Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, haksız şikayet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir....

Dava İİK'nun 16,41 maddeleri uyarınca açılmış ilama aykırılık şikayetidir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilama aykırılık şikayeti süreye tabi olmamakla birlikte ödeme iddiasının 7 günlük hak düşürücü süre içinde yapılması gerektiğine, ilk derece mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....

İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili; davacının şirket ortağı olduğunu, davalıların ise davacının ortağı olduğu şirketin çalışanları olduğunu, bir şirket çalışanının ortağı olduğu şirkete gelip yeni ortaklarını tanıtan patronu huzursuzluk yarattığı iddiası ile şikayet etme hakkının olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Haksız şikayet dayalı açılan manevi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece; sürekli davacının şikayet edildiğine dair bir delilin mevcut olmadığı, dinlenen tanık beyanlarından ve tüm dosya kapsamından davalıların kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir eylemlerinin bulunmadığı, eylemin şikayet hakkının kullanılması niteliğinde olduğu anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş olup karar davacı vekili tarafından şikayeti gerektirir sebep yokken şikayet edildiği, haksız şikayet olduğu ileri sürülerek istinaf edilmiştir....

Dava, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. İstem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, avukat olarak takip başlattığı ve davalının borçlu olduğu icra takip dosyasından itiraz dilekçesini alıp yok ettiği iddiasıyla davalının haksız şikayeti sonucunda hakkında açılan ceza davasından beraat ettiğini, yine baro tarafından da yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilmediğini belirterek bu haksız şikayet ve hakaret nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının delil olmadan davacıyı şikayet etmesinin anayasal şikayet hakkı kapsamını aştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İftira HÜKÜM : Beraat Gereği görüşülüp düşünüldü: İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği somut olayda sanığın şikayeti üzerine aldırılan adli raporda darp izlerinin belirlendiği ve müştekinin de sanığı tartaklayıp, ıslattığını kabul etmesi dikkate alındığında maddi vakalara dayanan sanığın şikayeti ve beyanlarının suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak niteliğinde olmayıp Anayasası'nın 74. maddesinde düzenlenen anayasal şikayet ve dilekçe verme hakkı kapsamında kaldığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;şikayet dilekçesinde bildirdiği benzer sebeplerle icra emrinin ilama aykırı düzenlendiğini, icra emrinin usulüne uygun düzenlenmediğini, yargılamaya sebebiyet veren kişinin müvekkili olmadığını, müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle;İstinaf dilekçesinde belirtilen iddiaların hukuki dayanağın bulunmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Uyuşmazlık, ilama aykırılık şikayeti ile icra emrinin usulüne uygun düzenlenmediği şikayetine ilişkindir....

      Ür.İth.İhr.San.Tic.Ltd.Şti. hakkında açılan davada şikayet dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının düzelterek onama istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Şikayetçi vekilince düzenlenen şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismi belirtilmemiş olup, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen tüzel kişiliğin yetkilisi gerçek kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK'nun 345.maddesi gereği davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde "şikayetin reddine" karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün CMUK'nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm fıkrasından "....şikayet dilekçesinin reddine" kısmının çıkarılarak; yerine aynı Yasa'nın...

        - K A R A R - Şikayet eden ... Bankası vekili, 16.6.2003 tarihli (iptal edilen önceki) sıra cetvelinde müvekkilinin 1.sırada ve şikayet edilen banka ile 2.sırada (hacze iştirak suretiyle) yazıldığını, ...'ın şikayeti üzerine ilk sıradaki müvekkil haczinin düştüğüne karar verilmesi nedeniyle düzenlenen yeni sıra cetvelinde müvekkil banka ile şikayet edilen banka alacaklarının 1.sırada garameten paylaştırılması gerekirken, müvekkil bankanın 2.sırada gösterildiğini belirterek sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet edilen banka vekili şikayetin reddini talep etmiştir. Mahkemece 16.6.2003 tarihli (önceki) sıra cetvelinin iptal edilerek Yargıtay tarafından da onandığı, hazırlanan yeni sıra cetvelinin kesinleşmiş olan bu karara göre yapıldığı belirtilerek şikayetin reddine karar verilmiştir. Şikayet eden Yapı ve Kredi Bankası vekili tarafından karar temyiz edilmiştir....

          İcra Mahkemesi Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ... hakkında açılan davada müştekinin şikayet dilekçesinin reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının düzelterek onama-bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan verilen hükme yönelik temyiz incelemesi sonucunda; Şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin isminin belirtilmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde dilekçede gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle davanın İİK’nun 345.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan hükmün CMUK’un 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...

            Katılma hakkının kullanılmaması, şikayeti ortadan kaldırmamakta ancak yargılama sürecine ilişkin bazı hak ve yetkilerini kullanılamamasına neden olmaktadır. Örneğin CMK’nın “mağdur ile şikayetçinin hakları” başlıklı 234. maddesindeki düzenlemelere göre, şikayetçi davaya katılmasa da tanıkların davetini isteme hakkında sahip olmasına karşın, davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkı davaya katılmış olma koşuluna bağlıdır. Katılma hakkından vazgeçmek ve katıldıktan sonra bu hakkın geri alınması da mümkündür. Yukarıda da belirtildiği üzere şikayet ile katılma farklı olduklarından, aksinin talep edildiği anlaşılmıyorsa, katılma hakkından vazgeçme şikayet hakkın düşürmez. Ancak şikayete bağlı suçlar açısından, katılmayla birlikte şikayet de geri alınmış ise kovuşturma şartı kalmayacağı için, kamu davası da sona erer....

              UYAP Entegrasyonu