Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; Muhatabın ödeme emrinde yer alan ve bilinen adresine çıkartılan tebligatın T.K.’nun 21/1 maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, Davacı borçlunun başvurusu, İİK.nun 65.maddesi kapsamında gecikmiş itiraz olup, anılan maddenin ikinci fıkrası uyarınca, borçlu, mazeretinin ortadan kalktığı tarihten itibaren 3 gün içinde mahkemeye başvurmak zorundadır. Burdur Jandarma Komutanlığına yazılan müzekkere cevabından borçlunun 05/12/2020 tarihi itibari ile mazeretinin ortadan kalktığı, 08/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz dilekçesi verdiği, ancak yasal (3) günlük süreyi fazlasıyla geçirdikten sonra 14/12/2020 tarihinde icra mahkemesine gecikmiş itirazda bulunduğu gerekçesiyle davacının gecikmiş itirazının süre yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, mezkur dairede ikamet etmediği, daireyi boşanma aşamasında olduğu eşi ile çocuğunun kullandığı iddiasının tebliğin geçerliliğine etkili olmadığını, davacı, eşi ile boşanma aşamasında olduğunu söylese de eşi ile resmi olarak halen evli olduğunu, davacının eşi ile aralarında anlaşma olduğu iddiasının üçüncü kişileri, özellikle kiraya vereni hiçbir şekilde hukuken bağlamadığını, kiraya verilen yerin kirasını ödemekle yükümlü olan kişinin kira kontratının kiracısı olduğunu, davacının son bilinen adresinin dosya içeriği ile de sabit olduğu üzere, tebligat adresi olduğunu ve tebligat adresinin davacını kira sözleşmesindeki adresi, mernis adresi ve icra dosyasında belirlenen abonelik sözleşmelerindeki kayıtlı adresi olduğunu, gecikmiş itiraz iddialarının öncelikle davacının tebligatın usulsüzlüğü iddiasında olması sebebiyle, ayrıca yasal sürelere uygun şekilde yapılmış bir gecikmiş itiraz bulunmadığından reddi gerektiğini, gecikmiş itiraz yoluna...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet, İtiraz Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Alacaklı tarafından borçlu aleyhine Bakırköy 22. İş Mahkemesi'nin 2013/321 Esas-2013/154 Karar sayılı ilamına dayanılarak ilamlı icra takibine başlandığı; borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurarak, takip konusu borcun takipten önce ödendiğini, talep edilen faizin fahiş olduğunu belirterek icra takibinin iptalini istediği, Mahkemece takip talebi ve icra emrinde ücret alacağı faizinin 1195,03 TL, bayram genel tatil ücreti faizinin 87,82 TL olarak düzeltilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İİK'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde söz konusu olur. Borçlunun, dilekçesinde gecikmiş itiraz deyimini kullanmış olması, hukuki tavsifin hakime ait olması nedeniyle sonuca etkili değildir. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır....

      CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; İİK'nın 65 inci maddesinde sayılan gecikmiş itiraz sebeplerinin sınırlı olduğunu,gecikmiş itirazın üç günlük yasal sürede yapılabilmesi için borçlunun kendi kusuru olmadan ve iradesi dışındaki sebeplerle geçerli ve delillendirilmesi zorunlu mazeretinin bulunması gerektiğini, borçlunun gecikmiş itiraz sebeplerinde bunlardan hiç birisinin bulunmadığını, isim değişikliğinin ne kendisi ne de ... İcra Dairesinin bilebileceğini ya da bilinmesi gereken bir husus olmadığını, takip dosyasında borçluya ödeme emri tebligatının ulaşabilmesi için azami ölçüde tüm yolların denendiğini, tebligatların tümünün usulüne uygun ve geçerli olacak şekilde yapıldığını, borçlunun devamlı surette yıllardır, Amerika'da değil, yurtiçi MERNİS adresi olan, şikayet dilekçesinde davacı kısmının altında yazılı adreste ikamet etmekte olduğunu belirterek şikayetin reddine karar verilmesini istemiştir. III....

        -K A R A R- Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu ve payına düşen aidat, yol katılım payı, çevre ve temizlik vergilerinin tahsili amacıyla 4.225,60 TL asıl ve 7.844,89 TL gecikmiş faiz alacağı için başlatılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı kooperatif üzerinde kayıtlı bulunan taşınmazlara ait vergilerin, ... ve ... gibi kurumlara yaptırılan altyapı hizmetlerinden kaynaklanan giderlerin kooperatif tarafından karşılandığı, bu bakımdan davalının bu giderlerden payına düşen miktarı ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle, itirazın iptali ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

          İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı icra dosyasına yöneltilen itirazın 428.600,46 TL asıl alacak (enerji bedeli), 10.057,82 TL gecikmiş gün faizi ve 1.810,41 TL temerrüt faizinin %18 gider vergisi olmak üzere toplam 440.468,69 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, geçerli bir ilamsız genel icra takibinin varlığı, borçlunun yedi günlük süre içerisinde ödeme emrine itiraz etmiş olması, bir yıl içinde açılmış bir itirazın iptali davası bulunması, davacı alacaklının tazminat istemini dava dilekçesinde açıkça talep etmiş olması ve takip konusu alacağın miktarının belli (likit) olması dikkate alınarak borçlunun itirazının haksız olması nedeniyle asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Açıklanan yasal gerektirici nedenlere göre; Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davalı tarafından İstanbul ... İcra Müdürlüğü’nün ......

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı alacaklı şirket tarafından muteriz borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun 07.07.2021 tarihinde icra dosyasına borca ve ferilerine itirazlarını içerir dilekçe verdiği, aynı tarihte 06.07.2021 tarihinde İİK’nın 65. maddesi kapsamında gecikmiş itirazının kabulü için dava açtığı, borçlunun itiraz dilekçesi ekinde delil olarak sağlık raporu ibraz ettiği, borçluya çıkartılan ödeme emri tebligatının “muhatabın tebliğ anında tebligat adresinde bulunmaması, işte olması nedeniyle 28.06.2021 tarihinde aynı konutta ikamet eden ...'...

              Maddesinde yer alan haksız fiillerdeki yetki düzenlemesine göre; “zarar görenin yerleşim yeri” mahkemesi de yetkili kılındığından ve davacı şirketin yerleşim yerinin bağlı olduğu yer (Şişli) itibariyle İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğundan, davacı alacaklının dava konusu icra takibini yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’nde başlattığı gözetildiğinde, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak işin esasına girilmiştir. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

                Maddesinde yer alan haksız fiillerdeki yetki düzenlemesine göre; “zarar görenin yerleşim yeri” mahkemesi de yetkili kılındığından ve davacı şirketin yerleşim yerinin bağlı olduğu yer (Şişli) itibariyle İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili olduğundan, davacı alacaklının dava konusu icra takibini yetkili İstanbul İcra Müdürlüğü’nde başlattığı gözetildiğinde, davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılarak işin esasına girilmiştir. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı; icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK.’nun 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir....

                  UYAP Entegrasyonu