Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu Kanunu'nun ve Türk Medeni Kanunu’nun yukarıda açıklanan hükmü uyarınca; kişisel hak mahiyetinde olan satış vaadi sözleşmesine dayalı hak, tapu kaydına işlenmekle kuvvetlendirilmiş nisbi hak niteliğini kazanır. Bu nedenledir ki, aynı yasa hükümlerine göre, sicile şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süre ile 3. kişilere karşı ileri sürülebilme imkanı bulur. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Yukarıda da belirtildiği gibi, Tapu Kanunu'nun 26. maddesi uyarınca; siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebilir. Ancak bunun için, anılan süre içerisinde tescil davası açılması ve 3.kişi adına tescil işleminin tamamlanması zorunludur. Bu hak, yukarıda belirtildiği gibi tescil kararı alınıp, tapuya işlenmediği sürece ayni nitelik kazanmaz. Bodrum 2....

Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava,satış vaadi sözleşmesine dayanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Kaynağını Borçlar Kanunu’nun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanunu’nun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanunu’nun 706 ve Noterlik Kanunu’nun 89. madde hükümleri uyarınca noter önünde resen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Davacı, 4.6.1996 tarihinde noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalılardan ......

    Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

      Somut olayda; Davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı, taşınmazın üçüncü kişiye satıldığını, satışın muvazaalı olduğunu iddia ederek ... iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Davacı davalı ...'in kötüniyetli olduğunu satışın muvazalı olduğunu ispat edemediğinden mahkemece ... iptal ve tescil davasının ve davalı ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmüştür. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacı ve davalı ...'ın yaptıkları biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacı tarafça nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir. Böylece, resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediğinin; ancak, aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerekir. Taşınmazın davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığı ve ifanın artık imkansız hale geldiği tartışmasızdır....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalıların murisi ... vekili... ile ... 5.Noterliği’nde 17.10.1991 günü düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca satmayı vaat edene murisi Süreyya’dan intikal eden taşınmazların satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiği halde mülkiyetin devredilmediğini ileri sürerek taşınmazların adına tescilini istemiştir. Davalı ..., satış vaadi sözleşmesiyle aynı gün düzenlenen adi yazılı sözleşme uyarınca satış vaadinin geçerliliğini yitirdiğini, davalı ... ise zamanaşımı süresinin geçtiğini, satış vaadi sözleşmesinin murisin iradesine uygun olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....

          İlçesi, 2.Bölge, ..., Köyiçi mevkii 28 pafta, 3455 parselde kayıtlı bulunan 22.blok 21 nolu daireye tekabül eden 8/1129 davalı hissesinin ... 30.Noterliğinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satışının vaadedildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, davalı adına kayıtlı olan hissenin iptali ile müvekkil adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 13/05/2002 tarihli olduğunu, Borçlar Kanunun 125.maddesi gereğince on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımının dolduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; taraflar arasında ... 30.Noterliğinin 13/05/2002 tarih, 09740 yevmiye no ile gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tanzim edildiği, davalı tarafın süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunduğu, taşınmazın davacı tarafa tesliminin gerçekleşmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....

            Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağının bulunmaması halinde ise 818 sayılı BK’nın 96 ve 106. maddelerinin dikkate alınması gerekmektedir. Somut olayda, her ne kadar davalıların murisi ve davalı ... tarafından satış vaadi sözleşmesi ile 604 parsel sayılı taşınmazda murislerinden intikal edecek payların davacıların murisi ...'...

              Noterliği'nin 27.01.1970 tarihli ... yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ..., "... Noterliği'nin 13.11.1964 tarihli 15351 sayılı re'sen gayrimenkul satış vaadi mukavelesi ve vekaletname ile sahibi bulunduğu 700 ada 32 sayılı parseldeki hak ve hisselerinin tamamını Mustafa Adanalı'ya 7500 TL bedel mukabilinde satmayı vaat ve taahhüt ettiğini, bedelinin tamamını alarak iş bu hisseyi alıcıya terk ve teslim ettiğini" belirtmiştir. Satış vaadi sözleşmesi ile taşınmazın zilyetliğinin vaat alacaklısına devredildiği belirtildiğinden zamanaşımı savunması Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde yer alan “dürüst davranma kuralı” ile bağdaşmayacağından dinlenmez. Bu itibarla mahkemece, davanın esasına girilerek ve tarafların gösterdiği deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                Davacıların usulüne uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazın ifraz olanağı olmadığından mahkemece tapu iptal ve tescil talebinin reddi doğru ise de, bir taahhüt muamelesi olarak geçerliliğini koruyan sözleşme ile dava konusu taşınmazın satın alınan payın dava tarihindeki rayiç değeri üzerinden ödenen kısmın oranlaması yapılmak suretiyle ulaşılan değer hesaplanarak taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabule göre de, satış vaadi borçlusu ... mirasçıları aleyhine hüküm kurulması gerekirken satış vaadi sözleşmesinin tarafı olmayan tapu kayıt malikleri aleyhine de hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 2.11.2004 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 2.3.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 10.07.1978 tarih 4246 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile satışı vaad edilen 1073 parsel sayılı taşınmazdaki davalılar paylarının iptali ile adına tescilini talep etmiş, Davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalılar davaya cevap vermemiş, yerel mahkemece satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu