Genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde kendisine ödeme emri tebliğ edilen borçlu süresi içinde icra dairesine başvurarak takibe itiraz edebilir. Alacaklı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir. Alacaklı, bu konuda seçimlik bir hakka sahiptir. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ile davanın da İcra Hukuk Mahkemesine açılması da, davacı tarafın İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Kayseri 3. İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak, icra mahkemeleri icra ve iflas işleri için kurulmuş özel bir yargı organı olup,icra mahkemelerince verilen kararlar kural olarak genel mahkemeler için kesin hüküm teşkil etmez. İİK.'nun 67.maddesi itirazın iptali davalarını, İİK.'nun 68.maddesi ise itirazın kaldırılması davalarını düzenlemekte olup , icra takibine itiraz halinde alacaklı itirazın iptali davası açabileceği gibi icra hukukunun takip hukuku olması, icra mahkemesi kararlarının maddi anlamda kesin hüküm oluşturmaması nedeniyle itirazın kaldırılması davası da açabilir Alacaklının bu iki hakkı birlikte kullanmasını önleyen bir yasa hükmü de bulunmamaktadır. Her iki mahkemedeki yargılama usulleri farklıdır....
Buna göre teslim tarihi yargılamayı gerektireceğinden, icra mahkemesince genel hükümlere göre yargılama yapılarak teslim tarihi ve buna bağlı olarak alacak miktarı belirlenmek suretiyle sonuca gidilemez. Ancak somut olayda borçlular vekili, yargılama sırasında verdikleri 04.07.2013 havale tarihli cevap dilekçesinde, dükkânın 22.05.2012 tarihinde teslim edildiğini ve bu tarihe kadar istenen kiraların ödendiğini ileri sürmüştür. Borçlular vekili 22.05.2012 tarihinin teslim tarihi olduğunu kabul edip, itirazını ödeme olgusuna dayandırdığına göre, takip dayanağı belgenin İİK. nun 68/l. maddesinde belirtilen belgelerden olup olmadığına bakılmaksızın, borçlunun ödeme iddiası üzerinde durulmalıdır. Çünkü anılan maddede yazılı belgelerle ispatlanacak olan hukuki ilişki ve borçtur. Borçlu hukuki ilişki ve borcu kabul edip borcu ödediğini ileri sürdüğüne göre kabul edilen bir hususun ayrıca İİK.nun 68/l. maddesinde yazılı belgelerle ispatına yer olmadığı kabul edilmelidir....
Ayrıca 16/11/2016 tarihli dilekçe ile itirazın kaldırılmasını açıkça talep etmesi karşısında davanın itirazın iptali olarak nitelendirilerek, genel hükümlere tabi olarak sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği kararı doğru görülmemiştir. Öte yandan; davalı borçlunun itirazı borca itiraz niteliğinde olup, uyuşmazlık yargılamayı gerektirmez. Taraflarca inkar edilmeyen 01/10/2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi doğru değildir....
İcra Hukuk Mahkemesi, davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacının itirazın kaldırılması talebinde bulunduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiştir. Genel haciz yolu ile ilamsız takibe karşı borçlunun süresinde itirazı takibi durdurur. Takibin devamını sağlamak için alacaklı dilerse itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi, takip konusu alacağın dayanağı İİK’nın 68-68/a daki belgelerden değilse, genel mahkemede itirazın iptali davası açabilir. Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HUMK’nın 76. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir....
Alacaklı itirazın kaldırılması için icra mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir. Alacaklı, bu konuda seçimlik bir hakka sahiptir. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ile davanın da İcra Hukuk Mahkemesine açılması, davacı tarafın İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın İcra Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25. ve 26.) maddeleri gereğince Gebze İcra Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacının kira alacağı için davalı hakkında icra takibi yapıldığı, davalının itirazında, takibe dayanan kira sözleşmesi nedeniyle bir borcunun olmadığını beyan ettiği, taraflar arasında yazılı bir kira sözleşmesi olmadığı gibi, aylık veya yıllık kira bedelini belirtir bir belge ve ikrar da olmadığı, bu durumda davacının İİK'nin 269/4 maddesi uyarınca açacağı davada genel hükümlere göre alacağını ispatlamak zorunda olduğu, bu hali ile itirazın kaldırılması talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması istemine ilişkindir....
Maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi gönderdiklerini, davalı şirketin hali hazırda söz konusu taşınmazı depo olarak kullandığını, davalının söz konusu haciz ihbarnamesine haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz ettiğini bildirerek, davalının itirazının iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; İİK'nun 89. Maddesinde haciz ihbarnamesine itiraz edilmesi halinde üçüncü kişileri aleyhine itirazın iptali davası açılacağına ya da itirazın kaldırılması isteminde bulunulabileceğine dair bir düzenlemeye yer verilmediğini, davacının 3. kişi davalı müvekkili şirket aleyhine itirazın iptali davasını açamayacağını, bildirerek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Alacaklı itirazın kaldırılması dilekçesinde “itirazın iptali” tabirlerini kullanmış olsa dahi icra mahkemesince bu dava HMK’nın 33. maddesi hükmü uyarınca İİK’nın 68. maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilip sonuçlandırılmalıdır. İcra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvuran alacaklı, bu yolu bırakarak mahkemede itirazın iptali davası da açabilir. Somut olayda; davacı, icra mahkemesinde davalı tarafından yapılan itirazın kaldırılması ve icra inkar tazminatı talep etmiş olup, bu talebi İİK'nın 68.maddesi anlamında itirazın kaldırılması olarak nitelendirilmelidir. İcra Hukuk Mahkemesince, takibe dayanak belgelerin İİK'nın 68.Maddesi kapsamında sayılan belgelerden olup olmadığı incelenerek sonucuna göre davanın kabulüne ya da reddine karar verilmesi gerekir. Bu durumda, uyuşmazlığın Ardahan 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nde (İcra Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir....
Bu nedenle, davacı-alacaklının sunmuş olduğu belgeler üzerinde değerlendirme yaparak, dayanak belgenin İİK’nun 68 maddesindeki yazılı nitelikteki bir belge olup olmadığını belirler ve sonucuna göre itirazın kaldırılması talebinin-istemini ya reddeder ya da itirazın kaldırılması talebini-istemini kesin olarak kabul eder. Alacaklının itirazın kesin kaldırılmasını isteyebilmesi için; imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede ya da resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dâhilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye dayanması gerekir. İİK madde 68 ile 70’te düzenlenen itirazın kaldırılması kurumu, borçlunun itirazı ile duran ilamsız icra takibine, ilamsız icra prosedürü içerisinde devam edilmesini sağlayan yollardan biridir. İtirazın kaldırılması bir dava değildir. İtirazın kaldırılması, borçlunun, borçlu olup olmadığının ilamsız icra prosedürü içinde tespit edilmesine yarayan bir yoldur....