Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; Yargıtay HGK'nın 2019/15-574 Esas, 2021/1710 Karar sayılı kararında itirazın kaldırılması ve iflas davalarında tahkim itirazının reddi gerektiğine hükmedildiğini, iflas davalarının alacağının tespiti ve iflas kararı verilmesi olarak iki aşamaya ayrılamayacağını, iflas davasının kamu düzenine ilişkin olup tahkime elverişli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; iflas yolu ile takibe itirazın kaldırılması ve iflas talebine ilişkindir. Dosya kapsamından davacılar tarafından sözleşmeye dayalı olarak davalılar aleyhine İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı takip dosyasında genel iflâs yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı şirketlere 21.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların yasal süresinde takibe itirazı üzerine itirazın kaldırılması ve davalı şirketin iflâsına karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı görülmektedir....
Davalı borçlu vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde icra takibine konu adi yazılı tahliye taahhüdündeki tarihe açıkça itiraz ettiği anlaşılmış olup, icra takibine dayanak oluşturan tahliye taahhüdü noterlikçe tanzim veya tasdik edilmiş olmadığından İİK'nun 275. maddesi ve 04.12.1957 tarih, 11/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince alacaklı, imzası ikrar olunsa bile tarihi inkar edilen tahliye taahhüdüne dayalı olarak itirazın kaldırılmasını isteyemez. Tahliye talebi noterlikçe resen tanzim veya ''tarih'' ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı, kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın genel hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları bulunmaktadır....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu T3 ile müvekkili arasında Oltu Noterliğince düzenlenen 24/01/2018 tarih 00343 yevmiye numaralı 70.000,00 TL bedelli rehin sözleşmesi düzenlendiğini, rehin konusu 34 XX 279 plaka sayılı araç olup, noterlikçe düzenlenen sözleşmede detayların mevcut olduğunu, 03/01/2020 tarihinde başlatılan icra takibinin borçluya 10/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17/01/2020 tarihinde borca itiraz etmesi üzerine işbu itirazın kaldırılması talebinin zaruri hale geldiğini, borçlu ile müvekkili arasında borç ilişkisine dayalı olarak noterlikçe rehin sözleşmesinin mevcut olduğunu, İİK madde 68 hükmü gereğince noterlikçe onaylanma biçiminde düzenlenen sözleşmede bu hükümlere göre itirazın kaldırılması sebebi oluşturduğunu, davanın kabulü ile borçlunun itirazının kesin kaldırılması, borçlunun %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesi ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir...
İcra İflas Kanunu’nun 63. maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup, itirazın kaldırılması istemi ile açılan eldeki davaya cevabı ile itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez. İİK'nun 275. maddesinde ise "İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır....
Alacaklı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir. Alacaklı, bu konuda seçimlik bir hakka sahiptir. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ile davanın da İcra Hukuk Mahkemesine açılması, davacı tarafın İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 3.İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 28.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtirazın Kaldırılması KARAR : Antalya 8....
Uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) “itirazın kesin olarak kaldırılması” başlıklı 68. maddesinin 1. fıkrasında; “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.” hükmü yer almaktadır. İtirazın kaldırılması teknik anlamda bir dava olmayıp, borçlunun itirazı ile İİK'nın 66. maddesine göre duran ilamsız icra takibine yine ilamsız icra prosedürü içinde devam edilmesini sağlayan bir yoldur. Bu nedenle icra mahkemesinin incelemesi, itirazın iptali davasına oranla daha basit ve sınırlıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; "Davanın kabulü ile Pazar İcra Müdürlüğünün 2020/1686 Esas sayılı icra takip dosyasında itirazın kaldırılmasına, davalının adresi Rize ili Pazar ilçesi Kirazlık mahallesi 191 ada 1 nolu parsel olan mecurdan tahliyesine" dair karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına tebliğ edilen ödeme emrinin usuli dairesinde tanzim edilmediğinden iptalinin gerektiğini, müvekkilin kira borcunu aksatmadan ifa ettiğini, kiralanan taşınmazı halı saha olarak kullandığını, davacının tahliye hakkı bulunmadığını, kira süresinin dolmadığını, salgın sürecinde işletmenin 10 ay kapalı kaldığını, bu durumun mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, itirazın kaldırılması ve tahliyeye ilişkindir....
İİK'nun 143. maddesi uyarınca düzenlenen kesin aciz vesikası zamanaşımını keser ve aynı maddenin 6. fıkrası uyarınca aciz vesikasına bağlanan borç, borçluya karşı, aciz vesikasının düzenlenmesinden itibaren yirmi yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Somut olayda, icra müdürlüğünce 06.10.2010 tarihinde İİK'nun 143. maddesine dayalı olarak kesin aciz vesikası düzenlendiği görülmüştür. İİK'nun 143. maddesine göre aciz vesikasına bağlanan borç, aciz vesikasının düzenlendiği tarihten itirazın kaldırılması talebi tarihine kadar yirmi yıllık süre dolmadığından zamanaşımına uğramamıştır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
Uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken İİK’nın “İtirazın kesin olarak kaldırılması” başlıklı 68. maddesinin 1. fıkrasında; “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içerisinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilamsız takip yapılamaz.” hükmü yer almaktadır. 16. İtirazın kaldırılması borçlunun itirazı ile duran (İİK m. 66) ilamsız icra takibine (ilamsız icra prosedürü içinde) devam edilmesini sağlayan (İİK m. 78) bir yoldur. İtiraz ile duran ilamsız icra takibine devam edilmesini sağlamak için, alacaklının genel mahkemelerde itirazın iptali davası açması mümkündür (İİK m. 67)....