İlk derece mahkemesi kararında; verilmiş olan icranın geri bırakılması kararının iptal yetkisinin bulunmadığı, mehil vesikasının iptaline karar verilse dahi icranın geri bırakılması kararını etkisiz hale getirmeyeceği bu nedenle mehil vesikasının iptalinin istenmesinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacağın tamamının depo edilmemiş olması sebebiyle verilmiş olan mehil vesikası işleminin açıkça kanuna aykırı olduğunu, mahkemece talebin anlaşılamadığını, taleplerinin mehil vesikası işleminin iptaline ilişkin olduğunu, icranın geri bırakılması kararının iptalini istemediklerini, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamaya göre 6.965,19 TL eksik para olduğunu, bu nedenle mehil vesikası verilemeyeceğini, dosya alacaklısı oldukları için bu şikayette menfaatlerinin bulunduğunu beyan etmiş, kararın kaldırılmasına ve şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Aynı maddenin 3. fıkrasında ise; “Bölge adliye mahkemesi, birinci fıkra kapsamına girdiği hâlde reddine karar verilmemiş başvuruyu geri çevirmeyip doğrudan kesin karara bağlar” düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, temyizen incelenmesi istenen karar, İİK’nun 36. maddesinde düzenlenen icranın geri bırakılmasına (icranın geri bırakılması için sunulan nakit teminatın nemalandırılması talebinin reddine dair 04.11.2021 tarihli icra memur işlemini şikayet) ilişkin olup, anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Buna göre, Dairemizce incelenmesi istenen Bölge Adliye Mahkemesi kararı, İİK’nun 365/1-son maddesinde belirtildiği üzere KESİN nitelikte olduğundan, 5311 sayılı Kanunla değişik İİK'nun 364. maddesi ve 6100 sayılı HMK'nın 366.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanunun 352.maddesi uyarınca temyiz başvuru talebinin (REDDİNE), 24/10/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Takibin icra kefalet tarihinden sonra zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına karar verilmesi de bu yönden sonuca etkili değildir. Somut olayda, şikayetçi ...'ın dosya borcuna takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde 08/09/2008 tarihinde icra kefili olduğu, adı geçene 14.11.2014 tarihinde icra emrinin tebliğ edildiği, her ne kadar takip dosyası 30.10.2008 tarihinden 24.04.2014 tarihli yenileme talebine kadar işlemsiz bırakılmış ve bu tarihten itibaren icra takip işlemlerine devam edildiği asıl takip borçlusu yönünden 15/01/2015 tarihinde zamanaşımı dolayısı ile icranın geri bırakılmasına karar verilmiş ise de bu hususun icra kefaletinin geçerliliğini etkilemediği gibi icra kefili yönünden İİK'nun 39. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır....
Zira maddenin son bölümünde "...icranın geri bırakılması için Bölge Adliye Mahkemesi'nden veya Yargıtay'dan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir." düzenlemesi mevcuttur. Yine, İİK'nın 36/3 maddesine göre, "ücreti ilgililer tarafından verilir ise Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay'ca icranın geri bırakılmasına dair karar icra dairesine en uygun vasıtalar ile bildirilir." düzenlemesi mevcut olup, buna göre icranın geri bırakılması kararının borçlu tarafından sunulması zorunlu olmadığı gibi kararın icra dosyasına ibrazı için de bir süre belirlenmemiştir. Bu haliyle süresi içerisinde alınmış icranın geri bırakılması kararının mehil vesikasında belirlenen süre geçtikten sonra icra dosyasına sunulmuş olmasının icranın geri bırakılması kararı gereğince işlem yapılmasına engel olmadığı açıktır....
(eski 663/2.) maddesi gereğince, zamanaşımı kesilince son işlem tarihinden itibaren, müddeti aynı olan yeni bir zamanaşımı işlemeye başlar. Ayrıca, alacaklı tarafından yapılan takibin devamını sağlayıcı nitelikte her takip işlemi ile de zamanaşımı kesilir ve yeni bir süre işlemeye başlar. (12. HD. 25.12.2012, 2012/22582- .39839). İcra takip dosyasının incelenmesinde, takibin 10.05.2011 tarihinde başlatıldığı, işlemsiz kaldığı için takibin düştüğü ve 05.05.2014 tarihinde yenilendiği, 11.06.2014 tarihinde borçlunun taşınmazına haciz şerhi işlenmesinin talep edildiği, alacaklı vekili tarafından en son işlemin 15.10.2020 tarihli birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebi olduğu anlaşılmıştır. İcra dosyası 3 yıldan fazla işlemsiz bırakıldığından davanın kabulü ile; İİK'nun 71/2 ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına ve de icranın geri bırakılması kararı ile hacizlerin ortadan kalkması söz konusu olacağından; hacizlerin fekki talebinin reddine " karar verilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin çeke dayalı alacağını başlattığı icra takibi ile davalıdan tahsil ettiğini, davalının zamanaşımı itirazının icra müdürlüğü tarafından reddi üzerine bu karara karşı icra hukuk mahkemesine başvurulduğunu, icra hukuk mahkemesince icranın geri bırakılmasına karar verildiğini, davalının yaptığı ödemenin istirdatı için müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, yapılan tahsilatın yasal olduğunu belirterek, müvekkilinin takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının İİK.nun 33/a maddesi uyarınca dava açmadığını, zamanaşımı kararının kesin hüküm haline geldiğini bildirerek davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, davanın İİK'nın 33/a maddesine dayalı olarak açılan takibin zaman aşımına uğramadığının tespiti davası olduğu, bu nedenle ihtilafın çözümünde yerel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, İİK 33/a maddesine göre açılmış, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararına itiraz davasıdır....
hükmolunan para ve eşyayı karşılayacak malı mahcuz ise icranın geri bırakılması için bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan karar alınmak üzere icra müdürü tarafından kendisine uygun bir süre verilir....
Yukarıda izah edildiği üzere İstanbul BAM 14 Hukuk Dairesi Başkanlığının 07/01/2019 tarihinde icranın geri bırakılmasına kararı verdikten sonra 04/10/2019 tarih 2018/2318 E 2019/1191 K sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdiği dolayısıyla mahkemece verilen icranın geri bırakılması kararının hükümsüz kaldığı bu karardan sonra Yargıtay 19 Hukuk Dairesi nezdinde 2 kez icranın geri bırakılması kararı talep edilmesine karşın her iki talebin reddine karar verildiği bu aşamada icra dosyasında icranın geri bırakılması kararı bulunmamakla icra dosyası içinde bulunan teminat mektubunun paraya çevrilmesi talebinin reddinin usul ve yasaya uyun olmadığı anlaşılmakla davacı şirketin davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hükmü kurmak gerekmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının davasının KABULÜYLE; Büyükçekmece 2 İcra Müdürlüğünün 2018/19450 esas sayılı dosyasında şikayete konu 18/06/2020 tarihli icra müdürlüğü kararının İPTALİNE" karar verilmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo senedine özgü takiple ilgili olarak borçluların icra dosyasında en son işlemin 28.06.2011 tarihinde gerçekleştiği, şikayet tarihi itibariyle altı aylık zamanaşımı süresinin dolduğu, satış istenmesinin zamanaşımını kesecek bir işlem olmadığı, satışında gerçekleşmediğini iddia ederek zamanaşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasını talep ettiklri anlaşılmıştır. Mahkemece; borçlu ...'...