İptal davası açma hakkı, TTK 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir. İptal kararını alan hamil, TTK 652.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkını senetsiz ileri sürebilir ya da borçludan yeni bir kıymetli evrak düzenlenmesini isteyebilir. İptal davasının amacı budur. Çek keşidecisinin TTK 757 ve 818/s.maddesi gereğince iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır... eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur...." HMK'nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş, 115.maddesinde dava şartlarının bulunmaması halinde de davanın usulden reddedileceği düzenlenmekle birlikte, hukuki yarar dava şartı olarak belirtilmiştir. Eldeki dava bakımından da keşideci olan davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği yönünde oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/812 Esas KARAR NO: 2022/260 DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) DAVA TARİHİ : 30/11/2021 KARAR TARİHİ : 29/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ---- çek sayfasının tarafından kaynaklanan sebeplerle kaybolduğunu, belgenin iptal edilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, zayi olduğu iddia edilen çekin iptaline ilişkindir.. 6102 sayılı TTK'nın 818. maddesinde poliçeye ilişkin iptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle, 764 üncü maddenin birinci fıkrasının çekler için de uygulanacağı düzenlemesine yer verilmiş, 6102 sayılı TTK'nın 757/1. Maddesinde iptal talep etme yetkisi hamiline tanınmıştır. ----- sayılı ilamında da belirtildiği üzere "... İptal davası açma hakkı, TTK 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir....
KARŞI OY YAZISI Boşanma davası devam ederken ölen davacının mirasçılarına , davalının kusurunun tespiti için davaya devam etme hakkı tanıyan Türk Medeni Kanununun 181. maddesinin (2.) fıkrasındaki “davacının” ve “davalının” sözcükleri Anayasa Mahkemesi'nin 21.1.2010 tarihli 2008/102 esas 2010/14 karar sayılı kararıyla iptal edilmiş, iptal kararı 22.10.2010 tarihli 27737 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Yüksek mahkeme , iptal kararında “iptal nedeniyle hukuksal boşluk doğacağını kabul etmiş ve meydana gelecek hukuki boşluğu kamu yararına ihlal edici nitelikte görerek yeni yasal düzenleme yapılması amacıyla , iptal hükmünün , kararın Resmi Gazete'de yayınlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe gireceğine karar vermiştir. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Yasama Organının erteleme süresi içinde yeni yasal düzenleme yaparak iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu doldurması Anayasa gereğidir....
İdare Mahkemesinin 2010/763 E- 2011/929 K sayılı ilamı ile toplulaştırma işleminin iptal edildiğini, dosyanın halen temyiz incelemesi için Danıştay’da bulunduğunu, söz konusu mahkeme kararı idare tarafından uygulanmadığı gibi, davalı idarenin yeni bir toplulaştırma işlemi yapmadan, çok daha kötü vasıf ve mahiyetteki arazileri kendisine verdiğini ileri sürerek iptal edilen toplulaştırma işleminden önceki arazilerin adına tesciline karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : İPTAL, TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, paydaşı olduğu 122 kadastral parseli de kapsayan Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 31.07.2008 tarih ve 975 sayılı kararı ile onanan imar parselasyonunun Ankara 13. İdare Mahkemesinin 2008/1451 - 2009/911 sayılı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle imar parsellerin kadastral parsele ihya edilmesi istemiyle yapılan başvuruların sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, imar ada ve parsellerin iptal edilerek kadastral parsellere ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, kurumlarına husumet yöneltilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; Belediye tarafından yapılan imar uygulaması İdare Mahkemesince iptal edildiği halde idarece gereğinin yapılmadığı, İdare Mahkemesi kararına uyulmadığı iddiasıyla açılan davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir....
lı çalışmalarını iptal eden ve bunun sonunda yaşlılık aylığını durduran Kurum işleminin iptalinin istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 1.8.2006-12.3.2009 tarihleri arasında dava dışı ...sicil numaralı işyerinden hizmet bildiriminin yapıldığı, davacıya iptal edilen 506 sayılı yasa kapsamındaki çalışmaları ile beraber 01.11.2009 tarihi itibari ile yaşlılık aylığı bağlandığı, 14.05.2010 tarihli Denetim Raporunda davacının dava dışı ...sicil numaralı işyerinde fiilen çalışmadığının tespit edildiği, Kurum tarafından söz konusu rapor doğrultusunda davacının sigortalı bildiriminin iptal edildiği, bu hizmetlerinin iptal edilmesi ile şartlarını taşımadığı gerekçesi ile yaşlılık aylığının iptal edildiği, davacı tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Kurum tarafından 1.8.2006-12.3.2009 tarihleri arasında iptal edilen ...'...
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Özelliği ve Geriye Yürümezliğinin İrdelenmesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153/2. fıkrasında; Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceğini vurguladıktan sonra aynı maddenin 5. fıkrasında da “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir....
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Özelliği ve Geriye Yürümezliğinin İrdelenmesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153/2. fıkrasında; Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceğini vurguladıktan sonra aynı maddenin 5. fıkrasında da “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir....
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Özelliği ve Geriye Yürümezliğinin İrdelenmesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153/2. fıkrasında; Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceğini vurguladıktan sonra aynı maddenin 5. fıkrasında da “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir....
Anayasa Mahkemesi Kararlarının Özelliği ve Geriye Yürümezliğinin İrdelenmesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 153/2. fıkrasında; Anayasa Mahkemesinin, bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tamamını veya bir hükmünü iptal ederken, kanun koyucu gibi hareketle, yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemeyeceğini vurguladıktan sonra aynı maddenin 5. fıkrasında da “iptal kararlarının geriye yürüyemeyeceği” açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararları, İdari Yargıda verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargıda asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargıdaki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir....