- K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait test cihazının 17.4.2005 tarihli “Teslim Tutanağı ve Ön Protokol” adı altındaki sözleşme ile davalı şirkete en fazla 30 gün içinde geri getirilmesi kaydıyla teslim edildiğini, ancak cihazın iade edilmediği gibi sözleşmenin diğer şartlarına da uyulmadığını, sözleşmenin (7) maddesinde belirtilen işkaybı bedeli olan 5.000.00 YTL.’nin ödenmediğini, girişilen icra takibine yetki ve esastan itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %100 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından girişilen icra takibine yetki ve borç yönünden itiraz edildiğini, yetkili icra dairesinin Ankara olduğu, yetkili mahkemenin Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi olmadığını bildirerek davanın öncelikle yetki yönünden reddine, neticede esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettikleri, ayrıca borcun ödendiğini, takibe geçerken gerekli hesap kat'ının yapılmadığını, mükerrer takip yapıldığını belirterek, borca, faiz oranına ve işlemiş faize itirazda bulundukları, bunun üzerine, alacaklının, borçluların itirazları ile duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, yetki itirazı, mükerrer takip yapıldığı itirazı ile işlemiş faize yönelik itiraz değerlendirilmeksizin sadece ödeme iddiası yönünden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir....
gerekçeleriyle; Gecikmiş itiraz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür....
İİK'nun 65. maddesinde; "Borçlu kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde itiraz edememiş ise, paraya çevirme muamelesi bitinceye kadar itiraz edebilir" hükmü yer almaktadır. İİK'nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, muhatabın, bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememesi halinde mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekir. Gecikmiş itiraz, süresinde yapılmış ise, icra mahkemesi borçlunun bildirdiği mazeretin haklı olup olmadığını inceler. Mazereti kabul ederse icra takibi durur. Bu durumda alacaklı ancak itirazın kaldırılması veya itirazın iptali yoluna gidebilir. Somut olayda, borçlu şirket temsilcisinin tebliğ tarihinde yurtdışında olduğunu belirtmesi, dilekçesinde gecikmiş itirazdan söz etmesi sonuca etkili değildir....
Mahkemece, toplanan deliller sonucu yetkili mahkemenin davalının ikametgahı yeri olan Kazan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı tarafından başlatılan ilamsız icra takibine borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde mahkemece İ.İ.K.nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenip uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yön üzerinde durulmadan yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmesi isabetsizdir....
nun temyiz itirazlarının incelenmesinde, İİK’nun 65. maddesine dayanan gecikmiş itirazda, tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olması, ancak, muhatabın bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması halinde gecikmiş itirazda bulunacak kişinin mazeretini gösterir delillerle birlikte, esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını, engelin kalktığı günden itibaren üç gün içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerekir. İcra hakimi, gecikmiş itiraz nedenlerini inceledikten sonra gecikme sebebinin mahiyetine ve hadisenin özelliklerine göre, takibin tatilini tensip edebilir. Mazeretin kabulü halinde icra takibi durur. Aynı celse de alacaklı itirazın kaldırılmasını sözlü olarak da isteyebilir. Bu takdirde tetkikata devam olunarak icra mahkemesinde gerekli karar verilebilir. Usulsüz tebligatta ise, İİK.nun 65. maddesine göre yapılacak incelemeden farklı olarak, tebligat usulüne uygun olarak yapılmamıştır....
Ancak, yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan takipte borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itirazı yanında borca da itiraz etmesi halinde öncelikle çözümlenmesi gereken yetki itirazı olup, yetki itirazının kabulü ile takip dosyasının yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi halinde, yetkili icra müdürlüğünde tebligat yapılması zorunludur ve borçlunun yeni tebligatı aldığı tarihten itibaren yasal sürede yetkili icra müdürlüğünde de itirazda bulunması gerekir. Daha önce yetkisiz icra müdürlüğünde yapmış olduğu borca itirazı geçerliliğini korumaz. (emsal nitelikte ; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin Esas No: 2012/20788 Karar No: 2012/38376 Sayılı kararı) Somut olayda; mahkemece yetkisizlikle gönderilen takip dosyası gönderildiği icra dairesinden celp edilerek incelenmemiş olup, bu sebeple yetkili icra dairesince davalıya yeniden ödeme emri tebliğ edilip edilmediği, davalının/vekilinin herhangi bir borca itirazına ilişkin dilekçe sunup sunmadığı belli değildir....
Şti. arasında imzalanan kredi sözleşmesine davalının kefalet verdiğini, kredi alacağının ödenmemesi üzerine hesabın 02/04/2013 tarihinde kat edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, kefaletin geçersiz olduğunu, ayrıca icra takibine gecikmiş itirazda bulunduklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davalının icra dosyasına yapmış olduğu gecikmiş itirazın şikayet yoluyla red edildiği ve red kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 07/04/2015 tarihli kararı ile onandığı ve bu durumda kesinleşen icra takibine karşı itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, usulsüz tebligat şikayeti yönünden davanın kabulü ile Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyasında davacıya çıkartılan 02/11/2018 tarihli tebliğ işleminin usulsüz olduğu tespiti ile T.K'nın 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin 25/01/2019 tarihi olduğunun kabul ve tespitine, yetki itirazı yönünden Fethiye İcra Müdürlüğünün 2018/22497 Esas sayılı dosyası yönünden yetkisizliğine, davacının adresine göre yetkili ve görevli icra müdürlüğünün İstanbul İcra Müdürlüğü olduğuna, karar kesinleşmesinden itibaren ve 2 hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
İcra Müdürlüğünce 2021/102517 E. numarası ile ilamsız icra takibi yapıldığını ve davacı borçluya ödeme emrinin 02.08.2021 tarihinde (muhtara) tebliğ olduğunu, davacı 12.08.2021 tarihli itiraz dilekçesi ile icra takibine gecikmiş itirazda bulunmuş olup takibin durdurulması talebinde bulunduğunu, ödeme emri 02.08.2021 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş olup, davacının itiraz süresi 09.08.2021 tarihinde sona erdiğini, davacı ise hastalığı nedeniyle 10.08.2021 tarihinde hastaneye yatırıldığını ve 11.08.2021 tarihinde ise hastaneden taburcu olduğunu, görüleceği üzere davacının tebliğ tarihinden hastaneye yatışının yapıldığı tarihe kadar borca itiraz süresi mevcut olup itiraz etmemesi tamamen kendi iradesine bağlı olduğunu, yani davacı hastaneye yatış yaptığı sırada itiraz süresini geçirmiş olup, kendi kusuru nedeniyle borca zamanında itiraz etmediğini, dava konusu idari işlem Kurumun tabi olduğu yasal mevzuatlar sonucu ortaya çıkmış bir işlem olduğunu, müvekkili Kurumdan davacı tarafa ait belgeler...