Taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya el atmanın önlenmesi davası açabileceği gibi salt zilyetliğe dayalı olarak TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden de yararlanma olanağına sahiptir. Talepte bulunan hakkının hangi şekilde daha iyi korunacağını düşünüyorsa o hükümlere dayalı olarak ayrı ayrı koruma talep edebilir. Davacının dava dilekçesi ve sonraki açıklamalarından mülkiyet hakkına dayalı olarak el atmanın önlenmesi talebinde bulunduğu açıktır. Davacı dilerse TMK'nın 981. maddesine dayalı salt zilyetliğin korunmasına dayalı müdahalenin önlenmesi davası açma hakkına sahiptir. Hâkim Türk Hukuku'nu resen uygular (HMK 33)....
Davalı, davacının taşınmaza hiçbir zaman zilyet olmadığını, taşınmazda bulunan ev ve büfenin ölen eşine ait olduğunu, eşinin aynı tarihte iki farklı kişiye taşınmazda zilyetliğin devri sözleşmesi yapmasına rağmen zilyetliği aslında devretmediğini, taşınmazda bulunan yapıların kendi kullanımında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın Hazine'ye ait olduğu, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki; açılan dava, zilyetlik ve mülkiyeti Hazine'ye ait olduğuna dair husumet bulunmayan kalıcı nitelikteki yapının üzerindeki hakka dayalı açılmış elatmanın önlenmesi davasıdır. Davacı, zilyetlik ve yapılar üzerindeki mülkiyet hakkını ileri sürdüğüne göre aktif dava ehliyeti vardır. Başka bir anlatımla, elatmanın önlenmesi davası mülkiyet hakkı sahibi dışındaki ayni ya da şahsi hak sahipleri tarafından da açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı ile yüklenici arasında 06.11.1998 tarih 019383 yevmiye nolu Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden kaynaklanan şahsi hak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2013 tarih 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 26.01.2013 tarih 28540 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 17.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
bıraktığı ancak davalının dava konusu taşınmazda bulunan meyve ağaçlarının bakımı ve meyvelerinin toplanması hususunda haksız müdahalede bulunduğu anlaşılmakla tapuya kayıtlı olmayan taşınmazların menkul hükmünde olduğu, davacıya babası tarafından elden bağışlandığı, davacının dava konusu taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin mülkiyetine karine teşkil edeceği, ayrıca taşınmazın tamamı kök muris Osman Kurt terekesinden taksim sonucu Ali Kurt'a devredildiğinden, davanın, Osman Kurt terekesi adına temsilcisi aracılığı ile takip edilmesi zorunluluğu bulunmadığı gibi iştirak halinde bulunan mülkiyet halinde dahi üçüncü kişiler aleyhine açılacak müdahalenin önlenmesine yönelik davanın zorunlu dava arkadaşlığı şartı olmadan mirasçılardan biri tarafından açabileceği, bunun haricinde taraf tanıkları ve mahalli bilirkişi beyanlarında; davacıya, dava konusu taşınmazın murisi tarafından bağışlandığı hususu sübut bulunmakla, davalının, dava konusu taşınmazda ayni veya şahsi hakka dayalı zilyetliği bulunduğunu...
-YTL değer gösterilerek açıldığı, davacının sözleşmeye ve bir hakka dayalı olarak eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, asliye hukuk mahkemesinde davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu kabul edilip görevsizlik kararı verilmişse de davacının bir hakka dayalı olarak dava açtığı anlaşılmakla, H.Y.U.Y.'nın 8. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 20/02/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Maddesine göre korunmaya değer ... bir hakkının ve zilyetliğinin olmayıp, bu hakkın ve zilyetliğin müvekkillerine ait olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; Medeni Yasanın 984. Maddesinde anılan 2 ay ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin geçmesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Medeni Yasanın 937 ve 987. maddelerine göre açılan zilyetliğin korunması ve haksız el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemenin 8.4.2008 tarihli ilk kararının davalı tarafça temyiz edilmesi sonucu Daireler arasında görev uyuşmazlığı çıkmış, Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu 28.01.2010 tarihli kararıyla davayı şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil davası olarak nitelendirilerek, temyiz inceleme görevinin Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait olduğuna karar vermiştir.Yargıtay 14.Hukuk Dairesi temyiz incelemesi sonucu 25.02.2010 tarihinde hükmü esastan bozmuş, mahkemenin bozma ilamına uyarak verdiği 21.02.2011 tarihli ikinci kararı bu kez davacı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 14. Hukuk Dairesi bu kez davayı vasiyetnameye dayalı tapu iptal ve tescil olarak nitelendirilerek 22.08.2011 tarihinde Dairemizin görevli olduğu gerekçesiyle dosyayı Dairemize göndermiştir. Yukarıda tarihi belirtilen Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu kararı uyarınca dava şahsi hakka dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olup temyiz inceleme görevi Yargıtay l4. Hukuk Dairesine aittir....
Tüketici Mahkemesi SAYISI : 2021/59 E., 2022/870 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 ... maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine (şahsi hakka) dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkin olduğu ve hükmün davacı tarafça tapu iptal ve tescil talebi yönünden de temyiz edildiği anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 7. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03/06/2011 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 27/09/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı (temlik alan) vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/03/2021 tarihinde oy birliği...