayı da açtığını, bu nedenle davacının huzurdaki davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, menfi tespit davasının açılabilmesi haciz ihbarnamelerinin mevcudiyetine bağlı olduğundan, haciz ihbarnamelerinin dava şartı olduğunu, bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan da reddi gerektiğini beyan ile tüm bu yönlerden ve esastan davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Dava dilekçesi diğer davalı ... A.Ş ne de usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmamıştır. Dava, ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasından İİK 89.madde kapsamında davalılara borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı ... vekilince görev itirazında bulunulmuş ise de, dava konusu uyuşmazlık mahkememizin görevine girdiğinden itirazın reddine karar verilmiştir. ... 23. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasının bir örneği celp edilmiş, incelenmesinde; ... tarafından ...A.Ş aleyhinde, davacısı ...'...

        Sayılı dosyadan yürütülen cebri icra işlemlerinin durdurulmasını, Zile İcra Müdürlüğünün usulsüz kararlarının iptalini, dava dilekçe ekindeki evrak örnekleri referans alınarak kep evrakı süreci ile ilgili gerekli araştırmanın yapılmasını ve 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerine süresinde cevap verildiğinin tespitini belirterek, bu nedenle de İcra Müdürlüğünün İİK'nın 89/2 ve İİK-89/3 md. gereği düzenlediği usulsüz haciz ihbarnamelerinin iptalini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Şikayetçi vekili her ne kadar takipten 28.10.2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtip 03.11.2015 tarihinde mahkemeye başvurmuş ise de, şikayetçiye gönderilen 89/2 haciz ihbarnamesinde "...birinci ihbara rağmen müddeti içinde itiraz etmemeniz sebebiyle borç zimmetinizde sayılmıştır..." açıklaması yer almakla artık 89/1 haciz ihbarnamesi ile ilgi kurulmuş olup, şikayetçi taraf 31.3.2015 tarihinde tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesi üzerine 89/1 haciz ihbarnamesinden haberdar olmuş ve bu öğrenme tarihine göre de İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreyi geçirdikten sonra 03.11.2015 tarihinde 89/1 haciz ihbarnamesine yönelik olarak usulsüz tebliğ şikayeti ile icra mahkemesine başvurmuştur. O halde mahkemece istemin süre aşımından reddi gerekirken işin esasının incelenerek kabul kararı verilmesi isabetsizdir....

          E. sayılı dosyasından icra takibi başlattığını ve takibin kesinleştiğini, Müvekkili hakkında Tebligat Kanunu'na, yönetmeliğe ve tüzüğe aykırı olarak 89/1, 89/2 ve 89/3. haciz ihbarnameleri gönderildiğini ancak müvekkili aleyhindeki işlemlerden 18/01/2023 tarihinde haberdar olduğunu, müvekkilinin takip dosyasında alacaklı veya borçlu olarak gözüken kişilere hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkili hakkındaki haciz ihbarnamelerinin tebliğ işlemlerinin tamamının usulsüz olduğunu, müvekkili hakkındaki haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesini ve tebliğ tarihinin müvekkilinin aleyhinde başlatılan icra takibinden haberdar olduğu 18.01.2023 olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili hakkında doğrudan doğruya Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin takip borçlusu ...A.Ş.'...

            Şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, mahkemece yapılacak iş; şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğundan ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermekten ibarettir. O halde mahkemece, karar yerinde belirtilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü düşünülerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

              İcra Mahkemesi' nin 2005/189-160 Esas ve Karar sayılı dosyasında, çıkarılan 89/ 2-3 haciz ihbarnameleri iptal edilerek karar kesinleştiğinden, konusuz kalan dava hakkında karar ittihazına yer olmadığına, davanın açılmasına davalının sebebiyet vermesi nedeniyle yargılama masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, İİK' nun 89/ 3 maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasıdır. Bu davanın dinlenebilmesi için öncelikle 3. şahsa İİK' nun 89. maddesinde öngörülen haciz ihbarnamelerinin tebliğ edilmiş olması gerekir. Somut olayda davacı 3. şahsa tebliğ edilen 89/ 2-3 haciz ihbarnamelerinin İcra Mahkemesince iptal edildiği ve kararın Yargıtay' ca onanarak kesinleştiği, dolayısıyla yargılama sırasında dava şartının kalmadığı anlaşılmaktadır....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Davacı şirkete gönderilen 1.haciz ihbarnamesinin herhangibir şerh verilmeksizin "işyeri daimi çalışan Aysel Emir" imzasına tebliğ edildiği, davacı şirketin İmamoğlu Mağazasının yetkilisinin ise Deniz Özalevli olduğu, tebligat yapılan çalışanın yetkili olmadığı , tebliğ memuru tarafından tüzel kişinin yetkilisinin tebliğ anında hazır olup olmadığı tespit edilmeden tebligat yapılmasının kanuna aykırı olduğu, 1.haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilip kesinleşmeden 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilemeyeceğinden 2. ve 3.haciz ihbarnamelerinin iptalinin gerektiği, 1.haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ise tebligat kanununun 32.maddesine göre öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 1.haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin iptaline, 1.haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 06.12.2018 olarak düzeltilmesine, 2. ve 3. Haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır....

                Ancak, ilk derece mahkemesince üçüncü haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi isabetli ise de 3. Haciz ihbarnamesinin tebliği ile 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerine muttali olunacağından aynı dosyadan 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayetin TK.nun 32 . Ve İİK.nun 16/1. Maddesi gereğince süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu hususa kararda yer verilmemesi isabetsizdir. Bu nedenlerle, şikayetçinin istinaf sebepleri yerinde değil ise de, 1. Ve 2. Haciz ihbarnamesinin usulsüz tebliğ edildiğine dair şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğinden ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353/1- b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, 3. Haciz ihbarnamesine yönelik usulsüz tebliğ şikayetinin ESASTAN REDDİNE, 1.ve 2. Haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE karar vermek gerekmiştir....

                UYAP Entegrasyonu