DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Mahkememizce yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; davanın ilama aykırılık nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine dair şikayet niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. “…İlamlı icraya başvurma hakkı, ilam veya ilam niteliğindeki belge lehine olan, ilama veya ilam niteliğindeki belgeye göre alacaklı olan kişiye (ilam alacaklısına) aittir…İlamlı icrada borçlu, ilam (veya ilam niteliğinde belge) aleyhine olan, yani ilama göre ‘borçlu’ durumunda olan kişidir (taraftır)…” “Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilir… İlama aykırı takip ve infaz işlemlerine yönelik şikayet süresizdir…” (KURU, B. İcra ve İflas Hukuku El Kitabi, 2013, 2. Baskı, s: 904 vd.)...
Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; şikayet edenlerin takiplerinin ilama, şikayet edilenin takibinin kambiyo senedine dayandığı, şikayet edilenin takip tarihinin 04.12.2013 olmasına rağmen şikayet edenlerin dayandığı ilamın kesinleşme tarihinin 06.11.2013 olduğu, sonuç olarak ilamın kesinleşme tarihinin şikayet edilenin takip tarihinden önce olması nedeniyle dosyaya yatan paranın düzenlenen sıra cetvelinde garameten paylaştırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir....
Her şeyden önce borçlunun İcra Mahkemesi’ne başvurusu, ilama dayalı takipte, brüt alacaklar nete dönüştürülmeden fazla alacak ve hatalı faiz istendiğine ilişkin şikayet niteliğinde olup, anılan şikayet, İcra Müdürlüğü'nün, ilama aykırı işlemini kapsadığından süreye tabi değildir. Öte yandan; İİK’nun 18 maddesinde İcra Mahkemesi'nde görülen işlerde basit yargılama usulü uygulanacağı belirtilmiştir. Süreye tabi olan taleplerde, dilekçede belirtilmeyen bir husus, yargılama aşamasında ileri sürülmesi halinde nazara alınamaz ise de süreye tabi olmayan başvuru nedenleri yargılama aşamasında, mahkemece önüne getirildiğinde, incelenip karar verilmesi, HMK'nun 30. maddesinde düzenlenen usul ekonomisi ilkesi gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. Borçlu, takibe danayak ilama aykırı olarak avukatlık ücreti ve maddi tazminat yönünden hakkında icra takibi başlatıldığını takibin iptalini talep etmiştir. Mahkemece takibin dayanak ilama uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Borçlunun sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur....
İİK'nun 16. maddesinde, Kanun'un hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine muamelelerin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet edilebileceği düzenlemesi mevcuttur. Yukarıda yazılı yasal düzenleme uyarınca, icra dairesinin kanuna aykırı işlemi için öğrenme tarihinden itibaren yedi gün içinde, şikayet başvurusunda bulunulması halinde, Mahkemece işin esası incelenerek sonuçlandırılır. Aksi halde şikayetin süreden reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda şikayetin konusu, muhtıra ile istenen icra avukatlık ücretine ilişkin olup, ilama aykırılık olarak nitelendirilemeyeceğinden şikayet süresi muhtıranın tebliğinden itibaren yedi gündür. Muhtıra borçlu vekiline, 18.05.2015'te tebliğ edildiği halde, yedi günlük süre geçtikten sonra, şikayet başvurusunda bulunulmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetveline sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satıldığını, düzenlenen sıra cetvelinde müvekkili dosyasının 19. sıraya alındığını, müvekkilinin alacağının ilama dayalı olduğunu, dava tarihinin 1. sıradaki alacaklının takip ve haciz tarihinden önce olduğunu garameye katılması gerektiğini 1. sıradaki alacaklının takibinin kesinleşmediğini, müvekkili alacağının öncelikli olduğunu ileri sürerek hatalı düzenlenen sıra cetvelinin yeniden düzenlenmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri, şikayetin reddini istemişlerdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPULU TAŞINMAZDA YARARLANMA ANLAŞMASINA AYKIRILIK NEDENİYLE -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kira ilişkisinden kaynaklanan tahliye ve teslim istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2015 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 6.. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, 2797 Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 6. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 07.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlu vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayet dilekçesi ve istinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davasına dayanan ilamlı takipte faizin ilama aykırı olduğuna dair şikayet olup, icra emrinde ilama aykırı olarak düzenlenen faizin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4709 sayılı kanunla değişik Anayasanın 46/son maddesi. 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Y.." isminin yazılı olduğu, bu haliyle icra emrinin ilama aykırı düzenlendiği görülmektedir. Bu nedenle Mahkemece; ilama aykırı şekilde düzenlenen icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Şikayet eden M.. Y..'ın temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde geri verilmesine 25.11.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, geçit hakkı taşınmaz lehine tesis edildiğinden, borçlu vekilinin dayanak ilamda vekil edeninin taraf olmamasından dolayı hakkında icra takibi yapılamayacağı yönündeki şikayetin reddine, geçit hakkına ilişkin ilamların niteliği itibariyle yargılama giderlerinden muaf olduğundan,bu yöndeki şikayetin kabulüne, Tefenni İcra Müdürlüğü'nün 2012/1780 Esas sayılı icra takip dosyasında şikayet eden ...'a çıkartılan icra emrinin iptaline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar verilmiştir. Hüküm, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. İcra takibine dayanak ilam, sadece geçit hakkı tesisine ilişkin olup, bu ilama ilişkin icra takibi yapılmaksızın doğrudan Tapu Müdürlüğü'ne müracaat ile ilamın infazının sağlanması mümkün bulunduğuna göre, şikayet başvurusu yapan borçlu yönünden icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, şikayet nedenlerinin esasının incelenerek sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur....