Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracı tarafından açılan, kiralanan taşınmaza el atmanın önlenmesi ve 8.000-TL ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı SS ... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi yönünden davanın reddine, davalı ... yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından davalı SS ... Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmiştir....

    Davacı vekili; müvekkilinin ... köyü ..., ... numaralı parsellerdeki tarlaları dava dışı paylı maliklerden kiralayarak mısır yetiştirdiğini, davalının ise bu tarlaları satın aldığını ve müvekkilinin yetiştirdiği ürünleri zapt ettiğini belirterek ürün yetiştirme masrafı, eski malike ödenen kira bedeli ve ürün hasadından elde edeceği mahrum kalınan kar için maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; 08/12/2015 tarihli rapora itibar edilerek dava konusu her iki parsel için hesaplanan ekim dikim masrafı , eski malike ödenen kira bedeli ve mahrum kalınan kâr yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının eldeki davada kiracı sıfatı ile maddi tazminat isteminde bulunmasına göre davacının kiracı veya başka bir haklı sebeple zilyet olduğunu ispatlaması gerekir. Dosya kapsamından davacının davadaki sıfatının kiracılık olup, olmadığı anlaşılamamaktadır....

      Dosya arasında bulunan dava konusu 38 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydına göre, taraflar taşınmazda paydaş olup, davacı taraf mülkiyet hakkına dayalı olarak elatmanın önlenmesi ve zilyetliğin korunması isteğinde bulunmuştur. TMK'nin 981, 982 ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı elatmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir....

        Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen esas ve karar sayılı kararı ile "dava konusu taşınmazda davalının mülkiyet hakkı sahibi olmadığını, taşınmazı haricen aldığını ve zilyet olduğunu savunduğunu, davacıların mülkiyet hakkı karşısında harici satış sözleşmesine ve zilyetliğe dayanan kişisel hakka değer verilemeyeceği, davalının taşınmazı haricen aldığını iddia ettiği ...'un taşınmazda ayni ya da şahsi hakkı bulunmadığı, davalının geçerli bir akdi ya da hukuki nedene dayalı olmadan dava konusu taşınmaza el attığı dosya kapsamı ile sabit olduğundan, el atmanın önlenmesi talebinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, ecrimisil davası yönünden; hüküm altına alınan ecrimisilin miktar itibarıyla davalı yönünden HMK 341. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğu" gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

          a ortak yerleşim ve tesis paylaşımı ile ilgili olarak diğer işletmecilere sağlanan koşullarda hizmet vereceğini, 31.12.2005 tarihinden sonra davalının davacı şirketin altyapısını hiçbir bedel ödemeden kullandığını, yapılan müdahaleler ile davacı şirketin alt yapı kullanımını engellediğini, verdiği hizmetin kalitesini ve güvenirliğini etkilediğini, maddi ve manevi kayıplara uğramasına neden olduğunu ileri sürerek davalının davacı tesislerine vaki müdahalelerinin men'i ve eski hale getirilmesini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminat ve 2.500,00 'er TL ecri misil ile mahrum kalınan kar tazminini talep ve dava etmiştir....

            DELİLLERİN DEĞERLERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, trafik kazası sebebiyle dava konusu araçta oluşan değer kaybı, araç hasar bedelinin ve mahrum kalınan kar kaybı bedelinin davalılardan tahsili talebine ilişkindir. Davacı ---- tarihinde meydana gelen trafik kazası sebebiyle ---- plakalı araçta hasar, değer kaybının ve aracın kullanılamaması sebebiyle kira kaybı oluştuğunu, kazaya karışan --- şirketinin -----meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, hasar bedeli, değer kaybı ve mahrum kalınan kar kaybı bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ----- reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar, usulüne uygun davetiyeye rağmen cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmakla, HMK 128. maddesi gereğince, davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmaktadır....

              TMK'nun 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile, zilyet zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğine müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Ancak, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayanıldığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır. (HGK'nun 25.11.2009 tarih ve 2009/8- 518 Esas, 573 Karar) Somut olayda; davacı kira sözleşmesine dayalı olarak davalıya karşı elatmanın önlenmesi isteminde bulunmuş olmasına göre, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi'nin 24.09.2018 tarih, 2016/2016 esas ve 2018/5885 karar sayılı ilamı) HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Samsun 5....

              Haksız el atmanın önüne geçebilmek için değişik sebeplerle el atmanın önlenmesi davası açmak mümkündür. Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz....

              Diğer bir anlatımla müdahale "yasadan" veya "sözleşmeden" kaynaklanan "ayni" ya da "şahsi" bir hakka dayanmamalıdır. El atmanın önlenmesi davalarının büyük çoğunluğu dayanağını 4721 s. TMK' nun 683. maddesinden almakta ise de bu madde kapsamı dışında kalan ve özel maddeler ile düzenlenen el atmanın önlenmesi davaları da mevcuttur. Kanunun genel nitelikli bu maddesi ve özel kanunlardaki öteki hükümleri ile mülkiyet hakkının her türlü zarar verici davranışlara karşı korunması amaçlanmıştır. Mülkiyet hakkının sağladığı yetkilerin malik tarafından gereği gibi kullanılmasını önleyen ve 3. kişilerden gelen etkilere karşı korunma aracı olarak "haksız el atmanın önlenmesi", "taşkınlığın giderilmesi, durdurulması için, el atmanın önlenmesi davası" hakkı tanınmıştır. Burada önemle vurgulanmalıdır ki, Yasa hükmünde “haksız el atmadan” söz edilmiş olması karşısında, bütün bu davranışların haksız olması, davalının bir hakka dayanmaması gerekli ve yeterlidir....

              UYAP Entegrasyonu