Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; ilk kesinleşen haczin şikayet olunanın haczi olduğu halde şikayetçinin takibinin rehnin paraya çevrilmesine dayalı olması nedeniyle rehne dayalı alacağının öncelikli olduğu, sıra cetvelinde öncelikle pay ayrılması gerekirken bu hususun gözetilmemesi nedeniyle sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. Şikayet olunanın alacaklı olduğu ... .... ......

    A R A R Alacaklı vekili; 19/09/2017 tarihinde borçlunun talimatta bildirilen adresinde uygulanan hacizle ilgili olarak istihkak iddiasında bulunulması üzerine, İİK 99. maddesi uygulanarak taraflarına istihkak davası açmak üzere süre verilmesine ilişkin kararın 06/10/2017 tarihinde öğrenildiğini, İİK 97. maddesi uygulanması gerekirken, İİK 99. maddesinin uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, şikayetin kabulü ile kararın kaldırılmasına, İİK 97. maddesi uygulanarak takibin devamına, istihkak iddiasında bulunan 3.şahsa istihkak davası açmak üzere süre verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, haciz yapılan adresin ödeme emrinin tebliğ adresinden farklı bir adres olduğu, haciz esnasında borçlunun haciz mahallinde olmadığı, bu nedenle haczin üçüncü kişinin huzurunda yapıldığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş, alacaklı vekilince İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. ......

      Davalı 3. kişi vekili de, 27.1.2014 havale tarihli dilekçesinde, İcra Müdürlüğü tarafından verilen kararın kaldırılması şikayet yoluyla istenilmiş ise de, Müdürlük kararının kanuna ve hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, 3. kişi vekili hükmün temyizine yönelik dilekçesinde de, alacaklı vekilinin talebinin, maktu harca tabi icra memurunun işlemini şikayet olduğunu vurgulamıştır. Mahkemece, haciz adresi ile borçlu adresinin aynı olduğu, davalı 3. kişi ile borçlu şirketin ortaklarının soyadı benzerliğinin muvazaa iddialarını güçlendirdiği, aynı alanda faaliyette bulunulmasının davacı yararına olan karineyi pekiştirdiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı 3. kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmiş, hüküm, davalı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 26. maddesi uyarınca hâkim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlıdır....

        , aksi takdirde davanın istihkak davası olarak görülerek 3.kişinin istihkak iddiasının reddine ve davalı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar vermiştir....

        İcra Müdürlüğü'ne 2018/3451 Esas sayılı dosyası üzerinden ilamlı icra takibi yapıldığı bu takip sırasında 23/05/2018 tarihinde Akdamar Oteli Van adresinde haciz işleminin uygulandığı haciz sırasında haczedilen eşyalar kendisine yedi emin olarak teslim edilen Arafat Köroğlu'nun istihkak iddiasında bulunduğu bunun üzerine alacaklı vekilinin UYAP ortamında 25/05/2018 ve ayrıca 25/09/2018 tarihli dilekçeleri ile istihkak iddiasına itiraz ettiği ve dosyanın icra hukuk mahekmesine gönderilmesini talep ettiği ancak dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmemesi üzerine şikayet yoluna başvurarak dosyanın icra hukuk mahkemesine gönderilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere istihkak iddiasında bulunulduğu zaman haczin kimin nezlinde yapıldığı önemlidir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İstihkak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava, 3.kişinin İİK’nin 96. maddesi uyarınca açtığı istihkak istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davalı borçlu adına iflas idare memurluğu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İİK 96 ve bunu izleyen maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar menkul mallar için uygulanabilir....

          Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tebligatın usulsüz olduğu ve tebliğ tarihinin davacının öğrendiği tarih olarak mahkemece düzeltilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı alacaklı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin yerinde olmadığı, istihkak davası yönünden yapılan incelemede ise; 25.09.2018 tarihinde davaya konu olan haciz işlemi İİK'nın 99. maddesine göre yapılmış, alacaklı tarafa 7 gün içinde istihkak davasını açması için süre tanındığı, alacaklı taraf, İcra Mahkemesinde memurun muamelesini şikayet ederken diğer taraftan istihkak davasını açmadığı, şikayet ile yetinildiğinden istihkak iddiası kabul edilmiş sayıldığı, dolayısı ile menkuller üzerindeki haczin kalktığı, 3. kişi tarafından açılan davanın artık görülmesinde hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına,usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, istihkak davasının hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş, karar davalı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir...

            Somut olayda ,takip konusu alacak miktarı dava konusu hacizli malların değerinden daha düşük olduğundan bu değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11,maddesi 4.fıkrası son cümlesi gereğince nisbi olarak hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3.Davacı tarafından ayrı bir dava olarak açılan şikayet istemi istihkak davası ile birleştirilmiş ve bu istem yönünden de red kararı verilmiş olduğundan davalı alacaklı yararına her bir dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken sadece istihkak davası yönünden vekalet ücreti takdir edilmesi de isabetsizdir....

              Somut olayda ,takip konusu alacak miktarı dava konusu hacizli malların değerinden daha düşük olduğundan bu değer üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11,maddesi 4.fıkrası son cümlesi gereğince nisbi olarak hükmedilmesi gerekirken fazla vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3.Davacı tarafından ayrı bir dava olarak açılan şikayet istemi istihkak davası ile birleştirilmiş ve bu istem yönünden de red kararı verilmiş olduğundan davalı alacaklı yararına her bir dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken sadece istihkak davası yönünden vekalet ücreti takdir edilmesi de isabetsizdir....

                İİK’nın 96 vd. maddelerinde düzenlenen istihkak iddiasına ilişkin koşullar, menkul mallar için uygulanmaktadır. Taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması istemi, icra memurunun işlemine yönelik şikayet mahiyetinde olduğundan, şikayet koşulları doğrultusunda çözümlenmesi gerekir. Davacı, icra dosyasından haciz konulan taşınmazın mülkiyetinin gayrimenkul satış vaadi ve inşaat yapım sözleşmesi kapsamında tarafına ait olduğunu ileri sürerek istihkak iddiasında bulunduğunu beyan etmiş, icra müdürlüğünce İİK'nın 97. maddesi gereğince istihkak iddiası konusunda karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, İstanbul 20. İcra Hukuk Mahkemesinin 15/10/2020 tarihli, 2020/383- 759 E-K sayılı ilamı ile taşınmazlar hakkında istihkak iddiasında bulunulamayacağından İİK'nın 97. maddesindeki prosedürün işletilmesi mümkün olmadığından talebin reddine karar verildiği görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu