Borçlu .... hakkında ise takip yapılmadığı halde kendisine ödeme emri gönderilmesi doğru olmadığından, adı geçen şirkete gönderilen ödeme emrinin iptali gerekir. O halde mahkemece, adi ortaklık adına yapılan şikayetin kabulü ile adi ortaklığın taraf ehliyetinin bulunmaması nedeniyle hakkındaki takibin iptaline ve hakkında takip yapılmadığı halde kendisine ödeme emri gönderilen .... yönünden ise ödeme emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre; İcra takip dosyasından borçlu şirkete Tebligat Kanunu’nun 35. maddesine göre ödeme emrinin tebliğ edilmesinin talep edildiği ancak borçlu şirkete ödeme emrinin tebliğ edildiğine dair takip dosyasında mazbata bulunmadığı, takip kesinleşmeden 02.08.2012 tarihinde şikayette bulunulduğunun anlaşılması karşısında sanığın beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hüküm fıkrasından “Müştekinin şikayet hakkının İİK'nın 347. maddesi gereğince düşürülmesine” ifadesi çıkartılarak, hüküm fıkrasına “Sanığın beraatine” ifadesi eklenmek suretiyle...
İcra Müdürlüğünün 2019/25937 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini, tebligat yapılan “ Uğur Mumcu Mahallesi K caddesi No:37 D:5 Sultangazi İstanbul “ adresinde müvekkilinin hiç oturmadığını, mernis adresinin de farklı olduğunu, ödeme emrinin ilgisiz bir adrese tebliğe çıkarıldığını, herhangi bir şerh olmamasına rağmen TK 21/2. maddeye göre işlem yapıldığını söyleyerek tebliğ tarihinin 07.10.2019 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ödeme emrinin TK 10. maddeye göre borçlunun bilinen ve müvekkili kuruma öğrenci velisi olarak bildirdiği adrese yapıldığını, TK 21. maddeye göre ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligatın usulsüz olduğu kabul edilse dahi davacı alacaklı kuruma kasten yanlış bilgi verdiği için kötü niyetli sayılacağını söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Kömür ve Demir Çelik Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen vergi borçlarının tahsili maksadıyla davacı adına şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... ve ... sayılı ödeme emirleri ile uygulanan haciz işlemlerinin iptali istemiyle yapılan düzeltme şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla; vergi ve cezaların, ......
tarih ve ... sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla; dava konusu İstanbul İli, Eyüpsultan İlçesi,... Köyü, ... Mevkii ... parselde yer alan taşınmazı 18/04/2014 tarihinde davacı şirketin Hazineden satın aldığı, davalı idare tarafından dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ait emlak vergisinin, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ait katkı payının ve 6736 sayılı Kanun kapsamında Ağustos ila Aralık dönemlerine ait ödenmeyen taksitlerin tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin tanzim ve tebliğ edildiği, dava konusu ödeme emrinin 2017, 2018, 2019 yıllarına ilişkin vergi ve katkı payı alacaklarına ilişkin kısmı yönünden; Mahkemeleri tarafından verilen ... tarih ve E:... K:......
Anılan yasa hükümlerine göre imzaya, borca, yetkiye itiraz ve kambiyo hukuku bakımından şikayet ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük süreye tabidir. İcra dosyasının incelenmesinde, ödeme emrinin borçluya 22.12.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 27.12.2018 tarihinde açıldığı görülmektedir. Borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine yönelik iddiasının bulunması ve Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmeyerek reddedilmiş olması yasal süresi içerisinde yapılan itirazların incelenmesine engel teşkil etmez. Kaldı ki borçluya ödeme emrinin tebliğine ilişkin mazbatada haber bırakılan komşu, kapıcı, yöneticinin kim olduğunun yazılı olmadığı, bu haliyle ödeme emrinin borçluya tebliğinin TK'nın 21/1, Tebligat Yönetmeliğinin 35/f ve 30 ile 31. maddelerine aykırı ve usulsüz olduğu anlaşılmaktadır....
İcra Ceza Mahkemesinin 07/10/2020 tarihli kararı ile kabulüne karar verilmiş olması karşısında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 271/2. maddesi hükmü gereğince, itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmasında, 2- Ödeme emrinin sanığa 09/07/2018 tarihinde tebliğ olunduğu, her bir nafaka alacağı taksit miktarında bir aylık ödeme süresi bulunduğu gibi sürenin başlangıç tarihinin tespitinde icra emrinin tebliğ tarihinin esas alınması gerektiği, somut olayda ise icra ödeme emrinin sanık ve müdafiine 09/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği cihetle, her bir aya ilişkin taksit borcunun o ayın 9'undan başlayarak takip eden ayın aynı gününe kadar 1 ay zarfında ödenmesi gerektiği, müşteki vekilinin 07/02/2019 tarihli şikayet dilekçesi ile 2018 Aralık, 2019 Ocak ve Şubat ayları nafaka borcunun ödenmediğinden bahisle şikayetçi olduğu anlaşıldığından, 2019 Ocak ve Şubat aylarına ilişkin nafaka borcunun henüz ödeme süresinin dolmadığı...
Mahkemece, şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada borçluya gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği ve haciz tarihleri dikkate alınarak yapılan sıra cetvelinin doğru olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddeleri ve tüzüğün 18. maddesi uyarınca tüzel kişilere tebliğ, yetkili mümessillerine ve bu kişilerin bulunmadıkları tebligat memuru tarafından tevsik edildiği takdirde hazır olan şirket memur ve müstahdemlerine yapılması gerekir ( HGK.'nun 1988-12-266 E., 11034 K. sayılı kararı) Somut olayda, dava dışı borçluya Adana 7. İcra Müdürlüğü'nün 2010/7732 sayılı dosyasından çıkarılan ilk ödeme emrinin “gösterilen adres kapalı olup, işyerinin taşındığı” belirtilerek bila tebliğ iade edildiği, aynı adrese ikinci kez çıkarılan ödeme emrinin "şirket yetkilisi bulunmadığından daimi işçi ...’ya" tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
İstinaf Sebepleri Alacaklı istinaf başvurusunda; borçlunun takibe itiraz dilekçesinde ödeme emrinden haberdar olduğunu belirttiğini, ödeme emri tebliğ edilmese bile borçlunun itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilebileceğini, takibin durdurulması ile zaten ödeme emrinin tebliğinden beklenen faydanın sağlanıldığını, borçlunun kötüniyetli olduğunu hem ödeme emrinden haberdar olduğunu bildirip hemde takibin kesinleşmediğinden bahisle şikayete gelmesinin kötüniyetli olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İİK 62/1 maddesi gereğince itiraz süresinin ödeme emrinin tebliği ile başlayacağını, davacıya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi nedeniyle daha önce yapılan itirazın geçersiz olması nedeniyle takibin devamına yönelik Antalya 2....
Dolayısıyla davalının bu beyanının aynı zamanda ödeme emrinin tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin olduğu kabul edilip bu konuda araştırma ve inceleme yapılarak ödeme emrinin tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının tespiti, ödeme emri usulüne uygun tebliğ edilmiş ise takip kesinleşmiş olacağından dava şartı olan bu husus yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek sonucuna göre yargılamaya devamla karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmadığı" gerekçesiyle kararı kaldırıldığı, kaldırma kararından sonra ödeme emrine ilişkin davetiyenin tebliğinin geçerli olup olmadığı üzerinde mahkemece araştırma yapıldığı görülmüştür....