Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar icra takibine itirazı sırasında icra dairesinin yetkisine itiraz etmedikleri gibi dava açıldıktan sonra mahkemenin yetkisine de itiraz etmemişler yani yetki ilk itirazında bulunmamışlardır. Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK'nun 116/1.maddesi gereği yetki itirazı ilk itirazlardan olup, 117.maddesi gereği esasa cevap süresi içinde ileri sürülmediği takdirde dinlenmez. Ayrıca, HMK'nın 19/2.maddesine göre, "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." Somut olayda mahkemece re'sen uygulanması gereken bir kesin yetki kuralı da bulunmamaktadır....

    İİK'nun 65. maddesinde koşulları belirlenen gecikmiş itiraz, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması halinde, muhatabın bir engel nedeni ile süresi içinde takibe itiraz edememesi durumunda başvurulacak bir yoldur. Usulsüz tebligatta ise, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamış olup, tebliğ tarihinin düzeltilmesi için icra mahkemesine başvurulur. Böyle bir durumda, mahkemece yapılacak iş, tebliğ işleminin 7201 Sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak yapılıp yapılmadığının incelenmesi ve tebligatın usulsüz olduğunun saptanması halinde de aynı Kanunun 32. maddesi gereğince öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesinden ibarettir. Somut olayda, borçlu vekilinin icra mahkemesine 30.12.2015 tarihinde yaptığı başvuruda, gecikmiş itiraz sebebi olarak bildirilen borçlunun hastanede yatışı sebebiyle engelin 28.10.2015 tarihinde kalkmış olmasına rağmen yasal üç günlük süre içerisinde gecikmiş itirazda bulunulmadığı anlaşılmıştır....

      Somut olayda, borçlu, takipten 10.09.2014 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş olup, bu tarihte tebliğ işlemine muttali olduğunun kabulü gerekeceğinden, 22.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı şikayet, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. Öte yandan, bir an için, başvurunun gecikmiş itiraz olarak kabul edilmesi halinde ise, İİK'nun 65. maddesinin uygulanması gerekip, bu maddenin 2. fıkrası uyarınca borçlunun engelin ortadan kalkmasından itibaren üç gün içerisinde icra mahkemesine başvurması zorunlu olup, icra müdürlüğüne yapılan gecikmiş itiraz sonuç doğurmaz. Borçlu tarafından 12.09.2014 tarihinde icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile itiraz edildiğine göre, bu tarihte engelin kalktığının kabulü gerekir. Buna göre 22.09.2014 tarihinde icra mahkemesine yapılan başvuru da, İİK'nun 65/2. maddesinde öngörülen yasal üç günlük süreden sonradır....

        YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının usulsüz tebligat iddialarının gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibinde borçlunun mernis adresinin tebligat adresi olarak belirtildiğini, borca, yetkiye ve imzaya itirazların süresinde yapılmadığını, gecikmiş itiraz ile usulsüz tebligat birbirinden farklı kurumlar olup, ileri sürülen taleplerin çelişkili olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 10/09/2021 olarak düzeltilmesine, yetki itirazının kabulü ile, İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/2434 Esas sayılı dosyasında davacı borçlu yönünden İzmir İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, talep halinde ve karar kesinleştiğinde icra müdürlüğü dosyasının yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Uyuşmazlık, davalı aleyhine kira sözleşmesine dayalı haciz ve tahliye istekli olarak yapılan ilamsız icra takibine gecikmiş itiraz ile takibin durdurulması istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 27.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          İcra müdürlüğünün yetkisine itirazın ne şekilde yapılacağı İİK'da düzenlenmediğinden İİK'nun 50. maddesinin HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı gözetilerek HMK'daki hükümler gözetilmelidir. HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf, yetkili yeri bildirmediği takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacaktır. Somut olayda davalı icra takibine itirazında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini bildirmiş ise de, yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı İİK'nun 50. maddesinin HMK hükümlerine yaptığı atıf gözetilerek HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazı dikkate alınamayacaktır. Bir başka anlatımla, davalının icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazı usulüne uygun yetki itirazı niteliğinde değildir....

          İcra müdürlüğünün yetkisine itirazın ne şekilde yapılacağı İİK'da düzenlenmediğinden İİK'nun 50. maddesinin HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı gözetilerek HMK'daki hükümler gözetilmelidir. HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf, yetkili yeri bildirmediği takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacaktır. Somut olayda davalı icra takibine itirazında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini bildirmiş ise de, yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı İİK'nun 50. maddesinin HMK hükümlerine yaptığı atıf gözetilerek HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazı dikkate alınamayacaktır. Bir başka anlatımla, davalının icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazı usulüne uygun yetki itirazı niteliğinde değildir....

            İcra Müdürlüğü'nün 2015/1988 esas sayılı dosyası ile 3.794.82 TL asıl alacak ve 74.00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.868.82 TL alacak için genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başvurduğu, borçluya ödeme emrinin 26.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun icra takibine 07.09.2015 tarihinde itiraz ettiği tespit edilmiştir. ... İcra Müdürlüğü kanalıyla muhabere yoluyla icra müdürlüğüne ulaşan borçlu itirazı üzerine ... (...) İcra Müdürlüğünce 26.10.2015 tarihinde borçlunun itirazının süresinde olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 62. maddesinde itirazın süresi ve şekli, 65.maddesinde gecikmiş itirazın nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. 66. maddesinde ise süresi içerisinde yapılan itirazın icra takibini durduracağı, itiraz süresinde değilse alacaklının talebi üzerine icra memurunun takip işlemlerine alacağın tamamı için devam edeceği düzenlenmiştir. Borçlunun itirazı süresinde olmadığından reddedilmiştir....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 14/02/2022 tarihinde Covid-19 hastalığına yakalanan müvekkilinin Fethiye İcra Müdürlüğü'nün 2022/1302 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine ilişkin ödeme emrini 15/02/2022 tarihinde evde karantina altına alındığını ve zorunlu izolasyon sürecinin başladığı dönemde tebliğ alındığını, 28/02/2022 tarihinde iki haftalık karantina süreci biten müvekkilinin aynı gün 28/02/2022 tarihinde bulunduğu yer icra müdürlüğüne giderek yetkili icra memuruna mazeretini yazılı olarak bildirdiğini ve ödeme emrinde belirtilen borca itiraz etmek istediği beyanında bulunduğunu, icra memurunun bu durumu gözetlediğini, ancak davalıyı yönlendirerek, re'sen gözetilmesi gereken itiraz süresinin kesin olması kuralının istisnası olan ve borçlunun kusuru olmaksızın, bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edemediğinde, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz hakkı tanıyan, İcra ve İflas Kanunu'nun 65. maddesinde düzenlenen gecikmiş itiraz yoluna sevk ettiğini...

              İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2021 NUMARASI : 2021/533 ESAS 2021/755 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz (İcra Takibine Gecikmiş İtiraz)|Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/262703 Esas sayılı dosyasında ilamsız takibe başlandığını, ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ve tebliğ tarihinde müvekkilinin yurt dışında bulunduğunu, müvekkilinin banka hesabındaki paranın Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2021/258662 Esas sayılı dosyasına ödenmesi sebebi ile ilamlı takipten ayrıca e- devlet üzerinde de incelendiğinde bahse konu takip dosyanın yanı sıra iş bu davaya konu takipten haberdar olduğunu, ayrıca taraflar arasında görülen Küçükçekmece 6...

              UYAP Entegrasyonu