Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

169.madde gereği kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda itirazların 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğunu, taraflar arasındaki olayda da sözkonusu icra dosyası kambiyo senedi kaynaklı olduğundan icra dairesine yapılan itiraz dilekçesinin hukuki geçerliliği bulunmadığını, borçluların mirasın reddine dair taleplerinin borca itiraz niteliğinde olduğunun açık olduğunu bu nedenler ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; davacı tarafından şikayete konu ilamsız icra takibinin iptali talep edilmiş ise de; söz konusu ilamın ilamsız icra takibi olması nedeniyle davacının şikayet konusu talebinin aslında borca itiraz niteliğinde olduğu, bu itirazın da genel haciz yolu ile ilamsız icra takibinde İİK'nın 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiği; davacı borçlu tarafından ödeme emrine yasal süresi içinde itiraz etmediğinden şikayete konusu ilamsız icra takibinin kesinleştiği, davacının bu nedenle yukarıda açıklandığı şekilde İstanbul 11....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/06/2022 NUMARASI : 2021/162 ESAS- 2022/373 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili 24/03/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Atakum Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı memur olduğunu, Samsun İcra Müdürlüğü’nün 2021/25836 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine yapılan icra takibine dayanak ödeme emrinin henüz müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin e devletten farkederek icra takibinden haberdar olduğunu, süresi içerisinde mahkemeye başvurarak imzaya, borca ve tüm fer’ ilerine ayrıca ve açıkça itiraz ettiklerini, müvekkili aleyhine yapılan icra takibine konu senetteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, İ.İ.K.nun 170/2 hükmüne istinaden müvekkilinin zarar görmemesi ve hak kaybı yaşamaması için icranın geçici olarak durdurulmasına karar verilmesini talep ettiklerini belirterek imzaya itirazlarının kabulüne...

Vakıflar Bankası vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurarak, imzaya ve faize itirazlarını bildirdiği, mahkemece, borçlu vekilinin, icra dosyasını incelemesi gerekirken, sadece e-devlet sistemi üzerinden edindiği bilgilere göre başvuruda bulunmasının HMK'nun 124/3. maddesi kapsamında kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmadığı gerekçesiyle husumet nedeni ile davanın reddine karar verildiği görülmektedir.İcra mahkemesine yapılan başvuru, İİK'nun l69/a maddesine dayalı borca itiraz ve İİK'nun 170. maddesine dayalı imzaya itiraz ve aynı Kanun’un 170/a maddesine dayalı şikayet olup, yasal hasım icra takibinin alacaklısı olan T. Vakıflar Bankası 'dır. İtiraz veya şikayet, Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp, hasmın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olması istemin bu nedenle reddini gerektirmez....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 22/11/2021 tarihinde hukuka ve usule aykırı olarak başlatılan T3 2021/1207 esas sayılı icra takibinin kesinleştiğini ve müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunu, takibin usulsüz olması sebebi ile taraflarınca 13/12/2021 tarihinde Hendek İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/93 esas sayılı dosyası ile borca itiraz ve yine Hendek İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/94 esas sayılı dosyası ile memur işlemini şikayet davaları ikame edildiğini, 20/01/2022 tarihinde memur işlemini şikayet davasının kabulüne karar verilmiş olup borca itiraz davasının ise halihazırda derdest olduğunu, anılan borca itiraz ve memur işlemini şikayet davalarında her ne kadar 13/12/2021 tarihinde takibin durdurulmasına yönelik tedbir talep etmiş iseler de tedbir talepleri kabul edilinceye kadar geçen süreçte müvekkilinin borcu olmayan bir bedeli haciz baskısı altında 17/12/2021 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, müvekkili T5 borcu olmayan bedeli ödemesine...

    İcra Müdürlüğünün 2021/7037 esas sayılı dosyası ile 2.320.912,92 TL tutarında icra takibi yapıldığını, ödeme emrinin 08/04/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, 19/04/2021 tarihinde dosyasının kesinleşmesinden 3 gün sonra UYAP sistemine sözde 14/04/2021 tarihinde icra memuru memurunun itiraz evrakını sisteme yüklediğini, ilgili evrakın sisteme yüklenme tarihinin 19/04/2021 tarihi olduğunu, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından borçlu itiraz yasal süresi geçtikten sonra yapılmış olduğundan reddine karar verildiğini, 19/04/2021 tarihinde icra müdür yardımcısı tarafından sözde borca itiraz evrağının alt kısmına kaşe vurulmuş, imza atılmış ve borca itiraz dilekçesinin 14/04/2021 tarihinde sunulduğu beyan ettiğini, itiraz süresi geçmiş evraka sanki süresinde imiş gibi imza atıp, kaşe bastığını, ayrıca borca itiraz evrakında 1.580.395,75 TL borcun kabul edilmiş olmasına rağmen itiraz kararında, borca ve bütün ferilerine itiraz edildiğinin belirtildiğini belirterek icra müdür yardımcısının...

    İcra Müdürlüğünün 2021/8820 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı borçlunun takibe ve borca itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğünce 02/09/2021 tarihinde itiraz süresinde yapılmışsa takibin durdurulmasına karar verildiğini, sonrasında icra müdürlüğünün 15/09/2021tarihli kararı ile borca kısmi itiraz eden borçlunun o kısmın cihet ve miktarını açıkça belirtmediği gerekçesiyle takibin devamına karar verdiğini, icra müdürlüğünün kendi kararından dönerek yeni bir karar vermesinin mümkün olmadığını, ayrıca itiraz dilekçesi yorumlanarak verilen ikinci kararın hatalı olduğunu, borca kısmi itiraz söz konusu olmadığını, alacaklıya ödeme emrinde belirtilen miktarda borcun bulunmadığı yönündeki itirazın kısmi itiraz olmadığını, dilekçede takibe itiraz edildiğine dair ibareye ve takibin durdurulması talebine yer verilmiş olması nedeniyle icra müdürlüğünce yapılan yorumun hatalı olduğunu belirterek 15/09/2021 tarihli memur işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir....

    DAVA KONUSU : ŞİKAYET (İCRA MEMUR MUAMELESİ) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil tarafından çek bankaya ibraz edildikten sonra ve karşılıksızdır işlemi yapıldıktan sonra kaybedilmesin üzerine İstanbul 7 ATM'de çek iptali davacı açıldığını, mahkemece davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleşmesinin ardından çek keşidecisi ve müvekkilden önce ciranta olan kişilere karşı icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine haciz talebinde bulunduklarını, müdürlükçe 29/07/2019 tarihli karar ile borçlu Mustafa Gök'ün borca itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, bu nedenle taleplerinin reddine karar verildiğini, halbuki itiraz dilekçesinde İstanbul 7 ATM'nin çek iptali kararına itiraz edildiğini, fakat dilekçenin sehven icra müdürlüğüne sunulduğu, dilekçenin itiraz mahiyetinde olmadığı, borçlunun neye itiraz ettiği anlaşılamadığı, bu nedenle itiraz dilekçesi olarak kabul edilemeyeceğini belirterek...

    İİK'nun 8. ve İcra İflas Kanunu Yönetmeliği'nin 22/2. maddesi gereğince ise; "İcra ve iflas daireleri, yaptıkları muamelelerle kendilerine vaki talep ve beyanlar hakkında bir tutanak yaparlar. Sözlü itirazlar ile talep ve beyanların altları, ilgililer ve icra müdürü veya muavini veya katibi tarafından imzalanır.'' Buna göre; ödeme emrine itiraz dilekçesinin, icra memuruna havale ettirilip icra tutanağına yazdırılmış olması gerekir. Ödeme emrine itiraz tarihi, itiraz dilekçesindeki tarih olmayıp, bu dilekçenin icra tutanağına geçirildiği tarihtir (HGK. 13.5.2009 tarih ve 2009/12- 185 E.-2009/182 K.). İcra müdürlüğünce, itiraz dilekçesi tarihinin, önceki bir tarih olarak bildirilmesine itibar edilemez. (emsal karar; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2019/9096 E 2020/5738 K sayılı kararı) Öte yandan, borçlu itiraz dilekçesini posta ile de gönderebilir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, kararın hukuka aykırı olduğunu, borçlunun icra takibine itiraz dilekçesinde belirttiği gibi, tebellüğ olduğunu, tebellüğ olan borçluya ilişkin Tebligat Kanunu kapsamında mernis adresi veya ikamet adresi ayrımına gidilmesinin kanunu kötüye kullanmak olduğunu ve TMK'nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davalı tarafından borca itiraz dilekçesinde mernis adresine yapılan tebligata itiraz edilmediğini, takibin iptalinin talep edilmediğini, mahkemece bunun re'sen gözetilmesinin mümkün olmadığını, yapılan işlemin memur hatası olduğunu, davanın tahliye yönünden reddedilmesinin doğru olmadığını, taraflarınca mernis adresi seçilmeden takip açılmasına rağmen, icra memurunun yaptığı işlem nedeni ile takibin mernis adresine gönderildiğini, her halükarda borçlunun takipten usulüne uygun haberdar olduğunu belirterek, davanın tahliye yönünden devamına karar verilmesini istemiştir....

    UYAP Entegrasyonu