Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut norm denetiminde, iptal kararının yapısı gereği durdurulan dava bakımından geriye etkili uygulama söz konusudur. İtiraz yoluyla yapılan başvuru üzerine iptal edilen hükmü, benzer işlerde uygulama durumunda bulunan başka mahkemeler de Anayasa Mahkemesi iptal kararına uymak zorunda olup, iptal edilen yasa maddesine dayanarak karar veremezler. İtiraz yoluna başvuran mahkemenin verilecek olan iptal kararı ile bağlı olması, diğer mahkemeler bakımından da aynı etkiyi haizdir. Sadece başvuran mahkeme açısından iptal kararının geriye yürüyeceğinin kabulü, uygulanacak olan norm bakımından mahkemeler arasında eşitsizlik doğuracaktır. Tüm mahkemelerin itiraz yoluna başvurması da beklenemeyeceğinden, uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer mahkemelerde derdest olan davalar bakımından da uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır....

    Anayasa Mahkemesi'nin verdiği iptal kararları, İdari Yargı'da verilen iptal kararlarından farklı bir özelliğe sahiptir. İdari Yargı'da asıl olan iptal kararlarının geriye yürümesi yani iptal edilen idari işlemin doğduğu andan itibaren yok sayılması esas alınmasına karşın, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının geriye yürümemesi asıldır. Bu bakımdan İdari Yargı'daki iptal kararları beyan edici, açıklayıcı nitelikte olduğu halde Türk Anayasa Yargısı'ndaki iptal kararları genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) niteliktedir. Türk Anayasa sisteminde benimsenen iptal kararının geriye yürümezliği kuralının getiriliş amacı, kazanılmış hakları ve hukuksal güvenliği ortadan kaldırıcı ya da toplumun adalet anlayışını zedeleyici sonuçlar doğurmasından kaygı duyulmasını önlemek, devlete olan güven duygularını sarsmamak, devlet yaşamında hukuk kargaşasına neden olmamak, hukuk güvenliğini ve istikrarını sağlamak olarak özetlenebilir....

      Türkiye'de Anayasa yargısının başladığı günden bugüne, kanun koyucu istikrarlı bir şekilde; "İptal kararları geriye yürümez." düzenlemesini muhafaza etmiş, bu görüşünden hiç ayrılmamış ve Anayasa Mahkemesinin, iptal kararının gerekçeli kararın Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlükten kalkacağını ve iptal kararının geriye yürümeyeceğini öngörmek suretiyle hukuksal boşluk doğmamasını amaçlamıştır. Bu sebeple; iptal edilmekle birlikte gerekçesi yazılıp Resmi Gazetede yayımlanıncaya kadar iptal edilen hükmün yürürlüğü bizzat anılan Anayasa ve 6216 sayılı Kanun hükümleri ile korunan kanun hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Aynı durum, iptal kararlarının yürürlüğünün ertelendiği durumlar için de geçerlidir....

        Türkiye'de Anayasa yargısının başladığı günden bugüne, kanun koyucu istikrarlı bir şekilde; "İptal kararları geriye yürümez." düzenlemesini muhafaza etmiş, bu görüşünden hiç ayrılmamış ve Anayasa Mahkemesinin, iptal kararının gerekçeli kararın Resmî Gazetede yayımlandığı gün yürürlükten kalkacağını ve iptal kararının geriye yürümeyeceğini öngörmek suretiyle hukuksal boşluk doğmamasını amaçlamıştır. Bu sebeple; iptal edilmekle birlikte gerekçesi yazılıp Resmi Gazetede yayımlanıncaya kadar iptal edilen hükmün yürürlüğü bizzat anılan Anayasa ve 6216 sayılı Kanun hükümleri ile korunan kanun hükümlerinin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Aynı durum, iptal kararlarının yürürlüğünün ertelendiği durumlar için de geçerlidir....

          -İptal kararı hamili ile borçlu keşideci arasındaki ilişkiler yönünden iptal kararının sonuçlarını incelediğimizde ise; davacı ile borçlu arasındaki ilişkiler iptal kararının verilmesi ile başlar ve yürürlükte kaldığı sürece de devam eder. Davacının hakkı talep edebilmesine imkân verir. Borçlunun iptal kararına rağmen, davacının hak sahibi olmadığını iddia etmek imkânı vardır. Ancak bunun sonuçlarına kendisinin katlanacağı tabiidir. Ödemede bulunduğu şahıs, gerçek alacaklı olmasa dahi mevcut iptal kararına güvenerek yaptığı ödeme ile borçlu borcundan kurtulur. Davacının gerçek alacaklı olmadığını bildiği veya bu hususta hileli davrandığı kabul edilebildiği takdirde yaptığı ödemenin borçluyu borcundan kurtarması ise mümkün değildir. Kambiyo senetlerinde iptal kararı, bu kararı almış bulunan davacıya haklarını asıl borçluya karşı kullanmak imkânını verir. Kabul eden muhatap veya bonoyu düzenleyen şahıs, asıl borçlu olarak nitelenir....

            Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını duyurması, iptal edilen yasanın uygulanmasını durdurucu bir tedbir niteliğine bürünmektedir. Karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulması, Anayasa'ya aykırı yasa hükmünün uygulanmasını engelleyecektir. (... Üniversitesi Hukuk Fakültesi İd. Huk. Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi-Amme İdaresi Dergisi, cilt:26)İptal hükmünün Resmi Gazete'de yayımlanmasından 6 ay sonra yürürlüğe girecek olması Kanun Koyucuya Anayasa'ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olup, bu süre iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceğinden idarenin mal, hak ve alacakları haczedilebilir....

              Yemekçilik Ltd Şti tarafından acele kamulaştırma kararının iptali hakkında açılan dava sonucunda, acele kamulaştırma kararının dayanağını teşkil eden Bakanlar Kurulunun 2010/33 sayılı kararının, iptal davasını açan davacı hissesi bakımından ... 6. Dairesince iptal edildiği ve iptal kararının İdari Dava Daireleri Kurulunca onandığı, mahkemece bu iptal kararına dayanılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İptal kararının aynı taşınmazın dava açmayan maliklerini bağlamayacağı gibi, mahkemece red kararına gerekçe olarak gösterilen iptal kararı dava konusu taşınmazlara ilişkin olmayıp aynı kamulaştırma kapsamında dava dışı 150 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğundan mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, yanlış gerekçe ile yazılı şekilde ret kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                Yemekçilik Ltd Şti tarafından acele kamulaştırma kararının iptali hakkında açılan dava sonucunda, acele kamulaştırma kararının dayanağını teşkil eden Bakanlar Kurulunun 2010/33 sayılı kararının, iptal davasını açan davacı hissesi bakımından Danıştay 6. Dairesince iptal edildiği ve iptal kararının İdari Dava Daireleri Kurulunca onandığı, mahkemece bu iptal kararına dayanılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İptal kararının aynı taşınmazın dava açmayan maliklerini bağlamayacağı gibi, mahkemece red kararına gerekçe olarak gösterilen iptal kararı dava konusu taşınmazlara ilişkin olmayıp aynı kamulaştırma kapsamında dava dışı 150 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olduğundan mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, yanlış gerekçe ile yazılı şekilde ret kararı verilmesi, Doğru görülmemiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, İİK nun 362/A maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile kısmen iptal edildiği, karar gerekçelerinin yazımı ve yayımlanmasının uzun süre alması karşısında hiç olmazsa iptal kararının duyurulmasının Anayasa'ya aykırı Yasa hükmünün uygulanmasını engelleyeceği, iptal hükmünün resmi gazete'de yayımlanmasından 1 yıl sonra yürürlüğe girecek olmasının kanun koyucuya Anayasa'ya uygun yeni yasa maddesi hazırlanması için verilmiş süre olduğu, bu sürenin iptal hükmünün uygulanmasını engellemeyeceği, borçlunun şikayeti hakkında Anayasa Mahkemesi'nin anılan kararının da nazara alınmak suretiyle değerlendirme yapıldığı belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir....

                  İptal davası açma hakkı, TTK 651.maddesi uyarınca, çeke bağlı alacağı bulunan hamile aittir. İptal kararını alan hamil, TTK 652.maddesinde düzenlendiği üzere, hakkını senetsiz ileri sürebilir ya da borçludan yeni bir kıymetli evrak düzenlenmesini isteyebilir. İptal davasının amacı budur. Çek keşidecisinin TTK 757 ve 818/s.maddesi gereğince iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır... eldeki davayı açmakta hukuki yararı yoktur...." HMK'nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş, 115.maddesinde dava şartlarının bulunmaması halinde de davanın usulden reddedileceği düzenlenmekle birlikte, hukuki yarar dava şartı olarak belirtilmiştir. Eldeki dava bakımından da keşideci olan davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerektiği yönünde oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu