Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, şahsi hakka dayanan el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Ne var ki, dosyanın görevsizlik kararı üzerine Dairemize gönderildiği anlaşıldığından görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 17/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bilindiği gibi, Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi ile “malikin malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir” şeklindeki genel hükümle mülkiyet hakkı korunmuştur. El atmanın önlenmesi davasının kabul edilmesi için el atmanın haksız olması gerekir. El atma; Türk Medeni Kanunu’nun 744, 747, 751, 752 ve 761. maddelerinde düzenlendiği gibi malike katlanma mecburiyeti getiriyorsa haksızlık ileri sürülemez. El atmanın önlenmesi davası açılabilmesi için elatan kişinin kasıtlı ve kusurlu olması şart değildir. Elatan kişi geçersiz bir hukukî sebebe dayanıyorsa aleyhine el atmanın önlenmesi davası açılabilir. Yeter ki mülkiyet hakkına doğrudan veya dolayısıyla menfi yönden etkileyen bir durum yaratılmış olsun, zira el atmanın önlenmesi davası sonunda davalı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya mahkum edildiğinden, yani ayni bir hakka dayanıldığından dava ayni bir davadır....

      Dava şahsi hakka dayalı müdahalenin meni isteğinden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davanın aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmiş ise de; dava şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası olduğundan, taşınmaz üzerinde şahsi hakkı olduğunu iddia eden davacı taşınmaza müdahalede bulunduğunu iddia ettiği kişilere karşı dava açma yetkisine sahiptir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin ret gerekçesi hatalıdır....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Somut olayda; davacı uyuşmazlık konusu taşınmazların ortak muristen kaldığını, davalının yararlanmasına karşı koyduklarını ileri sürerek payına yönelik olarak davalının el atmasını önlenmesi isteminde bulunmuştur. Görüldüğü üzere davacının istemi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemine ilişkin bulunmaktadır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2016/773 2020/54 DAVA KONUSU : Şahsi hakka (kira ilişkisine) dayalı el atmanın önlenmesi ve mahrum kalınan kar KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinafında özetle; davanın el atmanın önlenmesi ve ecrimisil olduğunu, taşınmazın malikinin davacının eşi Müzeyyen Önder olduğunu, davacının dava açmakta ehliyeti olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, davalının süresinde tanık listesi sunduğunu, tanıkların dinlenmediğini, tanık listesi sunulması için verilen ara karardan rücu edilmediğini, ziraat odasından gelen belgelerden taşınmazın 2016/2017 yıllarında davacı tarafından ekildiğinin anlaşıldığını, davacının davalının boşandığı eşinin babası olduğunu, kötü niyetli olarak dava açtığını belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLER: Tapu kaydı, davacı ve eşi arasındaki 30/09/2016 tarihli icar sözleşmesi, bilirkişi raporu, tanık vs. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE: Dava, şahsi hakka dayalı taşınmaza vaki müdahalenin önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir....

      Dava; el atmanın önlenmesi istemine ilişkindir. TMK'nin 981, 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. Oysa somut olayda davacı Belediye; meraların mülkiyetinin Hazineye, kulanım hakkının ilgili belediyeye ait olması kuralına göre; hakka dayanarak dava açmıştır. Bu sebeple davanın TMK.nin 981 ve devamı maddelerine dayanan zilyetliğin korunması olarak kabulü yerinde değildir, iddianın ileri sürülüş şekline göre dava hakka dayalı el atmanın önlenmesi davası niteliğindedir ve hakka dayalı el atmanın önlenmesi davalarında görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Uygulanacak kanun maddesini belirlemek 6100 sayılı HMK'nin 33 üncü maddesine göre, hakimin görevi kapsamındadır ve mahkeme hakimi tarafından yargılamanın her aşamasında resen gözönünde bulundurulması gerekir....

        Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.09.2015 tarihinde verilen dilekçeyle şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın aktif husumet yokluğundan reddine dair verilen 16.05.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

          İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili; davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğini, ayrıca müvekkiline husumet de yöneltilemeyeceğini, davacı tarafça tapuya şerh edilmiş kira sözleşmesine dayalı hak iddia ederek alt kira sözleşmesinin feshinden bahisle müvekkil şirket aleyhine şahsi hakka dayalı el atmanın önlenmesi istemli dava açılmış ise de istasyonun işletilmesi için zorunlu olan GSM ruhsatı olarak bilinen işyeri açma ve çalıştırma ruhsatı için .... ........

            Aralarındaki en önemli farklar ise şunlardır. a)Mülkiyete dayalı el atmanın önlenmesi davası ayni bir hakka dayandığından her zaman açılabileceği halde, zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi davası beli hak düşürücü süreler içerisinde açılabilmektedir. b)Mülkiyete dayalı el atmanın önlenmesi davasında davacı hak sahibi olduğunu ispat etmelidir. Zilyetlikte bu şart olmayıp, fiili hakimiyetin mevcudiyeti kafidir. c)Mülkiyete dayalı el atmanın önlenmesi davası bir hakka dayanır, zilyetlik ise bir hak olmayıp, hukuken korunan fiili bir durumdur. Nitekim Yargıtay H.G.K.'nun 1993/14- 423 K. 1993/561 K. sayılı kararında; "Davacının hazine arsası üzerine inşa ettiğini iddia ettiği yapı ile ilgisinin sadece zilyetlikten ibaret olduğu ileri sürülemez. Davacının bu yapı üzerinde sarf ettiği malzeme nedeniyle MK'nun 648 ve müteakip maddelerine göre, kişisel bir hakkı vardır....

            UYAP Entegrasyonu