Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu, tebliğ tarihinden itibaren 7 günlük itiraz süresi geçtikten sona 06.10.2008 tarihinde itiraz etmiştir. İtiraz süresinde yapılmadığından icra takibi kesinleşmiştir. Kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır. İtirazın iptali davası açılabilmesinin koşullarından birisi, borçlunun aleyhindeki ilamsız icra takibine ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 7 günlük itiraz süresi içinde itiraz etmesi sonucunda takibin durmuş olmasıdır. Somut olayda, bu şart gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekir. Dava şartı aleyhe bozma yasağının istisnalarından olduğundan mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    - K A R A R - Dava, icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuş, mahkemece talebin dayanağını oluşturan kredi sözleşmesinde davalının kefaleti bulunmadığı, bu suretle talep olunan tutardan sorumlu bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli şartlardan biri borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren (7) gün içinde itiraz etmiş olmasıdır. Süresi içinde yapılan geçerli itiraz ile icra takibi durur. Şayet itiraz süresinde değilse takip durmamış olacağından alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı yoktur. İcra dosyasında, borçlu-davalıya ödeme emrinin, 11.10.2005 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu -davalı şirketin icra takibine 21.10.2005 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz ettiği görülmektedir....

      - K A R A R - Dava, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine bu nedenle dava dilekçesinin reddine, dosyanın yetkili ... Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve borcun esasına da itiraz etmiştir. Açılan itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine de itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İİK'nun 66. maddesi uyarınca süresinde yapılan itiraz üzerine takip olduğu yerde durur. İtiraz kısmi ise itiraz edilen kısım yönünden takip durur. İtiraz edilmeyen kısım yönünden alacaklının takibe devam hakkı vardır. Buna göre itiraz olmadığı ya da kısmi itiraz olduğu halde icra müdürlüğünce takibin itiraz etmeyen borçlu yönünden ya da kısmi itiraz dışında kalan alacak yönünden icra takibine devam edilmesi gerekip bu hususu göz ardı ederek takibin tümden durdurulması doğru olmayacağından alacaklının memurluk işlemini şikayette hukuki yararı vardır. O halde mahkemece şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          . - K A R A R - Davacı vekili, Kredi Kartı Sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarını tahsil için giriştikleri icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            İcra takibine kısmi itirazı düzenleyen İİK'nun 62/4. maddesine göre; "Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun, o kısmın cihet ve miktarını açıkça göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır." İİK'nun 66/1. maddesinde ise; "Müddeti içinde yapılan itiraz takibi durdurur. İtiraz müddetinde değilse, alacaklının talebi üzerine icra memuru takip muamelelerine alacağın tamamı için devam eder. Borçlu, borcun yalnız bir kısmına itirazda bulunmuşsa, takibe, kabul ettiği miktar için devam olunur" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda borçlu, itiraz dilekçesi ekinde banka hesap ekstresi sunarak borca kısmen itiraz ettiği, alacaklının ise temyiz dilekçesinde, 3.466,91 TL'lik miktar yönünden itiraz edildiğini kabul ederek bu miktar kadar takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla, mahkemece, 3.466,91 TL yönünden takibin durdurulması yerine 5.298,78 TL yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....

              Yine aynı yasanın “İtiraz Sebepleri” başlıklı 63.maddesinde aynen; "İtiraz eden borçlu, itirazın kaldırılması duruşmasında, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında, itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez.” hükmü yer almaktadır. Madde metninden de açıkça anlaşılacağı üzere; davalı borçlu icra mahkemesinde görülmekte olan davada, icra takibine yaptığı itirazları ile bağlı olup, yargılamada itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Ancak, senet metninden anlaşılan sebepleri yargılamada savunma olarak ileri sürebilir. Taraflar arasında 20/02/2018 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığı konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşme ile kiralanan yer, mesken olarak kullanılması için davacı tarafından davalı kiracıya kiraya verilmiştir....

              . - K A R A R - Davacı vekili, davalı yanca keşide edilen çekin karşılıksız çıktığını, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini iddia ederek itirazın iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı savunmasında davanın yetkili mahkemede açılmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında temel ilişki olmadığı ve davalının yetki itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Davalı icra takibine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde İcra Müdürlüğünün yetkisine ve borca birlikte itiraz etmiştir. Bu durumda öncelikle mahkemenin icra Dairesinin yetkisine yapılan itirazı değerlendirdikten sonra mahkemenin yetkisine yapılan itirazı incelemesi gerekirken, yazılı şekilde önce mahkemenin yetkisine yapılan itirazın incelenmesi doğru görülmemiştir....

                İcra Müdürlüğünün 2010/104 sayılı esasında başlatılan ilamsız icra takibinde davalının 26.10.2010 tarihinde yaptığı itiraz üzerine takibin 12.11.2010 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, icra takibine itiraz edildiğinin davacı ... Kurumuna tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra İflas Kanununun 62/2. maddesinde takibe itiraz edildiğinin 59. maddeye göre alacaklının yatırdığı avanstan karşılanmak suretiyle üç gün içinde bir muhtıra ile alacaklıya tebliğ edileceği, 67/1. maddesinde takip talebine itiraz edilen alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak itirazın iptali davası açabileceği düzenlenmiştir. İnceleme konusu davada; davalıya yersiz ödenen 6.784,59 TL'nin tahsili amacıyla Yozgat 2. İcra Müdürlüğünün 2010/104 sayılı esasında başlatılan ilamsız icra takibinde davalının 26.10.2010 tarihinde yaptığı itiraz üzerine takibin 12.11.2010 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, icra takibine itiraz edildiğinin davacı ...'...

                  Her ne kadar icra takibinde sözlü kira sözleşmesine dayanılmış, yargılama sırasında da tarafların imzasını taşımayan kira sözleşmesi sunulmuş ise de, İcra ve İflas Kanunu'nun 63. maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup itirazın kaldırılması davasında alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Davalı kiracı, icra takibine itirazında kira sözleşmesine ve alacak miktarına itiraz etmediğine göre, taraflar arasındaki kira ilişkisi kesinleştiğinden uyuşmazlığın icra takibine konu edilen miktarlar üzerinden çözülmesi gerekirken, yazılı şekilde kira sözleşmesinde tarafların imzasının bulunmadığı ve ortada geçerli bir kira sözleşmesi olmadığından söz edilerek davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu