Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalı tarafın icra takibinde kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunduğu, takip konusu borcun para borcu olması nedeniyle takip tarihinde alacaklının yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden yetki itirazının yerinde olmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu kısmi itirazda itiraz edilen miktar açıkça gösterilmediğinden geçerli bir itiraz bulunmadığı gerekçesiyle yetki itirazının iptali ile takibin devamına, borca itiraz hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, aleyhine başlatılan icra takibine karşı sunduğu itiraz dilekçesinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı kabul edilmemişse de itiraz dilekçesinde takipteki borç miktarına itiraz edilmesi karşısında borca itirazın kısmi itiraz olduğu ve itiraz edilen miktarın açıkca gösterilmediği gerekçesiyle borca itiraz edilmemiş olduğunun kabulü doğru olmamıştır....
Didim İcra Müdürlüğünün 2020/1308 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine toplam 156.930,12 TL alacağın ve 3.094,25 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibine geçildiği, takip talebinde 1 Euro karşılığının 9,2140 TL olarak belirtildiği, 7 örnek ödeme emrinin borçluya 27/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 15/12/2020 tarihinde usulsüz tebligata ilişkin beyanlarını, yetkiye ve borca itirazlarını içerir dilekçe verdiği, icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile itiraz süresinde olmadığından ve gecikmiş itiraza ilişkin yetkili mercii icra dairesi olmadığından talebin reddine karar verildiği, kararın alt kısmında itirazın süresinde olduğu anlaşıldığından, takibin durdurulmasına karar verildiğinin yazıldığı, alacaklı vekilinin 10/02/2021 tarihinde borçlu adına kayıtlı araca haciz konulmasını istediği ve 11/02/2021 tarihinde haciz talebinin kabul edildiği, borçlu vekilinin 04/03/2021 tarihinde araç üzerindeki haczin...
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca usulsüz tebligat, icra memur işlemini şikayet, İİK'nın 58 ve 62. maddeleri uyarınca borca itiraza ilişkindir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Somut olayda, davacı açıkça şikayetten vazgeçtiğini bildirmediğinden ilk derece mahkemesince esasa ilişkin değerlendirme yapılarak davacının taleplerine göre hüküm kurulması gerekirken borçlu adına kayıtlı taşınmazın ihalede satıldığı ve ihalenin kesinleştiği gerekçesiyle davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetli değildir....
Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. Borçlunun icra mahkemesinde ileri sürdüğü hususlar, İİK'nun 62. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmelidir. O halde, takibin şekline göre, borçlunun icra dairesi yerine icra mahkemesine başvurusu hukuki sonuç doğurmayacağından, başvurunun bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilerek, kararın gerekçesindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nun 355 ve 353- (1) b) 2) maddeleri gereğince mahkeme kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ilk önce toplam örnek no: 7 ödeme emri gönderildiği ve borçlu asili bu ödeme emrinde işlemiş faize itiraz ettiğini, fakat fatura miktarına ve asıl alacağa itiraz etmediğini, kabul ettiğini, yapılan kısmi itiraz uyarınca borçlunun banka hesaplarına haciz kaydı işlendiğini, sonrasında, işlemiş faiz tutarı yanlış hesaplandığından ek takip talebi hazırlandığını, ardından ise feragat harcı istenmediğini, yapılan işlemde sorun bulunmadığını, davacının 08/07/2021 tarihli borca itirazında fatura bedeli talebine itiraz etmediğini, fakat 01/10/2021 tarihli borca itirazında ise fatura bedellerine de itiraz ettiğini, bu sebeple yapılan borca itirazın kötüniyetli olduğunu belirtmiştir. Mahkemece; davacıya icra dosyası kapsamında ilk ödeme emri tebliğ işleminden sonra alacaklının 21/09/2021 tarihli talebi üzerine ikinci ödeme emrinin tebliğ edildiği görülmektedir....
İcra Mahkemesi takipten önce alınan mirasın reddi kararının taşıdığı hüküm ve bu hükümlerin sonuçlarını (TMK 611.) şikâyetin konusu olması nedeniyle değerlendirebilecektir. Mirasın reddi kararına dayanan takibin iptali talebinin borçlu sıfatına itiraz olarak nitelendirilip borca itiraz müessesesi kapsamında değerlendirilmesi başvurunun borca itiraz süreleri ile sınırlandırılması takip hukukunun bütünlüğü ile uyum sağlamaz. İcra hukuku ilâmlı icrayı da bünyesinde bulundurmaktadır. İlâmlı icrada itiraz “İtfa”, “imhal”, “zamanaşımı” ile sınırlı olup, yasada bir başka nedenle ilâmlı takibe itiraz edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Murisin ilâma bağlanmış bir borcu için takip yapıldığında daha önce mirasın reddi kararı almış kişi, kendisine karşı yapılan takip işlemlerinin iptalini ancak şikâyet yolu ile ileri sürebilir....
İcra İflas Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca icra dairelerinin işlemlerine yönelik şikayet ve itirazları bu dairenin bağlı bulunduğu İcra Mahkemesi incelemekle yetkilidir. Bu yetki kuralı kamu düzenine yönelik olup, kesin niteliktedir. Somut olayda, Sarayköy İcra Müdürlüğünde başlatılan ilamsız icra takibine karşı borçlu, İcra Dairesinin yetkisine, borca ve imzaya itiraz etmiştir. İİK.nun 4. maddesine göre her İcra Mahkemesi kendisine bağlı icra ve iflas dairelerinin muamelelerine yönelik itiraz ve şikayetleri incelemekle yetkili olduğundan uyuşmazlığın Sarayköy İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Sarayköy İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2020 NUMARASI : 2020/13 ESAS, 2020/443 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının yasal süresi içerisinde istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü. İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, alacaklı tarafından İstanbul 10....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2340 KARAR NO : 2022/2156 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : YAHYALI İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/03/2022 NUMARASI : None DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : YAHYALI İCRA HUKUK MAHKEMESİ'nin istinafa konu edilen 31/03/2022 tarih ve 2022/4 E - 2022/18 K kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Alacaklı, Yahyalı İcra Dairesinin 2021/744 esas nolu dosyası ile müvekkile karşı icra takibinde bulunduğu, bu durumda ödeme emrine, borca tüm ferilerine ve yetkiye süresinde itiraz ettiklerini, dava müddetince müvekkilin borcu olmaması nedeniyle icra muamelelerinden geriye dönüşü imkansız veya pek güç olan zararlara uğrayacağı kesin olduğundan, ayrıca açıkça takipte hukuka aykırılıklar bulunduğundan icra takibinin tedbiren durdurulmasını öncelikle...
olan borcundan dolayı vereseleri hakkında yaptığı icra takibinin Ulus İcra Müdürlüğü'nün 2011/75 esas sayılı dosyası ile devam etmekte iken, borçlu davalıların babaları olan Kamil Çeliker'in 13/07/2021 tarihinde vefat etmesi üzerine, vereseleri hakkında icra takibine devam olunduğunu, borçlu davalılar icra takibine hiçbir itirazda bulunmadıkları gibi babalarının ölümünden sonra 3 ay süre içerisinde mirasın reddi davasını açmayıp, 8 ay sonra Bolu 1....