Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Davacı Samandağ Asliye Hukuk Mahkemesi'ne vermiş olduğu dava dilekçesinde, davalının fuzuli şagil olarak taşınmazı işgal ettiğini bu nedenle davalının taşınmaz el atmasının önlenmesini ve 1.000,00.-TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir. Davalının kiracılık ilişkisinin varlığını öne sürmesi nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine karar verilmiştir. Davacının dava dilekçesindeki talebi müdahale'nin men'i ve ecrimisil istemine ilişkindir....
DAVA TARİHİ : 13.03.2020 KARAR : İstinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine TEMYİZ EDENLER : Davacı vekili, davalı İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2020/85 E., 2022/145 K. Taraflar arasındaki el atmanın önlenmesi ve ecrimisil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne, İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılmasına, el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir....
Dairemiz iş bölümünde ise 'Aşağıda yazılı davalar gibi şahsi haklara dayalı ve taşınmaz mallarla ilgili davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar: a) Satış vaadi sözleşmelerine dayalı tapu iptali ve el atmanın önlenmesi davaları, b) Yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölüme ilişkin olup, 30.09.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı tapu iptali ve tescil davaları, c) Tahsis kararlarına dayalı el atmanın önlenmesi ve tapu iptali ve tescil davaları, d) İnanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davaları (05.02.1947 tarihli 20/65 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı' denilmek üzere istemde tapu iptal ve tescil bulunan uyuşmazlıklar konu edinilmiştir. Etraflıca açıklandığı üzere eldeki davada tapu iptal istemi bulunmayıp tapusuz taşınmazda zilyetliğin tespiti istenmektedir. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2020 tarihinden itibaren uygulanacak kararında belirtilen işlerle sınırlıdır....
Somut olayda davacı satın almaya dayalı (şahsi hak) olarak zilyetliğin korunmasını istemiş olduğuna göre dava TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde hakka dayalı olarak açılan ve bu madde uyarınca çözümlenmesi gereken zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu tarihte açılan davada, uyuşmazlığın TMK'nun 683. maddesi uyarınca çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı HMK'nun 4/c (1086 sayılı HUMK.nun 8/II-3.) bendine göre Sulh Mahkemelerinin değerine bakılmaksızın görevli bulunduğu söylenemez. 1086 Sayılı HUMK döneminde açılan davalara ilişkin olarak eski Kanun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak HMK geçici 1 ve 2. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, 6100 Sayılı HMK’nın yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri kanunun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz....
Tapu kaydı incelendiğinde, dava konusu 29 parselin arsa vasfıyla tapuya kayıtlı olduğu, davacının taşınmazda 65/575 oranında hissedar olduğu ve davacının taşınmazı davalının kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptığı Zekaya İnşaattan 09/12/2016 tarihi itibariyle satış suretiyle devraldığı ve taşınmazda hissedar olduğu, davacının davayı kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak yani şahsi hakka dayalı olarak açmadığı, bilakis taşınmazda hissedar olması nedeniyle mülkiyet hakkına dayalı olarak açtığı anlaşılmıştır. İddianın ileri sürülüş biçimine göre; dava tapu kaydına ve mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) istemine ilişkindir....
Mahkemenin de, kabulünde olduğu üzere, dava, 6570 sayılı Yasanın 7/d maddesine dayalı ihtiyaç sebebiyle tahliye davasıdır. Mahkemece, taraflar arasında kira ilişkisinin bulunmadığı da tespit edilmiştir. Hâl böyle olunca, davanın kanıtlanamaması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken, HMK'nun 26. maddesine aykırı olarak usulüne uygun açılmış bulunan el atmanın önlenmesi davası olmadığı halde davanın el atmanın önlenmesi davası olarak görülmek üzere görevsizlik kararı vermesi doğru olmadığı gibi sayın Daire çoğunluğu tarafından kararın onanmış olması da doğru değildir. Bu nedenle, Daire çoğunluğunun onama yönündeki görüşlerine katılmıyorum....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı tarafından konut bedeli olarak davalıya ödenmiş olan 24.500-TL ve mahrum kalınan kira bedeli olarak bilirkişi tarafından belirlenmiş olan 2.450- TL'den davacının talebi gibi 2.000-TL'nin sözleşmenin davalı yanca feshedildiği 12.04.2012 tarihinden itibaren hesaplanacak reeskont faizi ile ve takdiren 2.500-TL manevi tazminatın sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle davalı tarafça gönderildiği ikrar edilen 13.04.2012 tarihli e-mailde sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen paraların %10 getiri ile iade edileceğinin belirtilmesi karşısında davacının mahrum kaldığı bu kar oranını talep etmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da bu kalemin kısa karar ve gerekçeli karar da talep konusu olmayan “mahrum kalınan...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyuşmazlık konusu taşınmazın davacı ... adına kayıtlı bulunduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 683 üncü maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına dayalı olarak işbu davayı açabileceği, davalı sözlü kira sözleşmesi olduğunu belirtmiş ise de taşınmazın intifa hakkı sahibinin üçüncü kişi olup davacı ile yapılan kira sözleşmesinin bağlayıcı olmadığı, mahkemece el atmanın önlenmesine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili duruşmalı olarak temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili istinaf sebepleriyle hükmün bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. 2....
Bunlardan bazılarını; malikin, malik olduğu taşınmaza karşı yapılan el atmanın önlenmesi için açılan dava, malikin sahip olduğu malı haksız olarak elinde bulunduran ya da ona saldıran kişiye karşı açılan el atmanın önlenmesi davası, malikin maliki olduğu şeyin doğal ürünlerine karşı yapılmış olan el atmanın önlenmesine karşı açılan dava, malikin karşılaşabileceği sınır tecavüzlerine karşı açabileceği el atmanın önlenmesi davası, malikin arazi kayması nedeniyle vaki el atmalara karşı açabileceği dava, malikin zilyetliğe saldırı olması nedeniyle açabileceği dava ve malikin geçit hakkı sebebiyle el atmalara karşı açabileceği dava, şekilde sıralayabiliriz. Davaların isimleri farklı olsa da hepsinin açılmasının ortak nedeni haksız el atmanın ve tecavüzün ortadan kaldırılmasıdır ve böylece malikin mülkiyet hakkının muhafaza edilmesidir....