Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 13/06/2000 tarih 13757 Y.nolu satış vaadi sözleşmesi ile fiilen teslim alıp kullanmaya başladığını beyan ettiği, istinaf dilekçesinde de 2010/240 Esas sayılı dosyasının infazı için gelindiğinde dosyadaki davalı Gülümser'in taşınmazı tahliye ettiğini ve taşınmazda kendi eşyalarının bulunduğunu beyan ettiği, bu haliyle davacının satış vaadi sözleşmesi ile Mevlüde'den aldığı taşınmazın 1. katta veya 2. katta olup olmadığının net olarak mahallinde tespitinin gerektiği, kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki davacının satış vaadi sözleşmesi ile zilyetliğinin devraldığını iddia ettiği Mevlüde'ye ait taşınmazın kat karşlığı inşaat sözleşmesindeki numarası ile fiiliyatta inşaat edilen bağımsız bölüm numarasının ve katının binanın inşaatı sırasında değişip değişmediği net olarak anlaşılamamaktadır....

Uyuşmazlık, davacının, noterde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre bedelini ödeyip zilyetliğini edindiği taşınmazların devrinin mümkün olmaması nedeniyle rayiç bedelin tahsili istemine yöneliktir. Dosya kapsamından, davacının daha evvel Burdur İcra Dairesi'nin 2010/3108 sayılı dosyası ile ilgili taşınmaz vaadinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödediği 10.000TL'nin iadesi amacıyla icra takibi başlattığı, itiraz üzerine görülen .... ...2010/151E. sayılı itirazın iptali davası sonucunda ise davanın kabulüne karar verildiği, davacının bu şekilde ilgili satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği bedeli tahsil ettiği, davacının işbu davadaki talebinde de mahsup isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı daha önceki bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini göstermiş ve seçimlik hakkını bedel iadesinden yana kullanmış olduğundan, artık aynı sözleşmeye dayanarak rayiç bedel isteminde bulunamaz....

    Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra, 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri, sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlayacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; Davacı, miras bırakan annesi Hatice'nin davalıların miras bırakanları Fatma adına tapuda kayıtlı 274 parsel sayılı taşınmazı noterde 13.11.1973 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, miras bırakan annesinin dava konusu taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını ileri sürerek dava açmış diğer mirasçıları da davalı göstermiştir....

      Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki sözleşmenin “Anlaşmazlıkların Halli” Başlıklı kısmının 20.1 maddesinde satıcı ile alıcı arasında vuku bulacak ihtilafların tahkim usulünün esas alınarak çözüleceğinin kararlaştırıldığı, söz konusu tahkim şartı nitelik itibariyle tahkim sözleşmesi olup, tahkim sözleşmesinin tabi bulunduğu hükümlere tabi olduğu, tahkim şartının yasada aranan şekil şartlarını taşıdığı, davalının yasal süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi ve alıcı kredisi temini sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

        Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; taraflar arasındaki sözleşmenin “Anlaşmazlıkların Halli” başlıklı kısmının 21.1 maddesinde satıcı ile alıcı arasında vuku bulacak ihtilafların tahkim usulünün esas alınarak çözüleceğinin kararlaştırıldığı, söz konusu tahkim şartı nitelik itibariyle tahkim sözleşmesi olup, tahkim sözleşmesinin tabi bulunduğu hükümlere tabi olduğu, tahkim şartının yasada aranan şekil şartlarını taşıdığı, davalının yasal süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi ve alıcı kredisi temini sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

          Davanın niteliği, tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sunulan belge ve deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davada talebinin taşınmazın aynına ilişkin olup davacının iddiasında haklılığını ispat konusunda tapu kaydı, düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve ekleri ile konut teslim tutanağı, ödeme belgeleri, keşif, bilirkişi, ve yasal tüm delillere dayandığı dava dilekçesi ile sabittir. Doğaldır ki davacının iddiasında haklı olup olmadığı yargılama sonunda tüm deliller toplandıktan, incelendikten ve değerlendirildikten sonra ortaya çıkacaktır. Taşınmaz daire niteliği ile davalı Teknik Yapı....A.Ş.adına tapuda kayıtlı olup taşınmazın tapu kaydında davalı banka lehine borçlusu davalı Teknik Yapı...A.Ş.olan 01/11/2017 tesis tarihli ipotek bulunmaktadır. Davacı ile davalı Teknik Yapı...AŞ.arasında dava konusu bağımsız bölüme ilişkin 27/04/2016 tarihli satış vaadi sözleşmesi akdedilmiştir....

          Her ne kadar 775 sayılı yasanın 34. maddesinin 1. fıkrasında "Bu kanun hükümlerine göre belediyelerce tahsis olunan arsalar, yapılar ve bu arsalar üzerinde yapılan bina ile meydana gelen taşınmaz mallar tahsis tarihinden itibaren 10 yıl süre içinde devir ve temlik olunamaz, rehin ve diğer ayni haklarla takyit edilemez, satış vaadi sözleşmesine konu teşkil edemez..." hükmü yer almış ise de bu düzenleme, takyit süresi içinde satış vaadi sözleşmesi yapılmasına engel teşkil etmez. 10 yıllık takyit süresinin geçmesinden sonra da satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı doğmuştur. Mahkemece davalı TOKİ vekilinin cevap dilekçesinde dava konusu taşınmazın 775 sayılı yasa uyarınca İstanbul 8. Noterliğinin 15.11.1985 tarihli taahhütnamesi ile Sarı oğlu ...'a tahsis edildiğini kabul etmiş olması ve ...'ın tapu devri için gereken şartların yerine getirilmediğine ilişkin bir itirazda bulunulmamış olması, ......

            Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Somut olayda; davacının dayandığı 14.05.1991 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin konusu 591, 593, 595 ve 596 parsel sayılı taşınmazlarda davalıya murisinden intikal edecek miras hak ve hisselerinin tamamıdır. Davalı satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu taşınmazda babası ...'den intikal eden miras payının satışı vaadinde bulunmuştur....

              Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.Bununla birlikte dava konusu edilen pay davalıya satış vaadi sözleşmesi ile satılmış ve tapuda ferağ verilmemiş ise bu sözleşmeye dayanan cebri tescil davaları sözleşmede gösterilen bedel esas alınarak açılır. Sözleşme borçlusu edimini yerine getirmediği takdirde alacaklı tarafından açılan tescil davasına muhatap olur. Alınan cebri tescil kararının kesinleşmesi ile de, mülkiyet satış vaadi alacaklısına geçer ve paydaşın o tarihte önalım hakkını kullanma yetkisi doğar. Normal olarak satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin önalım bedeli olarak kabul edilmesi gerekir....

                Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır. Elbirliği ortaklığına (iştirak halinde mülkiyete} } konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, miras payını, ortaklık dışı bir kişiye satmayı vaad etmesi halinde sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir. Ancak elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Fakat elbirliği ortaklığına dahil paydaşlar arasında gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapılmışsa iştirak bozulmamak kaydıyla satıcı elbirliği ortağının payının alıcı elbirliği ortağının payına ilave edilmek suretiyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır....

                  UYAP Entegrasyonu