Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HÜKÜM : Şikayet dilekçesinin reddine dair Şikayetçi vekilinin 19.11.2012 havale tarihli şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismini belirtmediği, tüzel kişiliğin şikayeti halinde şikayet dilekçesinde gösterilmeyen kişilerin araştırılmasına ve cezalandırılmasına yasal imkan bulunmaması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde şikayet dilekçesinin reddine karar verilmesi, Yasaya aykırı ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı Yasanın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından "... şikayet dilekçesinin reddine" kısmı çıkartılarak, yerine "şikayet dilekçesinde borçlu tüzel kişiliği temsil eden şirket yetkilisinin ismen belirtilmemiş olması nedeniyle İİK’nun 345. maddesi gereğince davanın reddine" ifadesi yazılmak suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte...

    ne yapmış olduğu şikayet neticesinde gerçekleştirilen tahkikat evrakının şikayet dilekçesi de dahil olmak üzere tamamının ilgili ...'nden temin edilerek dosyaya konulması, gelen belgelerin kontrol edildikten sonra dosyaya ait ise eklenerek gönderilmesi, dosyaya ait değilse gerekli ilgili belgeler getirtilene kadar gerekli yazışmaların yapılması için dosyanın ikinci kere geri çevrilmesine karar verilmiş ise de İlk Derece Mahkemesince karar gereği tam olarak yerine getirilmemiş sadece davacının şikayeti üzerine ... tarafından düzenlenen İnceleme Raporu dosyaya eklenerek gönderilmiştir. İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş, davacının ...'ne yaptığı şikayet neticesinde gerçekleştirilen tahkikat evrakının şikayet dilekçesi de dahil olmak üzere tamamının ilgili ...'ndan temin edilerek eklenerek gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkemesine ÜÇÜNCÜ KERE TENKİT EDİLEREK GERİ ÇEVRİLMESINE, 28.04.2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

      Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir (HGK 21.6.2000 Tarih, 2000/12-1002 E). Somut olayda takibe dayanak yapılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/03/2012 tarihli, 2011/340 E.-2012/52za K. sayılı kararının hüküm bölümünde “...kira parasının...1.200,00 TL olarak tespitine” karar verilmiş, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamıştır. Bu durumda ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazı da mümkün değildir. Borçlunun istemi ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemece icra emrinde istenen asıl alacak ve faizine ilişkin miktarlar için icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi isabetsizdir....

        K A R A R Borçlu vekili, takip talebine aykırı düzenlenen icra emrinin ve ilama aykırı olarak fazla talep edilen işlemiş faiz miktarının iptalini talep etmiş, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Borçluya gönderilen icra emri, kanuna ve özellikle ilama veya takip talebine aykırı ise, borçlu icra emrinin veya ilamlı icra takibinin iptali veya düzeltilmesi için icra mahkemesine şikayet yoluna başvurabilir (İİK.nun 41, 16.maddeleri). Şikayeti inceleyecek icra mahkemesinin yetkisi ise sınırlıdır....

          Somut olayda, şikayetçi borçlunun şikayet nedenleri arasında ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı yönünde bir başvurusu yoktur. Taşınmazın aynına ilişkin şikayetler süreye tabi değil ise de, taraflarca ileri sürülmedikçe hakim tarafından re'sen göz önüne alınamaz. Şikayetçinin takibin mükerrer olduğu yönündeki şikayeti incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 01.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 0,90 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Ancak; a-Sanığın aşamalardaki savunmalarında, hamile olan eşinin karın ağrısı şikayeti ile kadın doğum uzmanı olan katılana muayene olduğunu ve katılanın kendilerine, eşinin bir sağlık sorunu olmadığını söylediğini, birkaç gün sonra yine aynı şikayet ile katılanın görev yaptığı hastanenin acil servisine başvurduklarını, burada yine eşini o esnada nöbetçi olan katılanın muayene ettiğini ve bebeğin gelişim gösterdiğini söyleyerek ilaç verip geri gönderdiğini, aynı gece fenalaşan eşini bu sefer başka bir hastanenin acil servisine götürdüklerinde, böbrek ve üreter taşı tanısı ile tedavi gördüğünü beyan etmesi ve sanığın eşinin muayene belgelerinin de savunmayı doğruladığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK'nın 129. maddesinin uygulanma imkanının tartışılmaması, b-Adli sicil kaydında yer alan, ......

                İcra Mahkemesi'nce şikayet nedenleri arasında yer almayan haczedilmezlik şikayeti değerlendirilerek takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi...

                  Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/ 459 – 916 E.K. sayılı kararı ile bozmaya uyularak usulsüz tebligat şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda tebliğ tarihinin 22/10/2010 olarak düzeltildiği, buna göre zamanaşımı itirazının 5 günlük sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu kararın temyiz ve karar düzeltme aşamalarından geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. İİK'nun 58/3 ve 61/1. maddelerine aykırılık nedeniyle ödeme emrine yönelik şikayet aynı kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliği üzerine yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda borçlunun mahkemeye ilk şikayeti üzerine ödeme emri tebliğ tarihi 22/10/2010 olarak düzeltildiğine göre, borçlunun o yargılamada karar verilmediği iddiası ile mahkemeye aynı konulu şikayeti, kesinleşen mahkeme kararı ile düzeltilen tebliğ tarihine göre İİK. nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal süreden sonradır....

                      UYAP Entegrasyonu