WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Şikayet borçlu; şikayet dilekçesindeki hususları tekrar ederek kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ilk tebligatın bila tebliğ döndüğü tarihte şikayetçi borçlunun tebligat çıkarılan adreste ikamet edip etmediğinin araştırılması için müzekkere yazıldığı, müzekkere cevabında borçlunun 2020 yılından bu yana 2 yıldır farklı adreste ikamet ettiği, tebligat çıkarılan adreste üvey babasının ikamet ettiği şeklinde cevap verildiği, bila tebliğ dönen tebligat tarihinde davacının tebligat çıkarılan adreste ikamet etmediğinin anlaşıldığı, davacının mernis adresine mernis adresi şerhli tebligat çıkarılmasının usulüne uygun olduğu, tebligatın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, mahkeme kararının usulüne uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

    Bingöl Merkez / BİNGÖL" adresine gönderildiğini ve Tebligat Kanunu 21.madde doğrultusunda tebligat yaptırılmak suretiyle takibin usulsüz olarak kesinleştirildiğini ve haciz işlemlerine geçildiğini, yapılan takibin, ödeme emrinin gönderildiği adresin bilinçli olarak yanlış gösterilmesinin, usule aykırı bir biçimde ilk tebligatta TK 21.madde uygulanmasının istenmesinin açıkça kötü niyetli bir tavır olduğunu, İcra memurunun başlangıçtan itibaren tüm işlemlerinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, gerek takibin kabulü ve ödeme emrinin gönderiliş şekli, usulsüz tebligatın kabul edilmek suretiyle takibin kesinleştirilmesi ve bu işlemlerin düzeltilmesine yönelik talebin reddinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinin usulsüz bir biçimde icra edildiğini, ödeme emrinin müvekkili şirketin kullanmadığı bir adrese gönderildiğini, ekte sunulan ticaret sicil gazetesi incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirketin adresinin "Yenişehir Mah....

    İcra Dosyası içindeki tebliğ evrakı incelendiğinde, borçlu şirkete yapılan ödeme emri tebligatı; 25.04.2017 tarihinde "adreste daimi çalışan Cumali Atasay'a tebliğ edildi" şerhi ile tebliğ edilmiş, tebliğ işlemi sırasında şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan ve neden şirket yetkilisi ya da ondan sonra gelen evrak almaya yetkili bir kimseye tebliğ edilmediği şerh edilmeden tebliğ yapıldığı anlaşılmakla anılan tebligat, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ile Yönetmeliğin 21. maddesi hükümlerine aykırı olduğundan davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yargılamanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; "Davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İstanbul 24....

    DAVA 1.Asıl ve birleşen 2020/287-288-289-290 Esas sayılı dosyalarda, şikayetçiler vekili; şikayet dışı borçluya ait taşınırların satılarak paraya çevrildiğini ve sıra cetveli düzenlendiğini, düzenlenen sıra cetvelinde şikayet olunan ... ve ...'ye ait alacağa öncelik tanındığını ancak bu alacaklıların icra dosyasından gönderilen ödeme emirlerinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takiplerinin ve hacizlerinin kesinleşmediğini öne sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. 2. Birleşen 2020/301 Esas sayılı dosyada şikayetçiler vekili; sıra cetvelinde kendi alacaklarıyla garameten pay alan ... Şirketinin ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle takibinin ve haczinin kesinleşmediğini öne sürerek sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunanlar ayrı ayrı cevap dilekçelerinde; şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. III....

      Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Her ne kadar davacı vekili tarafından müvekkilinin takip talebinde belirtilen adresi yerine elektronik tebligat yoluyla ödeme emri tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu iddia edilmiş ise de, davacının UETS elektronik adresinin bulunduğu anlaşılmış olup, Tebligat Kanunu'nun 7/a-2 maddesi uyarınca talepleri halinde gerçek kişilere elektronik tebligat adresi verilmesi halinde, bu kişilere tebligatın elektronik yolla yapılmasının zorunlu olduğu belirtilmiş olup, bu sebeple takip tarihinde davacı borçlunun elektronik tebligat adresinin bulunması sebebiyle bu yolla kendisine ödeme emrinin tebliğ edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, bu sebeple usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesinde ve buna bağlı olarak her ne kadar kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunulmuş ise de, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bu şikayetin 5 günlük hak düşürücü sürede yapılması gerekirken bu süre geçtikten sonra şikayet yoluna başvurulduğu anlaşıldığından...

      III-Şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe dosya borcunun ödenmiş olması, icra mahkemesince usulsüz tebligata ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Her dava ve şikayet yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. Somut olayda, 14/11/2022 tarihinde dosya borcunun tahsil edildiği, İcra Müdürlüğünce 15/11/2022 tarihinde dosyanın İnfaz ile kapatılmasına karar verildiği anlaşılmış ise, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. IV-7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adreste tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. Aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır....

      Şikayet ve itiraz tarihi olan 06.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı, yukarıda tarihi belirtilen temlik gereği artık ...'tır. Davalı olarak gösterilen ...'ın 05.03.2013 tarihi itibariyle alacaklı sıfatı kalmadığından sıfat yokluğu (aktif husumet ehliyeti olmadığından) hakkındaki usulsüz tebligat şikayeti ve imza itirazının reddi yerine adı geçen yönünden şikayet ve itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına (iptaline) ve ... aleyhine %20 orandan tazminata ve %10 para cezasına hükmedilmesi doğru değildir. O halde mahkemece; temlik veren ... hakkında istemin pasif husumetten reddine karar vermek gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 2- Temlik alacaklısı ...'ın temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yukarıda da belirtildiği gibi temyiz incelemesine konu şikayet ve itiraz yönünden ilgili ve yasal hasım, alacaklı sıfatını Noter temliknamesi ile kazanan ...'tır. Hal böyle olunca, mahkemece alacaklı ...'...

        ekinde sunulan vekiline vermiş olduğu vekaletnamedeki adres ile aynı olduğu, dolayısıyla davacının kendi adresi olduğu, tebligatın 23/11/2015 tarihinde kuzenine tebliğ edildiği, 23/11/2015 tarihinden önce yapılan tebligatların usulsüz olduğu kabul edilse dahi, 23/11/2015 tarihindeki satış ilanı tebliğinin usulüne uygun olmakla, borçlunun tebligatların usulsüz olduğuna ilişkin şikayet hakkının bu tarihten itibaren başladığı, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca şikayet süresinin 7 gün olduğu, ancak borçlu davacı tarafından iş bu davanın 05/01/2016 tarihinde şikayet süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, iş bu kararın borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01/06/2017 tarih ve 2016/16064 Esas-2017/8694 Karar sayılı ilâmı ile onandığı, borçlu vekilinin bu kez karar düzeltme isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır....

          Borçlu adına çıkartılan satış ilanının; tebliğ imkansızlığı nedeniyle TK.m. 21/2 gereğince evrakın mahalle muhtarına bırakılıp 2 nolu haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırıldığına dair şerh verilerek tebliğ işlemi tamamlanmış ise de; tebliği çıkaran icra müdürlüğünce tebligat evrakına bu adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğu ve tebligatın TK.'nun 21/2. maddesine göre yapılması gerektiğine ilişkin bir şerhin konulmadığı görülmektedir. Tebligat mazbatasını çıkaran merci tarafından Tebligat Yönetmeliğinin 16/2. maddesi kapsamında bir şerh verilmediğine göre tebligatın TK.'nun 21/1 ve Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesi yerine dağıtıcının kendiliğinden TK.'nun 21/2. maddesine göre tebligat yapması kanuna aykırıdır....

            DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; Ortaca İcra Müdürlüğü'nün 2021/1826 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını 27.10.2021 tarihinde öğrendiklerini, ödeme emri tebliğ evrakının müvekkilinin nerede olduğu araştırılmadan alacaklının çalışanı olan ...isimli şahsa usulsüz tebliğ edildiğini, müvekkilinin tebligat adresinde ikamet etmediğini, haber verilen komşu isminin yazılı olmadığını, sonradan Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre çıkartılan ve yasal şartlara uygun tebliğ edilmeyen evrakında usulsüz olduğunu ileri sürerek şikayetin kabulü ile usulsüz tebligata binaen öğrenme tarihinin 28.10.2021 olarak düzeltilmesini, borca ve yetkiye itirazla takibin durdurulmasını, hacizlerin iptalini talep etmiştir. II....

              UYAP Entegrasyonu