Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, yargılamanın 21/02/2019 tarihli celsesinde özetle; delilinin bulunmadığını beyanla, boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; "... Tarafların 22/02/2014 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden müşterek çocuklarının bulunmadığı, her ne kadar davacı taraf davalı eş aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açmış ise de, davacının herhangi bir delil sunmadığı, tanıklarını hazır etmediği ve davasını somut, inandırıcı delillerle ispatlayamadığı" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet eşyası alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, boşanma davasının reddi yönünden, davalı tarafından ise, ziynet eşyası davasına ilişkin vekalet ücreti ve yargılama gideri ile davacı kadın yararına hükmedilen nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalının başka bir kadınla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, evlilik birliğinin sarsılmasına yol açan olaylarda, davalı-karşı davacı kadın tamamen kusurlu kabul edilerek kadının boşanma davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı-karşı davalı erkeğin, eşine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen boşanma ve ziynet alacağı davalarının yapılan muhakemesi sonucunda kadın tanığı...’in beyanına istinaden davadan sonra tarafların biraraya geldiklerinden bahisle boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesinde, 2013 yılından bu yana ayrı yaşadıklarını beyan etmiş, davalı erkekte cevap dilekçesiyle 2013 yılından bu yana ayrı olduklarını kabul etmiş ve herhangi bir delile de dayanmamıştır. Mahkemece davacı tanığı...’in 2014 yılı Eylül ayında davalının evi terk ettiği beyanına istinaden, boşanma davasından sonra tarafların biraraya geldiklerinden bahisle kadının boşanma davasının reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda, davacı-davalı kadının dava dilekçesinde herhangi bir ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talebi bulunmadığı halde 20.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile boşanma, boşanmanın fer'i niteliğindeki talepler ile ziynet ve çeyiz eşyası alacağı talepleri yönünden davasını tamamen ıslah etmiş, mahkemece usulüne uygun bir dava bulunmadığı gerekçesiyle ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. HMK'nun 176 vd. maddelerine göre, taraflardan herbiri davasını tamamen ıslah ederek dava dilekçesinde yer almayan yeni bir talep ekleyebilir....

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiklerini, müşterek bir tane çocuklarının bulunduğunu, tarafların takriben 5 aydır ayrı olduklarını, davalının borçlarını ödemediğini, müvekkilinin bu duruma rıza göstermemesi üzerine taraflar arasında şiddetli geçimsizlik başladığını, davalının , müvekkiline sinkaflı küfür ederek istemediğini söylediğini, davacının haberi olmaksızın altınlarını satıp yediğini, evine ve çocuğuna bakmadığını, askerliğini yapmadığını, bir çok kişiye taahhüt vermesi nedeniyle gizlenip saklandığını, izah ettikleri nedenlerle tarafların şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmalarına müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verilmesine, müvekkili lehine 1000 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 1000 TL tedbir iştirak nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100 bin TL maddi, 100 bin TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        devamında yarar bulunmayan evliliğin sonlandırılması ve tarafların boşanmalarının temini için iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, maddi manevi tazminat ile mal paylaşımına ilişkin her türlü hukuki ve cezai hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı eşin tam kusurlu hareketlerinden kaynaklı şiddetli geçimsizlik ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenli haklı boşanma talep ve davamızın kabulüne, yargılama giderleri ile yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı-Alacak ve Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; boşanma davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yapılan soruşturma ve toplanan delillerle, davalı-karşı davacı kadının çevresindeki kişilerle sürekli küfürlü konuşarak eşini küçük düşürdüğü anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-karşı davalı erkek dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri bilikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının reddi doğru bulunmamıştır....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " A) Asıl davada; davacı - karşı davalı erkeğin boşanma davasının REDDİNE, B) Karşı davada ; tarafların TMK 166/1 Maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik nedeniyle BOŞANMALARINA, Tarafların müşterek çocuğu 06/11/2010 doğumlu TC kimlik nolu Ela Çoşkun'un velayetinin T.M.K.'...

          Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında, davalı-karşı davacı kadın dava açmakta haklıdır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü gerekirken, yetersiz gerekçe ile reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2- Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde boşanmanın yanı sıra ziynet eşyası alacağı talebinde de bulunmuştur. Dava açılırken alınan başvuru harcı, dava dilekçesindeki isteklerin tümünü kapsar. Davalı-karşı davacının ziynet alacağı talebi boşanmanın eki niteliğinde olmayıp ayrıca nispi harca tabidir. Bu talep nedeniyle davanın açılması esnasında nispi harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Nispi harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılamaz....

            UYAP Entegrasyonu