Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların dayanağı olan satış vaadi sözleşmesi ile satış vaadinde bulunan ... tarafından tapuda miras hak ve hisselerinin satışı vaadedilmiştir. Dava konusu taşınmaz muris... adına kayıtlı iken intikalen yine mirasçıları adına tescil edilmiş ancak halen de mirasçıları adına elbirliği mülkiyeti şeklinde kayıtlı bulunmaktadır. Satış vaadi alacaklısı davacı ... elbirliği mülkiyetine dahil bulunmadığından taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi halen geçerli olmakla birlikte satış vaadine konu taşınmaz elbirliği mülkiyetinden paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığından davacı adına tescile karar verilmesi mümkün değildir. Bu itibarla mahkemece davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 19.12.2012 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 18.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, ...... Noterliği'nin 19.09.1995 tarihli ve ...... yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile ..... İli .... İlçesi ..... Mahallesinde tapuya kain 329 parsel numaralı taşınmazda davalıların murisi ...'...

      Zira taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden amaç, ileride ön sözleşme konusu taşınmaz mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme akdi olduğuna ve satışın geçerliliği de Türk Medeni Kanunu'nun 706. maddesi uyarınca "Resmi Şekil" koşuluna bağlandığına göre vekil aracılığı ile yapılan satış vaadi ve tapuda yapılan satışlarda vekilin bu sözleşmelerin tabi olduğu şekil koşullarına uygun bir şekilde düzenlenmiş vekaletname ile müvekkilini temsil etmesi gereklidir. Tüm bu yasal düzenlemeler ve anlatımlar ışığında; gerçek ve tüzel kişiler hukuki işlemlerinde doğrudan taraf olabilecekleri gibi bu işlemleri vekil tayin edecekleri kişiler marifetiyle de yapabilirler. Bu genel ilke taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri bakımından da geçerlidir. Burada hemen belirtilmelidir ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ileride "gayrimenkul temlikini gerektirdiğinden şayet sözleşme vekil ile yapılacaksa Borçlar Kanunu madde 383/III'teki buyurucu hüküm gereği vekaletnamesinde özel yetkisi olmalıdır....

        -K A R A R- Dava satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalıların murisi ... arasında 14.11.1990 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi düzenlendiğini, söz konusu satış vaadi sözleşmesi ile 1372 ve 1382 parselde kayıtlı gayrimenkullerin hak ve hissesinin tamamını davacı ...'e 3.000.000 TL bedel ile satmayı vaat ve taahhüt ettiğini taşınmazların bedelini nakden ve defaten ödediğini, dava konusu taşınmazların zilyetliğini de aynı tarihte fiilen devraldığını belirterek davalılar murisi ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal ile davacı adına kayıt ve tesciline, mümkün olmazsa mahkemece tespit edilecek rayiç değeri üzerinden yasal faizle birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesini, dava ve talep etmiştir....

          Noterliğinde 16/07/2003 tarih ve 11172 yevmiye no'lu geçerli bir satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmede taraflarca belirlenen bedelin davacı murisi tarafından davalı müteahhite ödendiği belirtildiği, böylece resmi sözleşmede ödendiği belirtilen bedelin ödenmediği ancak aynı değerde başka delil ile ispatı gerekeceğinden davacının satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan edimini yerine getirdiğinin kabulü gerektiği, öte yandan taşınmazın davalı ...'a satış vaadi sözleşmesinden önce 28/02/2000 tarihinde satıldığı, davacının sözleşme yaptığı yüklenicinin satış vaadi sözleşmesi yapmadan evvel 01/05/2001 tarihinde azledildiği, sözleşmenin feshedildiği, gelen tapu kaydında davalı müteahhitin ve arsa sahibi ......

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " Somut olayda davaya konu satış vaadi sözleşmesi yapıldığında taşınmazların davalıların murisi adına kayıtlı olmadığı, ifa olanağı olmadığı, hükmen 1984 yılında tescil olduğu, sözleşme tarihi itibariyle teslim olgusunun olamayacağından asıl ve birleşen davanın reddine " şeklinde karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl ve birleşen davacılar vekili istinaf dilekçesi ile; Davalılar murisi Mehmet Yıldırım'ın Kartal 2. Noterliği'nin 02/06/1973 tarih, 11682 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile hissedarı bulunduğu taşınmazlardaki hisselerinin (Kartal 1....

            Noterliğinin 20/09/2005 tarih, 68029 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesinin geçerli olmadığını, dava konusu satış vaadi sözleşmesinde, satış vaadinde bulunan vekil T6'nın sözleşmeye konu gayrimenkulü, "Mehmet Kavala'nın vefatı nedeniyle diğer mirasçılarla birlikte bana intikal etmesi lazım gelen..." olarak beyan ettiğini, oysa T6'nın vekil olduğunu, kendisine gayrimenkul intikalinin söz konusu olmadığını, müvekkilinin Mehmet Kavala taşınmaz hissesi için verilmiş bir vekaletnamesinin de olmadığını, müvekkilinin Mehmet Kavala'nın mirasçısı olmadığını, bu nedenle dava konusu gayrimenkuller üzerinde Mehmet Kavala'dan gelen mirasçılık hak ve hisselerinin satış vaadi sözleşmesinin konusu olamayacağını ve tapuda devrinin de söz konusu olamayacağını, müvekkilinin T6'ya vermiş olduğu vekaletname ile böyle bir satış vaadi sözleşmesinin yapılamayacağını, yapılan satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, müvekkilinin satış vaadi sözleşmesi sebebiyle hiçbir bedel almadığını, müvekkilinin T6'ya...

            , satış vaadi sözleşmesi "belirlilik unsuru"taşımadığından geçersiz bulunduğu gibi satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkiline herhangi bir satış vaadi bedeli ödenmediğini, sözleşme içeriğinde yer alan eksik bedel dahi dava tarihine kadar davacı tarafça ödenmemiş gerektiğinde davalı müvekkil adına depo edilmediğini, bu nedenle davacı kendi edimlerini yerine getirmeden artık tescil ve/veya ferağa icra davası adı altında dava açamayacağını, ilk derece mahkemesi kararı bu nedenle de hatalı olduğunu, davalı müvekkili tarafından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi amaçlı olarak İstanbul 21....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :............Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 08.09.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmenin muvazaalı olarak yapıldığını, müvekkilinin kamu haczi ile karşılaşmaması amacıyla, üçüncü kişileri aldatmak fakat kendi aralarında hüküm doğurmamak üzere akdedildiğini, sözleşmenin kamu idaresinin müvekkili aleyhine başlattığı takipten sonra yapıldığını, satış bedelinin raicinin çok altında olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmediğini ileri sürerek muvazaalı olarak yapılan satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

              Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta, dava konusu Kırşehir 1. Noterliğinin 27.07.1990 tarihli ve ... yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi davacıların murisi ile dava dışı ... arasında yapılmıştır. Davalı kooperatif tarafından dava konusu taşınmazın tahsis edildiği taşınmaz satış vaadinde bulunan ...'in zorunlu dava arkadaşı olduğu gözetilerek husumet yöneltilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hal böyle olunca, mahkemece davacı tarafa adı geçen kişiye karşı da dava açması için uygun bir süre verilmeli, açılırsa o dava görülmekte olan bu dava dosyası ile birleştirilmeli, satış vaadi borçlusunun da savunma ve delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu