Davalı alacaklılar vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu ilk ilamın kaldırılması ile ilk takibin dayanaksız kaldığını ve halihazırda kapalı olduğunu, bu nedenle yeni ilama dayanarak yeni bir icra takibi başlattıklarını, mükerrerlik iddiasının reddi gerektiğini, takipte ilama uygun faiz talep ettiklerini beyanla şikayeti reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesi; ilk başlatılan takip dosyasında tahsili mümkün olan alacağın, makul bir neden olmaksızın yeni bir takip ile istendiği anlaşıldığından şikayetin kabulüne, İstanbul 30. İcra Müdürlüğü'nün 2022/14752 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin iptaline karar vermiştir. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ilamın bölünerek iki ayrı takibe konu edildiği şikayeti nedeniyle yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne, takibin iptaline karar verilmiştir. Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine hükmedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. ŞİKAYET Borçlu şikayet dilekçesinde; aynı ilamdan kaynaklı alacaklar için kendisi ve diğer davalı yönününden iki ayrı takip başlatılmasının ve alacağın tamamının her iki davalıdan ayrı ayrı talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kendisi hakkında daha sonra başlatılan İstanbul ... 12....
Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi’ne başvuru nedenleri arasında haczedilen taşınmazların İcra ve İflas Kanunu, Belediye Kanunu, 5403 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat gereği haczedilemeyeceği, anılan hacizlerin kaldırılması gerektiği yönünde de şikayeti bulunmaktadır. İcra Mahkemesi'nce bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, anılan şikayet değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/684 D.İş sayılı dosyasındaki teminatın haczi için müzekkere gönderildiği, teminatın haczedilemeyeceği, teminat üzerindeki haczin kaldırılması gerektiği yönünde de şikayeti bulunmaktadır. İcra Mahkemesi'nce bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, anılan şikayet değerlendirilerek oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi gerekirken bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi doğru olmamıştır....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 10.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Müdürlüğünün bu şikayet dilekçesi gereğince Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğu ancak delil yetersizliğinden kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği, yine davalının bir başka şikayet dilekçesi üzerine de bir kısım eylemler yönünden delil yetersizliğinden, bir kısım eylemler yönünden soruşturma izni verilmemesi nedeniyle kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği; ... Müdürlüğüne yazılan dilekçe ile ilgili davacılardan ...'in şikayeti üzerine davalı hakkında iftira suçundan açılan ceza davasının suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı ile, davacılardan ...'ın aynı dilekçe ile ilgili şikayeti üzerine davalı hakkında hakaret suçundan açılan ceza davasının da söz konusu dilekçenin hak arama özgürlüğü sınırları kapsamında kaldığı, böylelikle suçun unsurları oluşmadığından beraat kararı ile sonuçlanıp Yargıtayca kararların onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır. Dosya kapsamından, davacıların şikayeti üzerine ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/619 esas ve 2014/667 karar sayılı ilamı ile davalının iftira suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; Borçlunun şikayeti İcra İflas Kanunu'nun 68/son maddesi hükmüne göre dava açıldığından icra takibinin konusu olan borcun tehir olunacağına ilişkin olup, buna ilişkin talebin değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken şikayet konusu yapılmayan tehiri icra isteminin reddine ilişkin memur işleminin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de Yasa da belirtilen istisnalar hariç icra mahkemesi kararları hakkında tehiri icra kararı verilemeyeceğinden bu yönden varılan sonuçta hatalıdır. O halde Mahkemece, İcra İflas Kanunu'nun 68/son maddesine ilişkin talep ve UYAP üzerinden yapılan incelemede görülen dayanak ilamın düzeltilerek onanmasına ilişkin 12....
Mahkemece bu ilkeler ışığında şikayet değerlendirilip sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, ve taraflarca HUMK'nun 388/4 (HMK. m. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 11.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Düşme Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5237 sayılı TCK.nın 234/3. maddesinde düzenlenen çocuğun kaçırılması ve alıkonulması suçunda şikayet hakkının küçüğün kanuni temsilcisinde olduğu, buna göre olay tarihinde yetiştirme yurdunda kalan küçük yönünden şikayet hakkına sahip olan Kurum temsilcisinin şikayeti sorulmadan yazılı şekilde düşme kararı verilmesi, Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....